Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mecburcu vatandaşlar

Yazının Giriş Tarihi: 05.06.2018 00:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.06.2018 00:21

Yıllarca dirsek çürüt okullarda… Askerlik yap dağlarda… Çalış çabala, karda, soğukta, sıcakta… Terfi almak için saatlerini, aylarını harca, herkesle iyi geçin; Beslenmenden dahi feragat et ki; başını sokabileceğin yasal bir evin olsun…

Buraya kadar normal bir yaşamın izlerini görmek mümkün… Olması gereken bu değil ama ne yaparsın… Düzen belli…

Sen bunları yaparken; aklına bile gelmeyen yerlerde birileri de Hazine arazilerine, kentin ücra köşelerine, dere yataklarına, dağlık yerlere yerleşir, görmezsin… Gecekondu tabir edilen binalar pıtrak gibi artar… Her seçim öncesi oraya gidenlerin verdiği sözleri duyma istersen… “Siz bu ülkenin asli unsurlarısınız, Siz bir tanesiniz, canımızsınız, kanımızsınız… Size elektrik, su ve doğalgaz bağlamayanlar utansın. Size belediye otobüsü göndermeyenlere değil, bize oy verin… Bizi seçin”… Kurban olsunlar size… Vur davulcu vur!

Davulcunun evi de oradadır zaten… Hırsla vurur gergin deriye, duyan gelir… Duymayan kalmasın diye bir de hoparlörünün sesi sonuna kadar açık minibüsler gezer sokak demeye bin şahit isteyen şoselerde… Kadınlar pek sevinir evleri olacak, su gelecek, elektrik gelecek diye… Çocuklar seyirtir sağa sola…  Kravat takmış beyler gezerler… Camında kıraathane yazan ama içeride kıraat eylememiş insanlara çay ısmarlarlar… Çoluğuna çocuğuna iş isteyen mi istersin, doktora gidecek parası olmayan mı istersin, torpil arayan mı istersin; hepsi oradadır… Babaları gelmiş de dert anlatan oğulları toplanmış gibi bir ortamdasındır şimdi… Her seçim öncesi tekrarlanır bu sahneler… Bir dahaki seçime kadar bir daha yüzünü bile görmezsin gelen kravatlı beyleri… Arada sırada zamanın ruhuna uygun giyinmiş kadın adaylar da gelebilir mahalleye…

Olsun… O, Ankara’da Meclis’tedir belki… “Adı ne idi” diye sorarsın her seferinde… Gençten biri “Abi yaşlandın gari. Bak adam her gün televizyonlarda” dese bile güler geçersin…

Böyle gitti ovamız, dağımız, bayırımız… Sular böyle kirlendi, hava kalitesi yerlerde sürünüyor şimdilerde… Akarsulardaki balık bile isyan etti, çekip gitti… Uludağ’ın yamaçlarında toplanan ve derelere yol bulan su, gidecek yeri olmayınca evlerin içine doldu… Bir yağmurda sel oldu… Tepeler aşağıya aktı, asfalt ağladı… Oksijeni bol diye tercih edilen Mudanya dahi beton binalardan oluşan bir kente dönüştü…

Karşılıklı bir çıkar var burada… Arsası devlete ait olan, elindeki avucundaki ne varsa dört duvara yatıran göç insanları doldurdu her yeri… Kent yönetimleri hep arkadan takip etti… Önce evler (!) inşa edildi, arkasından kanalizasyon, yol, su, elektrik, doğalgaz ve telefon hatları geldi… Ulaşımda minibüsler ortaya çıktı. Belediye otobüsleri vardı ve gelecekti… “Hele bir gelmesin bak neler olacak” diyen konuşmalara şahit oldum defalarca…

Kentsel dönüşüm işte tam da bu bölgeler için düşünülmeliydi… Oysa Bursa’nın rant bölgeleri; Ataevler, İhsaniye, Beşevler ve Kükürtlü’yü tercih etti müteahhitler… Kendilerince haklı olabilirler ancak ben katılmıyorum…

Bundan çok kısa bir süre önce iktidarın çıkardığı “imar barışı yasası” var artık… Uygulamaya da başladılar… Türkiye genelinde 13,5 milyon bağımsız yapı, bu barıştan yararlanacak… Kaçak falan ayrımı yapılmadan insanlar yasal evlerine kavuşacak…

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, başvuruların elektronik ortamda alınacağını söylediğinde kulak kabarttım. İnternet üzerinden konutunun ada, pafta ve parsel numarasını giren bu ‘mecburcu vatandaşlar’ ödenecek rakamı, hesaplama butonuna basarak öğrenebilecekler. Sonra da yatması gereken parayı bularak parayı yasal yollardan ödeyecekler…

Tüm bu işlemlerden sonra kişilere ‘Yapı Kayıt Belgesi’ verilecek. Yasal hale gelen evler de ‘Kentsel Dönüşüm’ için beklemeye başlayacak… Demiryolu altı başta olmak üzere Bursa’da bu kapsamda 70 bin bağımsız alan olduğu belirtiliyor… Müthiş bir rakam… Her evde 4 kişi olsa; 280 bin kişi rahatlatılacak, yıkım korkusundan kurtulacak…

Kentler biraz daha kalabalıklaşacak… Ova biraz daha yok olacak, insanlar bunalacak belki… Taa ki; akıllı birileri “siz ne yaptınız böyle” deyinceye kadar…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.