Terör olaylarının tavan yaptığı dönemlerde doğal olarak milliyetçi duygular da doruğa tırmanıyor. Şehit cenazeleri geldikçe özellikle batıdaki illerde Kürtler için var olan olumsuz yargılar güçleniyor ve daha çok taraftar buluyor. Bazı provokasyonların da etkisiyle PKK ve Kürt sözcüğü aynı cümle içerisinde kullanılıyor. Altına imzamı atacağım “Her Kürt PKK'lı değildir” sözünü çoklukla duyuyoruz. Ve iyi ki de duyuyoruz fakat her PKK'lı Kürt mü?

Arkataş

Kürtler bin yılı aşkın bir süredir bizim sırdaşımız ve ortak kaderi paylaştığımız kardeşlerimiz. Bin yıldır fetihlerde ve bağımsızlık mücadelelerimizde yan yana savaştığımız arkataşlarımız. Bu kelimeyi bilerek böyle yazdım.

Arkadaş kelimesinin dilimize yerleşmesi bir rivayete şöyle olmuş: Eski Türklerde askerler savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını bir ağaca, kayaya veya taşa vererek ok atarlarmış. Atalarımız bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırta dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş. Zamanla bu sırt dayanan taşı anlatan 'arka-taş' kelimesi, 'arkadaş' şeklinde dilimize yerleşmiş ve samimiyetine inanılan, güvenilebilen, arkadan vurmayacak kişilere böyle hitap edilmiş.

Şimdi bir takım karanlık eller milletin bu sırtını dayadığı taşı oradan almak istiyor. Biliyorlar ki, Türklerin arkataşı Kürtler, Kürtlerin arkataşı da Türkler olduğu sürece, önce Çanakkale gibi aşılamaz bir savunma bilinciyle, daha sonra da (kabuslarından hiç eksik olmayan ve nesilden nesile aktardıkları) fetih ruhuyla yüz yüze kalacaklar. 

Hangi Kürtler?

Diğer yandan etle tırnak gibi olduğumuz bu kardeşlerimizin içinde azınlıkta kalan bir grup da maalesef var. Üstelik bu grubun mevcudiyeti sadece bugünün realitesi de değil. Kökeni uzun yıllara dayanan bu grup; otoriteyi, düzeni sevmeyen ve belli bir güce her ulaştığında da devlete isyan eden, bozgunculuk yapan bir mahiyette.

Yine bir rivayete göre günümüzde bu grubun ana nüvesini Kürt görünümlü Ermeniler oluşturmakta. 1915'teki tehcirden kurtulmak için din değiştirip Müslüman olduğunu söyleyen Ermeniler bugün Kürt olarak anılıyor çünkü doğuda savaş yıllarında yakılan nüfus kütükleri sonrası işin takibi mümkün olmamış. Savaş sonrası adeta herkese istediği şecereyi yazdırma imkanı doğmuş!

Bir de sayısı binlerle ifade edilen (tehcire dayanamayacakları için) Kürt ailelere emanet olarak bırakılan Ermeni çocukları meselesi var. Kimsesiz Ermeni çocuklarıyla birlikte bu sayının çok daha fazla olduğu da belirtiliyor.

Mesela Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, şu anda Türkiye'de yaşayan 20 kadar Ermeni aşiretin kendilerini Kürt aşireti olarak tanıttığını savunuyor.

Cevap bekleyen sorular

Tek bir sebebe bağlamak doğru olmayabilir ama PKK'nın ASALA'nın bitirilmesinin ardından ortaya çıkması da garip bir rastlandı değil mi?

Öldürdükleri birçok teröristin sünnetsiz çıktığını bölgede görev yapan askerlerden yıllardır duyuyoruz. Bazı PKK mezarlıklarında haç işareti bulunan mezar taşlarının olması, geçtiğimiz günlerde öldürülen ve resmi basına da yansıyan bir kadın teröristin haçlı kolyesi, Kandil'deki bir fotoğrafta PKK bayrağı ve Ermenistan bayrağıyla poz veren militanlar olması da garip değil mi?

Bütün bunlar ortadayken HDP'nin seçim bildirgesi eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ tarafından açıklandı. Daha önce sırtını bilumum terör örgütlerine dayadığını söyleyen Figen Yüksekdağ'ın okuduğu bölümde yer alan Ermeni soykırımını kabul etme vaadi neden salondaki partililer tarafından en büyük alkışı aldı?