Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mağdur köy (Eski) Marmaracık

Yazının Giriş Tarihi: 20.07.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.07.2020 00:01

Cuma günü önceden yapılmış program gereği işçi hakları derneğinde buluştuk gazeteci Erdal Orhan'ın çabalarıyla hazırlanan bu program da işçi hakları derneği başkanı İsmail Doru, yönetimden Ekrem Ablay CHP Osmangazi belediye meclis üyesi Ali İhsan Alınca, gazeteci Erdal Orhan ve ben Yenişehir'in (eski) Marmaracık köyüne doğru yola çıktık. Yolda sohbetin yanısıra kendi çocukluğumu düşündüm 1974 yılında aldığımız televizyon ve buzdolabı geldi aklıma, buzdolabına rahmetli babamın bir sürahi su koyup bir saat sonra Annemden ''suyu getir bakalım soğumuş mu?'' sorusu dün gibi aklımda ve o dönem çok lüks sayılan Televizyonun evde varlığı ise ayrı bir sevinç kaynağıydı. İşte bu yıllarda Polatlı'da oturuyorduk, esas ilçemiz Haymana ise 39 kilometre mesafedeydi, köyümüz de 7 kilometre daha ilerdeydi. Yaz tatillerinde çok sevdiğim köye gitmek isterdim Dedem, Ninem, Dayılar, Teyzeler, Halalar, Amcalar ve kuzenler kısaca tüm akrabaları görme isteğim var, ve birden aklıma köyde elektrik olmadığı geliyor bütün hevesim kaçıyor.

Gazeteci Erdal Orhan bu konulara duyarlı bir arkadaşımız, insani yönüyle mağdurların yanında olmaya çalışan değerli dostumu tebrik ediyorum, belki maddi açıdan emeklerinin karşılığını almamış olsa da, manevi yönden, mağdur vatandaşlarımızın yanında olması ile aldığı dualar ile ilerde mutlaka refaha erecektir diye düşünüyorum.

1974-77 yılları arasında otoban kenarına taşınmış olan yeni Marmaracık köyünden geçiyoruz her şey normal ve şehir hayatına uygun ne varsa her şey mevcut. Yola devam ediyoruz asfalt bitiyor, toprak yola geçiyoruz, bir müddet sonra eski Marmaracık köyüne geliyoruz. köy halkının bir kısmı bizi karşılıyor, ağaçlarla süslenmiş bahçeye geçiyoruz, tanışma faslından sonra konuya geliyoruz, bu arada çaylar ve verilen emekler karşılığında alınan organik, katkısız meyveler tabaklarda ikram ediliyor ve damaklarımızda çocukluktan kalma lezzetler bizi gülümsetiyor.

Köyün ve sakinlerinin mağduriyetini dinledikçe üzülüyoruz, bu devirde böyle rezalet olamaz diyoruz ve siz değerli okurlarımızla köy sakinlerinin sıkıntılarını paylaşıyoruz. Eski Marmaracık köyünde mağdur edilen vatandaşların yaşadığı alan 950 dönüm civarında, bunun yaşayanların sahip olduğu alan ise 650 dönümü kaplıyor yani arazinin tamamının nereyse yüzde 70,i ve köyün tarihçesine bakıyoruz, Bizzat Osmangazi tarafından savaşmadan alınmış bir köy burası, dönemin Bizans tekfuru Osmanlı askerlerini ağırlayıp yemek ikramında bulunuyor ve köyü Osmangazi ye karşı çıkmadan teslim edip bağlılık bildiriyor, anlatılana göre savaşmadan Osmanlı ya geçen tek köy Marmaracık, köyün içinde 1,500 yıllık bir hamam var, Romalılar döneminden kalma, o günden bu güne kaç nesil geldi, geçti diye düşünüyoruz.

Köyde yaklaşık 60 hane var bu hanelerin bir kısmı köyün yerlilerinden babadan, dededen asırlardır buradalar, diğer köy sakinlerinin çoğu dışardan gelmiş bürokrat ve öğretmen emeklileri, yani kültürlü insanlar ortak sevgileri ise doğa yaşamı, yeşil, ağaçlar, hayvanlar ve bitkiler, konuşmalarımızda kalite ve kültürlerini anlıyoruz ve bu insanlar buraya yerleştikten sonra yaklaşık 10 bin meyve ağacı dikmişler, alanlarını o,kadar güzelleştirmişler ki adeta golf sahasına dönüştürmüşler, çalışkan ve üretken insanlar, ben bu bölgede yetkili olsam bu kişileri el üstünde tutar herkese örnek gösterirdim. Bana göre bu köye yerleşen insanlar gayet zeki çünkü son yüzyılın hastalığı stres tir ve beton yığınları arasında yaşayan şehir insanlarının çoğu genç yaşta stres sebebiyle ya hastalanıyor ya vefat ediyor, doğa da yaşamak isteyen insan her zaman insan olmanın büyük kutsiyetini bilendir bana göre.

Geliyoruz mağduriyet bölümüne köyde geçmişten bu güne hiç elektrik olmamış bu konuda çok çaba gösteriyorlar fakat karşılarına hep bir engel çıkıyor, Su yok, su yok derken var da yok, geçtiğimiz günlerde köyün suyu yaklaşık iki ay kasıtlı olarak kesilmiş, bu konuda ve diğer konuda Muhtar suçlanıyor kime sorsak cevap aynı, resmi kurumlara başvuru yapılıyor, ardından muhtar gidip aksi yönde beyan veriyor diyorlar. bu muhtar tiplemesi bize uluslararası alanda aödül aldığımız ilk Türk filmi Susuz Yazdaki Erol Taş tiplemesini hatırlatıyor, akan suyu köylülere vermiyordu.

Elektrik olmayınca hayatın durduğunu biliyoruz, köyün camisine giriyoruz tam ortaya bir gaz lambası asılmış, akşam ve yatsı namazları, Ramazan ayın da teravih namazları gaz lambası eşliğinde kılınıyor, geçen Ramazan ayında köyün ezanı kasıtlı olarak normal iftardan bir saat sonra okunmuş ve bu bir ay boyunca da devam etmiş. Köylüler ve köy de yaşayanlar muhtarın baskıları ve iş yaptırmamasından şikayetçiler, Yenişehir belediye başkanı Davut Aydın'dan ise memnunlar her görüşme isteklerine olumlu cevap vermiş, dertlerini dinlemiş köylülerin, iş makinalarını da göndermiş köye, fakat her defasında iş makinalarını gören muhtar yine engelleme yoluna gidip iş makinalarını geri yollamış.

Sözün özü köyde elektrik yok, su yok, yol yok, cami de imam yok ve yıl 2020 uzay çağı, Köy Bursa, Ankara otobanına 2 kilometre mesafede, Yenişehir havalanına 7 kilometre mesafede, Sulama barajına ise 1,5 kilometre mesafede tüm artılara rağmen köyde yaşanan ve yaşatılan olumsuzlukların hiç bir insani yönü ve mazereti olamaz, köyde görüştüğümüz hasta yaşlı bir teyze bize ''oğlum ben 70 yaşımı geçtim hastayım benim suyumu iki ay kestiler su vermediler'' diye feryat ediyor.  

Perşembe günü BŞB eclis toplantısında konu gündeme gelip önerge verilecek CHP, İYİ PARTİ ve MHP destek verecek aynı duyarlılığı Ak parti den de bekliyoruz ve konunun takipçisi olacağız. Sağlıkla ve İnsanca kalın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.