Uluslararası PISA testi sonuçlarına göre, Türkiye'deki öğrenciler bilim, matematik ve kendi dilinde okuyup anlamada OECD ortalamasının altında kaldı. İnanılmaz gelmesin; Bu sonuçlar ölçülüp biçilerek dünyaya açıklanıyor… Ülkemizin geleceğine damga vuracak gençlerimizin pür melali bu…

Açılımı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırma. Düzenli olarak yapılıyor… Biz her seferinde biraz daha aşağılara doğru kayıyoruz… Maalesef!

PISA testi, 72 ülke ve ekonomik bölgede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında gerçekleştirildi… Bu 72 ülke ve ekonomik bölgeden 35'ini Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) ülkeleri oluşturuyor. Türkiye 72 ülke arasında 50’nci sırada yer aldı…

Araştırmanın sonuçlarına göre, Singapurlu öğrenciler matematik, bilim ve okumada en yüksek notları alarak en başarılı öğrenciler oldu. Son 15 yılda gerçekleşen performansları zaten göz kamaştırıyordu. Demek ki; Üretimin dünyaya örnek olmasının altında yatan gerçek eğitim sistemi. Japonya, Estonya, Finlandiya ve Kanada da 35 OECD ülkesi arasında en başarılı ülkeler oldular.

Türkiye en alt sıralarda yer aldı dedik ya, bazı okurlarımız çok kızacaklar. Ama gerçekler her zaman biberdir, yakar…

OECD ülkelerinde eğitim gören öğrencilerin yüzde 7.7'si bilim konusundaki testte en yüksek sonuçları aldılar. Singapur'da 4 öğrenciden 1'i, Tayvan, Japonya, Finlandiya'da 7 öğrenciden 1'i en yüksek puanları alarak rakiplerine fark attılar. 20 ülkede ise öğrencilerin sadece yüzde 1'inden daha azı en yüksek notları aldı. Bu ülkelerden biri de Türkiye… Alttayız ama araya sıkışan zeki çocuklarımız da var çok şükür…

Yapılan araştırmada OECD ülkelerinde erkek öğrencilerin yüzde 25'i, kız öğrencilerin yüzde 24'ü ileride bilim ile ilgili bir işte çalışmak istediğini söylemiş. Bu oran fena değil aslında. Kız öğrencilerin okuması ve bilimsel çalışmalar içinde yer alması, gelecek nesillerin bilgili ve görgülü olmasının temelini oluşturuyor. Cahil ve düşünemeyen annelerden çocuklarına pek fayda gelmiyor. Sadece doğuruyorlar…

Bu arada kız öğrencilerin çoğu sağlık sektöründe çalışmak istediğini belirtirken, erkek öğrencilerin çoğu ise bilişim ve iletişim teknolojilerin ya da mühendislik alanında çalışmak istediğini deklare etmiş. Türkiye’de de sonuçlar aynı…

Gelelim matematik konusuna…

Singapur, Hong Kong (Çin), Makao (Çin) ve Tayvan matematik konusunda başı çekiyor. Japonya'daki öğrencilerin performansı ise OECD ülkeleri arasında en iyisi.

Türkiye'deki öğrencilerin matematik testindeki başarı ortalaması OECD ülkeleri ortalamasının altında. Türkiye'nin başarı seviyesi Birleşik Arap Krallığı, Şili, Moldova, Uruguay, Karadağ, Trinidad ve Tobago, Tayland ve Arnavutluk ile benzerlik gösteriyor. Okuduğunu anlamada ise yerlerde sürünüyoruz. Türkiye ve Meksika bu alanda en sonda yer alıyor.

Şimdi atılması gereken adımlar var. Devlete düşen görevlerin yanı sıra özel sektöre ve gönüllülere düşen görevle de var.

Devletin yıkım kararı çıkardığı, TÜBİTAK’ın desteklemeyi reddettiği ve projenin mimarı Sevan Nişanyan’ın hapsedildiği Matematik Köyü, yaşatılmalı. En azından denetimli serbestlikle sorunların üzerinden gelinmesini isteyenlere kulak verilmeli…

Bu arada dünyaca ünlü matematikçilerin katıldığı ve beş yılda bir düzenlenen Karp Ödülü’nü alan Alex Wilkie, Sergei Starchenko ve Kobi Peterzil’den köye destek geldi. Bilim insanları, ödüllerinden 750’şer doları sembolik olarak Ali Nesin’in kurduğu Matematik Köyü’ne bağışlayacaklar…

“İyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet de yoktur” diyor ünlü matematikçi John Nash.

Galiba haklı…