Türk siyasi hayatının mihenk taşı partisidir MHP ama kökleri sadece çok partili hayata geçildiği dönemden ya da sadece Cumhuriyet döneminden ibaret değildir. Fikri kökleri itibariyle Osmanlı dönemine kadar uzanan bir Turan davasıdır. Özetle, MHP ülkeye her daim lazım bir siyasi harekettir. İktidar olamasa bile en azından mecliste varlığını sürdürmesi önemlidir.

Bahçeli dönemi

Bu siyasi hareketin uzun yıllardır liderliğini sürdüren Devlet Bahçeli, gelinen nokta itibarıyla misyonunu tamamlamıştır. Birçok kez eleştirsem de kendisine saygı duyduğum ve vatanseverliğinden şüphe etmediğim Bahçeli, çok önemli işlere imza attığı MHP'de artık uzatmaları oynuyor.

Genç sayılabilecek bir yaşta ve sıkıntılı süreçlerden sonra genel başkanlık koltuğuna oturan Bahçeli, belki de bu siyasi hareketin sona ermesini engelleyecek kadar büyük bir hizmette bulundu. Toplumda artık MHP (ya da ülkücü) eşittir mafya şeklindeki kabulü sona erdirdi. Parti içine bulaşmış menfaat odaklarını temizledi ve ülkücüleri sokaktan salonlara çekti. Bu sayede MHP tekrar saygı gören bir parti haline geldi.

Şimdi gelinen noktada ise Bahçeli, değişimin önünü açmadığı, ona zemin hazırlamadığı için tabandan gelen baskılar karşısında zorlanıyor. Bahçeli eğer kendisinden sonra partiyi teslim edeceği kadroları iş başına getirip çekilseydi bugünkü sıkıntılar hiç yaşanmayacaktı.

Mahkeme kapılarındaki muhalifler

Gelinen noktada ise ellerinde evraklarla mahkeme kapılarını aşındırıp olağanüstü kongre yoluyla önce tüzüğü, sonrasında ise Devlet Bahçeli'yi değiştirmeye çalışan muhalifler ile gündemde MHP.

Bahçeli'nin çekilmeyi bilmeyip gençlerin önünü açmaması ne kadar yanlışsa, bugün arkalarına belli mihrakların desteğini alarak racon kesen muhaliflerin yaptıkları da en az o kadar yanlış.

Seçim zamanı MHP adına ortalıklarda görülemeyen bu arkadaşlara gökten bir mesaj mı geldi de birden hem partiyi, hem de MHP'yi kurtaracağız edasına büründüler. Özellikle el altından Asena olarak tabana pompalanan ve bir kaç parti dolaşıp şimdilik MHP'de karar kılmış görülen hanımefendi, ne kadar memleket düşmanı çevre varsa onların tam desteğini nasıl alıyor?

Aslında ne oluyor?

Evet MHP'de yıllardır başarı yakalanamadığı için tabanda ciddi bir değişim talebi oluşmuştu. Parti yönetimi bunu görmezlikten gelmeyi seçince de, bazı gruplar (yıllardır ülke siyasetini dizayn etmeye çalışan ne kadar şer ittifakı varsa) bu rüzgarı kullanmaya çalışıyor. Olanların özeti budur.

Bu süreçte kimin kimle olduğunun, kimin kendini kime kullandırdığının da pek bir önemi yok. Asıl altı çizilmesi gereken nokta da, Devlet Bahçeli liderliğindeki mevcut MHP yönetiminin bazı kritik süreçlerde hep devlet lehine aldığı kararlardan dolayı bugün hedef tahtasında oldukları gerçekliğidir. Yoksa bugün değişimi yönetmeye çalışan mihrakların hiç birinin MHP'nin geleceği umurunda bile değildir. O yüzden, elin yönettiği değişim rüzgarıyla göreve gelip o koltuğa kim oturursa otursun bundan sonra o kadar da milli kararlar alamayacaktır. Meselenin aslı da, benim için en önemli yanı da budur. Gerisi ise teferruattır.