İnsan hayatında “ne oldum?” değil, her zaman “ne olacağım?” sorusuna cevap aranması gerekir, Bizim meslekte de yaşanılan son gelişmelere ve malzeme fiyatlarına yapılan zamlar nedeniyle gerçekten zor ve güç günler geçiriyoruz.

Bursa’nın yerel medya gündemine baktığımızda çalışan meslektaşlarımızın pek çoğu “acaba ben ne zaman işsiz kalacağım?” endişesini duyuyorlar. Çünkü döviz fiyatlarındaki dalgalanma ve iğneden ipliğe gelen zamlar, bizim sektörü de derinden etkiledi ve yaraladı. Pek çok gazete, kendi yağıyla kavrulurken şimdi masraflar iki katına, hatta kalıp ve kağıt fiyatlarındaki sadece malzeme temin ücretlerinin değil, nakliye ücretlerinin de nerede ise iki, üç katına yükselmesi nedeniyle güç günler yaşıyoruz.

Benim meslek hayatımda ise, bugünden itibaren yeni bir yaşam başladı. 3 yıl süren Gazete Bursa maceramdan sonra, bana göre “okulum” olan, aile merkezim olan Bursa Haber Gazetesine sayın Cüneyt Dizdar’ın daveti üzerine yeniden dönüş yaptım. Meslek hayatımın nerede ise beşte dördü bu gazetede geçti. Gazetenin arşivine girip, sayfaları karıştıranların, “seneler önce şu haberi yazmışsın.” Diye beni arayıp eski hatıralarımı canlandırmaları inanın her kula nasip olmayan bir duygu.

Bugünden itibaren Bursa Haber Gazetesi’nin eski ve yeni okurlarımla beraber olacağım. Bursa’nın dertleriyle dertleneceğiz. Ülkemizin dertleriyle dertleneceğiz. Çözüm noktasında ortak akıl, fikir ve projeleri hep beraber paylaşıp tartışacağız. Doğru yapanların, hizmet edenlerin yaptıkları hizmetlerin unutulmaması ve tarihe not düşülmesi adına bu köşemizden sizlerle paylaşımlarda bulunacağım. Yine, hizmet yapma adına bilerek veya bilmeyerek hata yapanların, yanlış yapanların yaptıklarının yanlarına kar kalmaması adına ve yine tarihe not düşülmesi adına olumsuzlukları bu köşemden sizlerle paylaşacağım.

Kimseye karşı önyargılı değilim.

Yapılan iyilikleri unutmadığım gibi, yapılan kötülüklerin de unutulmaması gerektiğine inanıyorum. Çünkü, insanlar hayatları boyunca iyi günlerinde olduğu kadar zor ve kötü günlerinde de kendilerini yalnız bırakmayanları hatırlar. Kendisine iyilik yapanları hatırladıkları gibi, kötülük yapanları da hiç unutmazlar.

Ben de hem iyiliklerin hem de kötülüklerin unutulmaması ve tarihte geçmiş yıllardan açılan bir sayfada yazılı bir kaynak olarak kalması için elimden geleni yapacağım. Geçmişte olduğu gibi bundan böyle de haklının yanında, haksızların ise karşısında dimdik durarak suç işleyenlerin hesap vermeleri adına mücadeleye aynen devam edeceğim.

Bugünkü yazımı selamlama faslı ile tamamlamak istiyorum.

Aslında gündem çok geniş ve çetrefilli. Siyasette gelişmeler var. Toplumsal olaylarda gelişmeler var. Halkımızın beklentileriyle ilgili gelişmeler var. Ekonomik ve yaşam zorluluğu ile gelişmeler var. Halkımızın her gün yaşamak zorunda kaldığı trafikle ilgili sıkıntılar ve bazı bölgelerde ise iyileştirmeler var.

Bursa ve Türkiye gündeminde konu bulma sıkıntısı yok.

Kime dokunsan, “bir dokun, bin ah işit” anlamında ifadelerle karşılaşıyoruz. Herkesin kendisine göre olumlu veya olumsuz bakış açıları var.

Bizim görevimiz, bu bakış açılarının topluma yayılması, sıkıntı ve dertlerin çözümlenmesine katkı sağlanması yolunda, kamu hizmet alanları, siyasetçiler, politika üretenler, proje üretenler, fikir üretenlerle, halkımızın, vatandaşlarımızın arasında köprü görevi yapmaktır.

Bu meslekte kırk yılı aşan günlerim geçti.

Bazen yaptığımız işlerle övündük. Güldük. Hep beraber mutlu olduk.

Bazen yaşadığımız olaylar üzerine üzüldük. Bir vatandaşımızın başına gelen olumsuz bir kaza, bir olay, bir adli vaka bizleri üzdü. Toplum olarak üzüldük.

Bazen, yapılan bir kamu hizmetiyle mutlu olduk. Mahalleye yapılan bir çocuk parkı, sadece o mahallede oturanları, yaşayanları değil, gazetemizde haber yapılması üzerine belki de bu kentin pek çok bölgesindeki insanları mutlu etti.

Bazen, yanmayan bir sokak lambasının yenisiyle değiştirilmesine yol açan bir haber yapmamız nedeniyle hem halkımız hem de bizler mutlu olduk.

Gecemizi gündüzümüze katıp, yağmur-çamur, kar-kış demeden bizler sizlere haber ulaştırabilme adına çalıştık. Çabaladık. Sizlerde, sabahın erken saatlerinde gazete bayilerine giderek gazetemizi satın alıp, bizim yazdıklarımı okuyup, bizim yazdığımız haberlerle gündemi takip ederek, bizlere destek verdiniz.

Ne mutlu sizlere ve bizlere. Birbirimizi karşılıklı olarak tanımadığımız pek çok okurumuzla her gün gazete sayfaları aracılığıyla görüşüp dertleşiyoruz. Haberleşiyoruz…