Ne varsa denizde var... Sahilin kokusu ve martıların hür uçuşları arasında keyifli bir güne imza atmaya ne dersiniz? Elbette katılıyorum size... Artık ne Gemlik ne Mudanya eskisi gibi temiz değil! Öyle ki, bu yaz Marmara'da denize girmek yine hayal hepimize. Siyasetin kokuşmuşluğundan ben de sizler gibi sıkıldım. Samimiyet bitti. Gayret tükendi. Varsa yoksa koltuk. Karar her ne kadar milletin diyorlarsa da, ben artık buna pek inanmıyorum.

Martılar misali insanların gönülleri. Kanatlanıyor, uçuyor ama hür değil... Deniz'in bittiği yerde bitiyor tüm özgürlükler. Peki, sizin deniziniz nerede bitiyor? Ya da sizin deniziniz nedir? Kafası karışık liseli çocuklar gibi oldu herkes. Dolar'ın hızla yükseleceğini iddia edenlerin ötesinde, piyasaların yazı göremeyeceğini ifade edenlerin de azınlıkta olmadığı bir dönemdeyiz. Diyeceğim ki, kuru soğan ile ekmekte yeter bize... Lakin onu da ancak tanzim kuyruğunda ucuza bulabiliyoruz. Anlayacağınız, kış üşüttü! Yaz kavuracak...

Eskilerin sözlerini akıllara getirmek bile istemiyorum. Ne güzel sözlerdi o sözler. Öyle ki, "harmanda yüzü olmayanın tarlada izi olmaz" derlerdi. Şimdi öyle mi? Nerde... Ne tarla kaldı, ne harman... Sahi, Harmancık'ta durumlar nasıl? Antalya'dan Bursa'ya otoban gelecek diyorlardı en son... Martılar hakkında teknik bilgiler vererek aklınızı karıştırmayacağım. Sonuçta martı dediğin ak olur yani beyaz, bembeyaz... Son dönem kış nedeniyle bazıları kirli beyaz oluyorsa da idare edin artık. Ve simit fiyatları da arttı artık. Anlayacağınız Martılar da aç...

Siyasetin dolu dizginliği arasında kalakalmış Bursa'da, elbette çok güzel şeyler olmuyor da değil! Mesela Tower Plaza'nın yıkılış süreci önemli bir gelişme. Her ne kadar hurdası ihalesiz gitti diyorlarsa bile önemli bir sorun çözüldü kent merkezinde. İnanıyorum ki, kent meydanında hançer misali duran TOKİ konutları da yıkılarak bölge yeniden revize edilecek. İller Bankası'nın yıkımına çoktan başlandı bile... Bursa'da değişimin rüzgarı esiyor aylardır. Hani diyorlar ya eskiler, "hiçbirşey eskisi gibi olmayacak..." Ne doğru diyorlar.

Gümbür gümbür çalan davul seslerini özledim. Romen kardeşleriminin klarnetinin verdiği huzuru... Sesini özledim sirenlerin... Ve bir öğlen vakti Ulucami'nin bahçesinde güneşin altında kavrulmayı özledim. Ve Uludağ'ın coşkulu sularını Bursa'nın çeşmelerinden içmeyi. Martılar misali özledim. Denizini Marmaranın...

Eleştirmeye kapalı bir adam oluyorum her geçen gün. Belki de yaşlanıyorum kimbilir. Huysuzluğum da ondandır belki de! Yoksa cennet vatanda yaşıyoruz çok şükür. Millet aç tok mühim değil. Vatanımız varya. Hamd olsun... Sonuç itibariyle onu bulamayanlar bile var... Ve vatanını satarak vatansızlığa sığınanlarda!

Sözü kıssadan bağlamak lazım gelirse, Martılar misaliyim... Enbe Orkestrasının 2011 yılı çıkış tarihli "senden kıymetli mi?" albümünden Martılar isimli parçanın sözleri ile keyifli bir pazar diliyorum hepimize...

Ne dediysem bir bir hepsi çıktılar
Üzerimden güldü geçti martılar
Bu aşk böyle yürümez sandım, içime kapandım
Soğudum, soğudum, soğudum, ısıttı şarkılar
Oldum olası sevmez kalbim matemi
Hiç gerek yok suç sende mi, ben de mi
Bu aşk böyle yürümez sandım, içime kapandım
Sevmenin adaleti yokmuş anladım
Gelme istemezsen
Yorgun düştüm yüreğim sana kırgın
İnandır bu son olmayacaksa
Gelme istemem
Ne dediysem bir bir hepsi çıktılar
Üzerimden güldü geçti martılar
Bu aşk böyle yürümez sandım, içime kapandım
Soğudum, soğudum, soğudum, ısıttı şarkılar
Oldum olası sevmez kalbim matemi
Hiç gerek yok suç sende mi, ben de mi
Gözlerinden güneş çaldım, hep sana uyandım
Sevmenin asaleti buymuş anladım
Gelme istemezsen
Yorgun düştüm yüreğim sana kırgın
İnandır bu son olmayacaksa
Gelme istemem
Gelme istemezsen
Yorgun düştüm yüreğim sana kırgın
İnandır bu son olmayacaksa
Gelme istemem....