Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Leptin direnci

Yazının Giriş Tarihi: 12.05.2018 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.05.2018 00:01

Aşırı kilolar gitgide daha çok insanın sorunu haline geldi son yıllarda. Geçenlerde Line Tv’de anlatmış olduğum metabolik sendromun yani insan sağlığını tehdit eden riskler topluluğunun baş aktörü olan bel çevresi genişlemesinin nedeni sadece irade zayıflığı mıdır? Gelin bu konuya bir başka pencereden bakalım birlikte.

Leptin isimli bir hormonun varlığını daha önce duymuş muydunuz ? Leptin direncini biliyor muydunuz? Son yıllarda daha sık sözü edilen bu konuya biraz yakından bakmak ister misiniz?

Son zamanlarda, leptin direncinin insanlarda yağlanmanın, dolayısıyla kilo  artışının en önemli aktörü olduğuna inanılmakta.

Leptin adı verilen hormon 1994 yılında keşfedilmişti ama görevi yeni yeni anlaşılmakta. Yağ dokusundan salgılanan bu hormon, beynin hipolamus adı verilen bir bölgesine etki ederek beynimizden, '' Yeter artık, doydun, bırak yemeyi!..'' sinyali verilmesini sağlar. Bu sinyal aynı zamanda vücuda şu mesajı da vermiş olur : '' Senin yağ depoların yeterince doldu, daha fazla yiyip de yağ biriktirmeye çalışma!..Tam tersine, enerji harca artık!..''

Leptinin temel rolü ne kadar kalori alınacağını ve vücutta ne kadar yağ depolanacağını belirlemektir. Yağ hücrelerinde üretilen leptin kanda yükseldiğinde beynin hipotalamus bölgesini uyararak yağ depolanmasını azaltmak üzere iştahı azaltırken, kan leptin seviyesi düştüğünde açlık paniğine kapılan vücut yağ depolanmasını arttırmaya gayret eder.

Bu hormon aynı zamanda bellek, konuşma, öğrenme, anlama, sorun çözme ve karar verme gibi beynin bilişsel fonksiyonları, bağışıklık sistemi, kemik metabolizması ve üreme sistemi ile de ilgili bir hormondur.

Şişman kişilerde artan yağ dokusundan daha fazla leptin üretildiği halde beyindeki hipotalamus bölgesi bu sinyali alamadığında ciddi bir problem çıkar ortaya. Bu durumda vücutta gereğinden fazla enerji deposu yani yağ olduğu halde açlık paniğine kapılan beyin, kaybedildiğini sandığı yağı tekrar kazanmak için davranışlarımızı değiştirir. Daha çok yemeğe ve daha az hareket etmeye yöneltir bizi.  İşte bu duruma leptin direnci adı verilir.

Sadece aç kalmaya dayalı bir diyetle zayıflayanlarda leptin düzeyinin düşmesi beyinde kıtlık ve açlık uyarılarına neden olarak vücudu bu tehlikeden korumak üzere iştah artışına, hareket etme isteğinin azalmasına yol açabilir. Böyle olduğunda yeniden kilo alınması kaçınılmaz hale gelebilir.

Uygun bir yaşam tarzı leptin direncini azaltmak ya da önlemek için yararlı olabilir :

1. Leptin direncinin temel nedeni bir tür mikropsuz iltihap demek olan kronik inflamasyondur. Bu iltihabın oluşmasında en büyük suçlulardan biri ileri derecede işlem görmüş gıdalardır. Bu tür gıda tüketmekten kaçınmak gerekir.      

2. Kan trigliserid düzeyinin yüksek miktarda olması beynin leptin uyarılarını almasını bozabildiği için aşırı karbonhidratlı beslenmekten kaçınmak gerekir.

3. Egzersiz leptin direncini azaltmaya yardım edebilir.

4. Uyku bozuklukları leptin direncinin nedenleri arasındadır.  İyi bir uyku düzeni ise, tam tersine leptin direncinin oluşma riskini azaltır.

5. Lifli gıdalarla beslenmek bağırsak sağlığını koruyarak, obezite riskini ve dolayısıyla da leptin direnci oluşma riskini azaltabilir.

6. Proteinli gıdalar tam çözülemeyen başka etkilerinin yanı sıra leptin hormonuna beynin daha duyarlı olmasını sağlayarak kilo kaybında rol oynayabilir.

Uzun sözün kısası, sağlıklı yaşamak için sihirli formüller aramayı bir yana bırakıp, doğru beslenmeli ve hareket etmeliyiz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.