Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mübarek Ramazan'ı yaşamak

Yazının Giriş Tarihi: 29.06.2015 00:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.06.2015 00:22


 

Bir Mübarek Ramazanı Şerif ayını daha görüp yaşamamız nasip oluyor. Bir sonraki Ramazan Ayı'na kim öle kim kala Allah bilir bu sebeple yaşadığım bu manevi ve güzel günlerin kıymetini bilelim, hoşgörülü olalım.

Manevi duygularımızın zirveye çıktığı bu kutsal ayda çocukluğumuzun Ramazanlarını özleyip ve yad edeceğimiz gayet aşikar cümlemizin anılarının var olduğu nerede o eski Ramazanlar deyip anlatacağımız bir hayli hatıra olacaktır bu cümleyi kullanırken çocukluğumuzun yaşlılarına benzemeye başladığımızı da düşünmeden geçemiyorum.

RAMAZAN AYI KLASİKLERİ

Karagöz Hacivat Ramazan aylarının vazgeçilmez eğlencesi ve simgesi olmuştur, İstanbul’da yaşayanların direklerarası gösterilerini canlı izleme imkanı bulmalarına karşı bizlerde ancak TRT Döneminin tek kanallı düzeninde televizyonlardan izleme imkanı bulmuştuk çocukluğumuzda ve Ramazan ayının değişmez tatlısı Güllaç deyince akla gelen ilk tatlılardan biridir 15 yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı’da halk mısır nişastasından yufka açıp stoklar ve havayla temas halinde olduğu için kuruyan bu yufkaları süt ve şekerle ıslatıp yerdi. Zamanla içine gül suyunun da eklenmesiyle ortaya “güllü aş” ismi verilen tatlı çıktı ve (tıpkı “sütlü aş”ın “sütlaç”a dönüşmesi gibi) ismi “güllaç” oldu.

Arif Bilgin’in Osmanlı Saray Mutfağı kitabındaki bilgilere göre, güllaç ilk kez saraya 1489 yılında alındı. Osmanlı sultanlarının sofralarından eksik etmediği güllacın 200 gramında yaklaşık 300 kalori bulunuyor. Bugün Türkiye’de yılda ortalama 250 ton üretiliyor, bunun yüzde 85′i Ramazan’da tüketilmektedir.

Her Ramazan özlemle beklediğimiz bu doyumsuz tat, Osmanlı sultan sofralarından bugüne taşınmış bir lezzet. Güllaç, sütlü olduğundan iftardan sonra rahatlıkla yenebilecek, hazmı kolay ve hafif bir tatlıdır. Sarayda da bu özelliğiyle çokça tercih edilmiştir. Günümüzde arzuya göre koyulan gülsuyu, Osmanlı Mutfağında ferahlatıcı etkisi olduğu gerekçesiyle mutlaka eklenirdi. Güllaç ismi de bir bakıma buradan gelmektedir.

Mübarek Ramazan ayında durumu iyi olanların gerçek ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunması mutlaka olumludur ancak son yıllarda bu tarz yardım ve İftar sofraları ne yazık ki adeta şov yarışına dönmüştür dinimize göre sağ elin verdiğini sol elin görmemesi emredilirken bu kural adeta hiçe sayılmakta olup rekabete dönüşüp gösteriş çabası oluşmuştur.

Değişmez kurnazlığın biride bunu üzülerek yazacağım gıda maddelerine zam gelmesi artık olağan bir durum haline geldi Pazarda her alışveriş gününde bunun farkında olacaksınız adeta vurgun gözüyle bu alış veriş zorunluluğunu fırsata çeviren açgözlüler bu manevi ayı fırsata çevirme aymazlığından hiç çekinmeyeceklerdir. Ekranlarda diyetisyenlerin çıkıp bol keseden palavra atmaları zengin sofraların reklamı yapılarak şunu, bunu yiyin diye tavsiyelerde bulunurken iftarı çorba ve zoraki bir tabak yemekle açanların hatırlanmayacağı. Ve bir çok malzeme ile hangi yemeğin hangi böreğin nasıl yapılacağı ballandıra ballandıra anlatılacağı farklı hocaların ekran yarışında farklı farklı fetvalar ile halkın kafasını karıştıracağı orucu ne bozar ne bozmaz muhabbetleri.

Benim değişmez iki klasiğim vardır Ramazan ayında yaklaşık 1600 sayfa olan Peygamber Efendimizin Hayatını okumak diğeri de Çağrı filmini sakin kafayla izlemektir tavsiye ederim.

Ortadoğu ve sınır komşularımızda yapılan katliamlar Ramazan ayında Müslüman halkımızı ve insani vicdani yönden tüm ülkeyi yasa boğmaktadır bir an önce akan kanın ve katliamların durması için Dua etmekteyiz. Esen kalın…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.