Yumurtanın cılkına dahi tahammülü olmayan bir milletin, her işin cılkını çıkartmadaki, mahareti ne kadar şaşırtıcı.
Gerçi hemen hiçbir şeyi ciddiye almamak gibi bir huyumuz olduğundan, aslında bu cılkını çıkartma meselesine de şaşmamak gerekiyor.
“Burası Türkiye Abicim” ironisine sırtını yaslayıp, yaptığı her işi çırak çıkartmayı başarabilen bir toplumun üyesi olarak, şöyle bir düşündüm; acaba en çok nelerin cılkını çıkartıyoruz diye…
Nelerin cılkını çıkarmıyoruz ki? Neye el atarsak onu sonuna kadar sömürüp posasını çıkartmadan rahat edemiyoruz. Böyle olunca da el attıklarımızın içi boşalıyor gerçek değerlerinden uzaklaşıp garip bir evrimle ila tanınamaz hale geliyorlar.

Sanırım her şeye malzeme gözü ile bakmamızdan da kaynaklanıyor bu durum. Cılk çıkartmak, nitelik kazandıkça, konular, olaylar, sorunlar sündürüle sündürüle içinden çıkılmaz hal alıyor. Ne kadar önemli hadise varsa mutlak surette ve itina ile cılkı çıkarılana kadar sallayıp hovardaca harcayarak unutulmaya terk ediyoruz.
Eyvallah herkes istediği bir şeyin cılkını çıkartmakta özgür. Kimseye “Eee artık cılkını çıkarttın” diye yakalama kararı da çıkmıyor bu konuda cılkın cılkını çıkarana kadar derin bir özgürlüğe sahibiz.

De;

Konu  1289 yılı bir ikindi vakti Selçuklu Sultanı'nın Emir Mansur Çomaktar başkanlığında bir heyetle gönderdiği ferman ile Söğütte büyük Mescit meydanında Osmangazi tarafından yanında amcası Dündar Bey, kardeşleri Savcıbey ve Gündüzalp ile silah arkadaşları Aykutalp, Hasanalp, Konuralp, Kösemihal, Karamürsel, Akçakoca, Abdurrahmangazi ve Dursun Fakih Hoca olduğu halde Söğütlülerle beraber ayakta karşılanan Mehteran Bölüğü olunca iş değişiyor.Adı üstünde bölük,askeri ve ulvi bir kimliği var. Dünyanın en eski askeri bandosunun bir animasyon ekibi gibi lahmacuncu,çiğ köfteci,çorbacı vs açılışlarında,sanki çok gerekli bir unsurmuş ta yapmazsan konuklar ayıplarmış gibisinden sünnet düğünlerinde,(ben yeni duydum bu da oluyormuş) kız almalarda kullanılıyor olması en azından bu tarihi oluşuma hakarettir.

Mehterin ne olduğunun ne olmadığının bu günlerde bir kez daha hatırlatılması gerekliliğini düşünüyorum;

Mehter marşının önemini ve etkisini ortaya çıkaran en önemli yer harp alanlarıdır. Kale kuşatmasında, meydan savaşlarında ve deniz savaşlarında düşmana saldırı emri verilirken mehter marşı çalınarak askerler şevk ve heyecanla savaşır, düşmanın morali bozulurdu.Avrupa'nın önemli sanatçıları Mozart ,Beethoven ve daha nice besteciler mehter marşından etkilenerek besteler yapmışlar ve bu besteler 18 yy.da Avrupa'da yeni bir müzik türü doğmasına sebep olmuş bu müziğe de “Alaturka” adı verilmiştir.

Yani;

Mehter Bölüğü folklorik bir unsur değildir.Aksine kuruluş amacı son derece ciddi kuranların ondan beklentisi iki kere ciddidir.

Koca Mehteran bölüğünü (gerçi Mehteri de maliyeti göz önüne alıp asli sayısını andırmaktan bile uzaklaştırarak,iskontolu hale getirmişler ya)  bir kaldırıma sıkışmış, renkli balonlarla çevrelenmiş dükkanların önünde, nasıl başarıyorlarsa artık korkunç görünümlü sevimsiz palyaçoların eşliğinde her gördüğümde çok üzülüyorum.

Hele düğün salonlarında eğlence unsuru olmalarını hiç kaldıramıyorum.İşin tuhafı sallamaya gelince herkes sahip Mehter Bölüğüne hiç kimse hadisenin ruhunun farkında değil.

Yazıyı yazmadan önce  ilk okul çağlarında üç,orta öğretim de iki,üniversite de okuyan da dört yani dokuz evlada Mehteranı sordum.Ortak yanıtları müzik gurubu mealinden bir şey oldu ilgilerini de en çok iki ileri bir geri yürüyüşün çektiğini söylediler.Söylediler söylemesine de Mehteran Bölüğünün iki ileri bir geri yürümediğini Mehter yürüyüşünün kendine özgü bir yürüyüş olup, daima sağ ayakla başlandığını ve her üç adım atışta sağa ve sola dönülerek yürünüp Mehterin iki tarafı selamladığını söylediğimde şaşırıp kaldılar.

Ben şaşırmalarına şaşırmayacak kadar yaşlı olduğum için sadece Dünyanın en eski bandosunun (ki işlevi bandodan da öte idi) orada burada gösteriler yapan bir animasyon grubu, Mehteran’ın da animatör gibi algılanmasının bile önüne geçemediğimize hayıflanıyorum.

Evet her şeyin cılkını çıkartma da mahiriz de, Mehteran Bölüğünün ne kabahati var ?

Tarih sorar bir gün, verecek cevabımız olmaz…