Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kuşoğlu, güvercin kanadında

Yazının Giriş Tarihi: 08.02.2019 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.02.2019 00:04

Siyasette güç ve kuvvetli olmak veya kuvvetli görünmek, insanlara güven verebiliyor. Fakat, ne kadar güçlü olursanız olun, halkın ve seçmenlerin size oy vermeyip sandıklarda gömülü kalmak insanlara bir o kadar da zulüm veriyor.

Yerel siyasette ise güç dengeleri artık tamamen zayi oldu.

Kim güçlü, kim güçsüz bilinmez halde.

Bize anlatılanlar ile bizim senelerdir aynı olayları yaşayarak elde ettiğimiz tecrübelerimiz bile artık mazide kaldı diyebilirim. Nedeni, eskiden partilerde önseçim yapılırdı. Delege ağalığı denilen bir yapı oluşmuştu. Kimin ne kadar delegesi varsa, o kişi istediği kişileri, istediği zaman istediği yerlere getirirdi. Sonra da siyaset işi çıkar işi olduğuna dair söylentilerle ortalık darmadağın olurdu.

Yine de önseçim sistemi, insanların “partilerimiz böyle istedi” diyebilmesi adına önemli. Her ne kadar önseçimler eskiden olduğu gibi ideal ön seçim olmasa bile, parti teşkilatları ve parti örgütlerinde insanların mutlu olması adına bir nevi gaz alma operasyonları gibi gerçekleşiyor günümüzde.

İnsanların siyasete olan güvenleri kırıldı. Özellikle de ana muhalefet CHP’de bu durumu gözle görünür, kulakla duyulur bir şekilde hem görüntülü hem de sesli olarak izliyoruz. İstanbul Şişli belediye başkan adaylığı konusunda bir kırılma yaşandı. Mustafa Sarıgül, uzun süre Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı parti içi muhalefetin liderliğini yaptı. Şişli Belediye başkanlığı görevini yaptı. Sonra, CHP ile belki de İstanbul yönetimi ve üst yönetimi ile bu muhalefet etme inadı yüzünden araları bozuldu. Geçen dönem aday yapılmadı. Bu dönem aday yapılacağı konuşuldu. Fakat, yapılmadı. Sarıgül, tası tarafını toplayıp DSP’nin yolunu tuttu.

Yine Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar, üç dönemdir bu ilçede başkanlık yapıyor.Ben yaz tatillerine gidip gelirken pek çok kişiyle konuşma fırsatım oldu. Ali Acar bölgede sevilen birisi.

Bu seçimlerde, Ali Acar ve arkadaşları da tavsiye uygulamasından nasibini aldı. Acar, ekibiyle birlikte CHP’den istifa edip DSP’nin yolunu tuttu.

Bir DSP’nin yolunu tutan aday adayı Bursa Yıldırım’da yaşandı. Bahattin Kuşoğlu. Bürokrat. Doğu bölgesinden olmasına rağmen Bursa’da saygı gören bir isim. Geçen dönem, 2014 yılında, Belediyedeki bürokratlık görevinden parti örgütünün isteği ile istifa ettirilip, Yıldırım Belediye Başkan adayı yapıldı.

Bu dönemde, aday adaylığının son günü, yine örgütten gelen istekle memurluktan istifa edip, CHP Yıldırım Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu.

Oldu da, adaylık mertebesine bir türlü yükselemedi.

Neden?

Genel merkez, Yıldırım ilçesini İYİ Parti ile yapılan ittifakta Osmangazi’ye karşı Yıldırım olarak pazarlık masasına koydu ilk önce. Sonrasında, Yıldırım CHP’de kaldı. Bu kez de daha önceden Nilüfer için aday adayı olan Özgür Erdursun, rotayı Yıldırım’a çevirdi. CHP Genel merkezi, Yıldırım ilçe örgütünün sesli söylemlerini dikkate almayıp, Kuşoğlu yerine Erdursun’u aday gösterdi.

Kuşoğlu, bu kez CHP’den adaylığını geri çekip çekmeme konusunda ikna edilmeye çabalandı. Adaylığını geri çekmek istememesi üzerine de bir takım kişilerin hesapları bozulmaya yüz tuttu. Sonrasında, Bahattin Kuşoğlu, “CHP böyle hareket ederse, seçimlerde başarı kazanması mümkün değil” düşüncesiyle, CHP’den adaylığını geri çekip DSP’nin yolunu tuttu.

Bahattin Kuşoğlu, DSP’nin simgesi olan güvercinin kanadına böylece oturmuş oldu. DSP, Kuşoğlu’nun Yıldırım Belediye Başkan adayı olarak gösterileceğini duyurdu.

Bu durum, CHP’nın Yıldırım örgütünde sıkıntı yaratmaya başladı. Söylenti şu; “örgütlerin istekleri değil, bir şişirilmiş medya balonu ve anketlerle önde gösterilmek istenilen ama aslında, kendi ilçe yönetiminden bile oy alabilmesi çok zor gözüken, gözü büyük koltukta olan bir kişinin kendi şahsi ikbali için CHP’yi batırma macerası” gibi yorumlanıyor. Örgüt, parti yönetimleri CHP’ye güvenme konusunda ikilem yaşıyorsa, seçmen nasıl güvenecek?

Türkiye geneline bakıyorum. CHP’nin ve genel merkez yönetiminin çeşitli bahanelerle uzaklaştırdığı veya uzaklaştırmak istediği kişiler, CHP’den ayrılıp DSP’nin yolunu tutuyorlar. Bu seçim öncesinde aday bulmakta güçlük çeken DSP ise, CHP’nin içindeki kaynar kazan fokurdamasıyla, bir anda aranılan ve sol kesimin güvenli parti diye sıfatlandırdığı bir yapıya büründü.

CHP’den kopan her bireyin DSP’de kabul görmesi ise mahalli seçimlerde sol oylardaki parçalanmanın işareti olarak siyaset tarihine yazılıyor.

CHP ile İYİ Parti arasında da aday belirleme konusunda sıkıntılar var. Şimdi ise belediye meclis üyelikleri sıralaması veya belirlenmesine sıra geldiğinde yine kızılca kıyamet kopacağa benziyor. Çünkü İYİ Parti tabanı, ittifak görüşmelerinin başladığı ilk günlerdeki kadar CHP’ye ve onun yönetimlerine artık inanmıyor. İlk fırsatta kadro dışı bırakılmasına manidar bakmaya başladılar.

Aslında, bu ittifak, AKP’den kurtulma adına oluşan bir birliktelik gibi gözüküyordu. Şimdi ise, CHP’nin gücünü koruması için İYİ Parti’nin desteği gibi algılanıyor. Bu durumda, Bursa adına yapılan değerlendirmelere biraz olsun kulak kabarttığımızda ise, iki parti yönetimleri arasında sanırım bir güven sıkıntısı yaşandığını söylemek mümkün. Hem CHP hem de İYİ Parti tabanları bu sıkıntıyı, “maya tutmadı” diye yorumluyorlar.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.