Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ney sesiyle Anadolu, Gürcistan’a taşındı

Gürcistan’ın Başkenti Tiflis’te Yunus Emre Enstitüsünce "anadolu Ezgileriyle/ney İn Ethno Jazz" Etkinliği Kapsamında Neyzen Burcu Karadağ Ve Grubu, Gürcülere Müzik Ziyafeti Sundu.

Haber Giriş Tarihi: 19.02.2020 09:17
Haber Güncellenme Tarihi: 19.02.2020 09:17
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Ney sesiyle Anadolu, Gürcistan’a taşındı

Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te Yunus Emre Enstitüsünce ’Anadolu Ezgileriyle/Ney in Ethno Jazz’ etkinliği kapsamında Neyzen Burcu Karadağ ve grubu, Gürcülere müzik ziyafeti sundu.

Tiflis Yunus Emre Enstitüsü tarafından Tiflis Devlet Konservatuvarı salonunda gerçekleştirilen ’Anadolu Ezgileriyle/Ney in Ethno Jazz’ etkinliğinde, ney icra eden ilk kadın sanatçılarından Neyzen Burcu Karadağ ve grubu sahneye çıkarak modern müzikle harmanladığı Türk ve Anadolu ezgilerini konser salonunu dolduran sanatseverlerin beğenisine sundu. Neyzen Burcu Karadağ’a, Paris’te müzik hayatına devam eden Azerbaycanlı genç piyanist Etibar Asadli, perküsyonun önemli isimlerinden Ekin Cengizkan, balaban ve tütek üstadı Alafsar Rahimov ve electrobass’da Paris’in parlayan yıldızı Pierre Thomas Fredon eşlik etti. Gürcüler, ilk kez ney sesinden duydukları Cilveloy Nanayda türküsüne ve diğer eserlere eşlik ederek doyasıya eğlendi.

Neyzen Burcu Karadağ, Gürcistan’da Türk kültürünü, müziğini ve dilini anlatmak üzere yapılan Yunus Emre Enstitünün organizasyonunda bulunduğu için çok mutlu olduğunu dile getirdi. Neyzen Karadağ, Gürcülerin ney sesini beğendiklerini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:

“Salon çok kalabalıktı. Çok eski ve tarihi bir salon. Gelen misafirler gerçekten çok beğendi. Ney buralarda aslında yaygın bir enstrüman değil. Ney sesini çok beğenirler ama çok fazla ney üflemek isteyen neyzen yok buralarda. Neyin sesini gerçekten çok beğendiler. Bende bu organizasyon sayesinde kültürümüzü ve müziğimizi buraya getirebilmekten dolayı çok mutluyum.”

Farklı ülkelerden müzisyenlerle konser verdiklerini söyleyen Karadağ, “Bu getirdiğimiz klasik bir müzik değil. Tasavvuf ya da türkü konseri de değil. Dünyanın farklı yerlerinden gelen müzisyenlerle Anadolu Türkülerini, Azeri Türkülerini ve Balkan Türkülerini caz formunda icra ettik” dedi.

Gürcü sanatseverlere Cilveloy Nanayda türküsü ile sürpriz yaptıklarını aktaran Neyzen Karadağ, sözlerine şöyle devam etti:

“Buraya özel repertuvarımıza, Cilveloy Nanayda türküsünü de kattık. Azeri, Türkler ve Gürcülerin çok iyi bildiği bu türküyü halkın gerçekten coşkusunu görmek bizi çok mutlu etti. Gerçekten ne kadar çok ortak noktamız varmış demekten kendimizi alamadık.”

Gürcistan halkı yeni bir enstrümanla tanıştığını dile getiren Karadağ, “Tiflis’e daha çok gelmek istiyorum. Tiflis’in bu kadar güzel ve Gürcü halkın bu kadar samimi olduğunu bilmiyordum. Onları yeni bir şeyle tanıştırdığıma inanıyorum. Ney çok tanınan bir şey olmamasına rağmen çok şey anlatıyor. Çok güzel bir ortak payda da buluştuğumuzu düşünüyorum. Bu salonda daha önce hep klasik müzik konserleri yapılmış. Burası bir konservatuvar. Aslında gençlere doğrudan ulaşmamızı sağladı” dedi.

Gürcistan’da konserin verilebilmesine katkı sunan Türkiye’nin Gürcistan Büyükelçisi Fatma Ceren Yazgan, Yunus Emre Enstitüsü tarafından yapılan etkinlikten dolayı kendi kültürümüzü tanıtmak acısından önemli ve gurur verici olduğunu kendi ifade etti. Büyükelçi Yazgan, “Anadolu’yu Tiflis’te dinlemek bambaşka bir his oldu. Bir Büyükelçi ve Türk vatandaşı için gurur verici bir gece yaşadık. Öncelikle bu geceyi yaşamamıza imkan veren Yunus Emre Enstitüsü’ne teşekkür etmek istiyorum. Sadece ben değil Gürcü dostlarımızda Anadolu’dan, Azerbaycan’dan Türk ezgilerini duydular. Bunlar çok güzel duygular ve gerçekten duygusal bir gece oldu. Devamını istiyoruz. Gürcistan ve Türkiye’nin ortak bir ezgisi olan Cilveloy Nanayda türküsünü dinledik. Bunu çeşitlendirebiliriz. Neşet Ertaş ustamızı türküsü ile andık. Bizler gibi yurtdışında yaşayan Türkler için bu gecelerin önemi çok büyük. Hem kendimiz hem de buradaki dostlarımıza kendi kültürümüzü tanımak acısından önemli” dedi.

Siyasi, ekonomik, jeopolitik ve güvenlik ilişkilerin ötesinde halkların kendi arasında ortak dil ve duyguyu yakalamasına imkan veren bu tür etkinliklere ihtiyaç olduğunu ifade eden Büyükelçi Fatma Ceren Yazgan, sözlerine şöyle devam etti:

“Kültürel ve sosyal etkileşim olmadan diğer ilişki biçimleri veya formatları uluslararası ilişkilerde biraz zeminsiz kalabiliyor. Nitekim biz bu geçmiş ve bugünde görebiliyoruz. Gürcü kültürü de kuvvetlidir. Gürcistan, kendi tarihe, folkloruna, diline sahip çıkarak hayatta kalmıştır. Bu coğrafya ’da bin yılı aşkın birlikte yaşıyoruz. Daha iyi tanıyabiliriz birbirimizi. Bu tanışmalar böyle buluşmalarla oluyor. Kubbe de kalan hoş bir seda. Bizler bu görevlere gelip gidiyoruz ama bu seda bitmiyor.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.