Seyir zevki ve pozisyon açısından kısır, taktik ve oyun kurgusu açısından zengin bir derbiydi 392. Galatasaray- Fenerbahçe derbisi.

Galatasaray’ın oyun planı, Luyindama, Marcao ve zaman zaman Taylan üzerinden topu ileriye taşıyarak, ayağa ve görerek hızlı paslarla rakip sahaya geçmek üzere kuruluydu. Fatih Terim; Fenerbahçe’nin iki kanat oyuncusu Caner ve Gökhan üzerine bindirme yapmak yerine, ilk defa yan yana oynayan stoperlerin arasına atılacak toplara skor bulmayı planlamış. Bu ana planın yanında, Omar-Feghouli ile sağ kanattan, Arda- Linnes ile de sol kanattan pozisyon bulmayı düşünmüş.

Erol Bulut ise; bu maçı kaybettiği taktirde sıkıntılı günler yaşayacağı tahmin ederek, çift ön libero ile garanti oynamayı seçmiş. Geçiş savunmasını çok başarılı yapan Luyindama ve Marcao üzerine baskı yaparak, bu ikilinin hatalarından yararlanmayı amaçlamış. Fenerbahçe; sahaya doğru yayılarak ve doğru pozisyon bularak takım savunmasını çok iyi yaptı.

Fatih Terim’in ısrarla oyunu geriden kurmak istemesi, Erol Bulut’un ise çift ön liberodan vazgeçmeyerek garantici oyun anlayışı, maçı pozisyon açısından kısır hale getirdi. Ancak bu kısırlığa rağmen, Fenerbahçe kalecisi Altay’ın, üç’ü net olmak üzere, Galatasaray’ın beş pozisyonunda kalesinde devleştiğini belirtmek isterim.Genç eldivenin Fenerbahçe ve Milli Takım için yararlı olacağına inanıyorum. Luyindama da tıpkı Altay gibi, pozisyonlarda dikkatli ve topu oyuna sokmada başarılıydı. Maçın ikinci yarısının hemen başında,  kendi ceza sahası içinde Valencia’nın pozisyonunu faulsüz bozması ile lakabını ‘boss (patron)’ hakkettiğini gösterdi.

Fenerbahçe’nin de özellikle her iki devrenin ilk on dakikasında- pozisyonları var ama tabiri caiz ise; ‘bal yapmayan arı.’ misali. Sarı Kanarya’da Vedat Muriqi tarzı ‘pivot forvet’ eksikliği en büyük sorun. Bu sorunun çözümü, Samatta ve Valencia ile ne kadar bulunabilir bilemiyorum. Özellikle kapanan takımlara karşı- Hatay maçında olduğu gibi Fenerbahçe taraftarını zorlu doksan dakikalar bekliyor.

KIRMIZIYI ATLADI

Maçın hakemi Ali Palabayık, seyircisiz derbide sakin kalmayı başardı. Her iki takım oyuncuları da gerilimi yükseltmeyerek FİFA kokartlı hakeme yardımcı oldular. Toplam otuz faul’ün olduğu maçta yedisi Galatasaraylı oyunculara, dördü de Fenerbahçeli oyunculara olmak üzere on bir kez sarı kart’ını kullandı Palabıyık. Genç hakemin; oyuna hakim, özgüveni yüksek, ‘ben buradayım ve maça hakimim’ mesajını, her iki ekibe verdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Ali Palabıyık’ın, bence, maçtaki tek hatası; maçın 23. Dakikasında Tisserand’a gösterdiği sarı karttı. Bu dakikada ne kadar tam cepheden olmasa da- Tisserand topu eli ile kesmese, Falcao’nun topu önüne alması kuvvetle muhtemel. Bence o pozisyon, bariz gol şansı. Maçtaki tek siyah- beyaz hatanın bu olduğunu düşünüyorum. Maç bitiminde her iki takım oyuncularının Palabıyık’ı tebrik etmesi de gecenin en güzel görüntüsüydü.