Dost bildiğimiz ve eski Müttefikimiz Almanya şok bir karar ile Türkiye'yi hem şaşırttı hem üzdü. Almanya Federal Meclisi, 1915 olaylarını "soykırım" olarak niteleyen tasarıyı kabul etti.

Tasarı, “1915 ve 1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermenilere ve diğer Hristiyan azınlıklara uygulanan soykırımın hatırlanması ve anılması” başlığını taşıyor.

Almanya'da, 1915 olayları tasarıda ilk kez resmen "soykırım" olarak nitelendirildi. Bizlerde Ermenilerin Doğu ve Güneydoğu'da yaptığı katliam ve soykırımları biliyoruz, bu gün Türkiye'yi suçlu ilan etmek isteyen ülkelerin tamamının da kirli ve karanlık geçmişini gayet net biliyoruz

Türkiye’nin 1915 olaylarını "soykırım" olarak kabul eden ülkelere karşı uyguladığı yaptırımları Almanya’ya karşı da yaşama geçirmesi, siyasi diyalog trafiğini yavaşlatması ve bu karardan duyulan rahatsızlığın her düzeyde hissettirilmesi gibi yöntemlere başvurması sürpriz olmayacak. Ancak bu ülkemiz adına da büyük sıkıntılara yol açabilir Rusya ile yaşanan uçak problemi daha çözülmeden Almanya ile ilgili sıkıntılar ekonomik krizleri doğurabilir.

Almanya parlamentosunun bir kabul bir çekimsere karşı onayladığı soykırım tasarısının nedenlerini zamanlamasını ve bu konuda dost bildiğimiz Almanya'nın inisiyatif almasının arka planını çok iyi değerlendirmemiz gerekir.

Almanya'daki PKK, Ermeni ve Yunan lobilerinin büyük efor ve gayret gösterdiklerini anlıyoruz.

Türk lobisi ise birçok konuda olduğu gibi yine etkisiz kalıp işin vahametini kavrayamamıştır. Alman Parlamentosundaki bütün Türk (!) kökenli 11 Milletvekilinin soykırımdan yana oy kullanmaları, 3. kuşak Almancı gençlerin üzerinde vatansever duyguları empoze etmekte zayıf kaldığımızın ispatıdır.

Yasanın onaylanması ve zamanlamasında özellikle dış politikadaki derin siyaseti dışa yansıtamadığımızın göstergesidir.

Alınan bu kararla Almanya ile yine müttefik oluyoruz. Soykırım yapan iki ülke olarak onları tarihleriyle yalnız bırakmamış olacağız Almanya kendi yakın tarihindeki soykırım için bizi kendi utancına ortak etmiştir.

Suriyeli mültecilerin Avrupa'ya girmemesi ve denizlerde binlerce çocuk, yaşlı, kadın demeden hayatını kaybetmelerindeki dramda önemli rol oynayan Almanya adeta gündem değiştirircesine sıcak gündemi tarihin tozlu sayfalarına çekmiştir mültecilere kurtulma şansı vermeyen Almanya günümüzde ikinci bir insanlık ayıbına imza atmıştır.

Ankara'daki Alman diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin hangi alanlarda nasıl tepki vereceğine, bunların ne kadar sürüp nasıl zararlar verebileceğine ilişkin değerlendirmelerine devam ediyorlar.

Yapılan değerlendirmelerde Türkiye'nin daha önce Fransa gibi önemli müttefik ülkelerin bu yöndeki adımlarına verdiği tepkiler de örnek olarak alınıyor.

Dört siyasi parti tarafından desteklenen karar tasarısının kabul edilmesi olasılığının yüksek olduğu görüşüyle yapılan değerlendirmelerde, Türkiye'nin ilk başlarda ortaya koyacağı sert tepkinin zaman içinde yumuşayacağı ve uygulamaya alınan yaptırımların da kaldırılacağı öngörüsü öne çıkıyor.

Fransa ile 2000 yılında, Avusturya, Lüksemburg ve Vatikan ile geçen sene yaşanan soykırım bunalımları buna bir örnek olarak da görülüyor.

Ölçülmeye çalışılan risk unsuru ise Almanya’da yaşayan ve sayıları 3 milyonu aşan Türk vatandaşlarının karar tasarısının kabul edilmesine nasıl bir tepki verecekleri.

Ancak Türkiye-Almanya arasında yaşanacak bu gergin sürecin etkilerinin tüm kıtaya yayılması riski de bulunuyor.

Ankara’da görev yapan Avrupalı diplomatik kaynaklar arasında, böyle bir gelişmenin Türkiye-AB göç anlaşmasını etkileyeceğini düşünenler kadar etkilemeyeceğini öngörenler de var.

Etkileyeceğini düşünen bir AB ülkesi diplomatı, geçen sene sonbahardan itibaren geliştirilen göç anlaşmasının Avrupa adına mimarının Almanya Başbakanı Merkel olduğunu anımsatırken, "Erdoğan ile Merkel arasındaki diyaloğun bu nedenden dolayı kesilmesi, şu anda zaten tehlikede olan anlaşmanın tamamlanması ve etkin uygulanması sürecini durdurabilir. Terörün tanımı nedeniyle zaten sıkıntıda olan vize serbestliği ve geri kabul anlaşmasının uygulaması aksarsa bu durum genel mülteci anlaşmasına da zarar verebilir" görüşleri mevcut.