Türkiye'de en önemli sorun misyon yani görev yapılanması diyebiliriz. Birçok anlamda ve alanda çalışan, ortak payda mantığına yoğunlaşırken ana hedeften uzaklaşan kurum kafa karışıklığına neden oluyor. Hizmet değil, hezimet üreten bunca oluşumu sivil toplum kuruluşları içerisinde de görmekteyiz. Memleket bekası adı altında ülkeye hizmet gayesi ile kurulan çok sayıda dernek amacından uzak ve kitleleri bütünleyici özellikten yoksun.

Bursa'da benzeri oluşumların yığınla bulunduğu bir kent. Ülke adına dinamo etkisi oluşturabilecek, katma değer katabilecek sivil toplum örgütü sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Federasyon ve Konfederasyon kültürünün eksik kaldığı, 'biz değil ben' merkezli yapılarla Bursa daha ne kadar geriye gidebilir? Türkiye'nin çoğu kentinden daha fazla enerji üreten, vergi ödeyen, sanayi ve ticaret üretimi gerçekleştiren Bursa, aldığı yoğun göç aritmetiğine rağmen istediği seviyede değil. Her siyasi partiden en üst düzeyde temsilcisi bulunan kentte 'Ortak Akıl' bitmiş durumda. Öyle ki, Bursaspor küme düştü. İhracat dengesiz bir olumsuzluğa sürükleniyor. Küçük esnafın derdini dinleyen yok. Velev ki, siyaset ile siyasetçi de yaz tatiline gitmiş gibi…

Herkesin bir marka ve makyaj peşinde koştuğu Bursa'da, sırtımızı yaslayıp şöyle 'kim var kim yok' diye baktığımızda var olan sessizlik ürkütücü boyutlarda. Kentin kendi içerisinde yeni bir misyon ekibine ihtiyacı var. Köklü sivil toplum kuruluşlarının bile adeta kökü kazınmış. Her daim alkışlayan ya da eleştiren kuruluşlar hep aynı safta. Oysa asıl ihtiyaç duyulan, etki yaratacak projeler ve hayata geçecek somut adımlar.

Bursa'da yeni bir sinerji sürecine ihtiyaç duyuluyor. Tıpkı Bursaspor örneğinde olduğu gibi 'Yeniden Zirveye' mottosu kent geneline yayılarak güçlendirilmeli. O partili bu partili demeden herkesin aynı çatı altında buluşması şart. Ve bunun öncülüğünü yine Bursa Valisi Yakup Canbolat üstlenmeli, yerel yönetimler istisnasız desteklemeli.

Kentsel motivasyon şart…

Elbette başarı için teşvik şart. Bireyler gibi toplumlar ve kentlerde motivasyon ile daha fazla katma değer üretir. Önceki gün yayınlanan kararname Bursa'da sevinç yaratırken, benzer atamalar icracı Bakanlıklar nezdinde de bekleniyor.

Bursa'nın bir ekonomi kenti olduğu gerçeğini Ankara çok iyi okumalı. Sadece Ak Parti ve Erdoğan hükümeti için değil, Asya ve Avrupa arasında ki iletişim içinde Bursa olmazsa olmaz bir köprü kent niteliğinde. Kentin ticaret hacmini kazanca dönüştürecek adımlar atılmak zorunda. Sanayi, tarım, turizm, eğitim alanlarında rehabilitasyon çalışmalarını daha güçlü yürütmek ve yaşayan bir kentin ışığı ile Türkiye'yi ayağa kaldırmak mümkün. Cumhurbaşkanlığı himayesinde 'Bursa İpekyolu Ekonomi Forumu' ile kent ve Marmara havzasının gücü daha iyi anlaşılabilir. BEBKA, BTSO ve BTB öncülüğünde Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi akademik bilgi dağarcığı ile kentin vizyonunun ötesinde misyonunda var olan eksikler hızla giderilebilir.

Kim bilir belki de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu forumu uluslararası düzeyde bir seviyeye taşıyarak kente olan vefa borcunu da ödeyebilir…