Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Maliye ve yazarlığı başarıyla bir arada götürüyor

Eskişehir İl Defterdarı Rahim Taş’ın Şiir, Öykü, Deneme, Tiyatro Oyunu Türlerinde Olmak Üzere 9 Kitabı Bulunuyor.

Haber Giriş Tarihi: 03.08.2019 12:44
Haber Güncellenme Tarihi: 03.08.2019 12:44
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Maliye ve yazarlığı başarıyla bir arada götürüyor

Yayınlanmış şiir, öykü, deneme, tiyatro oyunu türlerinde olmak üzere 9 kitabı bulunan Eskişehir İl Defterdarı Rahim Taş, "Biriktirdiklerimin yararlı olacağı düşüncesiyle, bunları daha geniş kitlelere ulaştırabilmek için kitaplaştırmayı kendime hedef olarak seçtim" dedi.

Yazmaya lise yıllarında başlayan Taş’ın ‘Karanlığın Cemresi, LafoRaTuvar , Hammaliye, Asosyal Komedya, Yüreksel Kriz, Yamuk Prens ve Yedi Cadılar, Hotmail Caddesi, Mutluluk Müdürlüğü, Yarım Kalan Bir Şeyler’ isimlerinde çeşitli kitapları bulunuyor. Maliye ve yazarlığın dışarıdan bakıldığında birbirinden uzak alanlar olduğuna değinen Taş, “Maliyecilik benim 8 saatime sirayet eder, kalan zamanlarda maliyeci değilimdir. Hem birçok ünlü şair yazar var meslektaşımız. Yazma yolculuğum lise yıllarımda başladı. O dönem okuduğum kitaplardan sözler, dizeler alıp evirip çevirip kendime mal etmeye çalışır, çevremdekilere okurdum. Beğenilip ilgi gördükçe bu çabalarımı daha da artırmıştım. Bir yandan da fıkraları skeçlere dönüştürüp okulda, sınıfta arkadaşlara, öğretmenlere sunardım. Bu şekilde tiyatroya da ilgim artmıştı. O dönem tiyatro oyunlarında rol almışlığım bile oldu. İlk oyunumu 20 yaşında iken yazmıştım. 9 tiyatro oyunu yazdım, 8’i komedi türündedir. Aslında lirik, pastoral, didaktik, satirik türde şiirlerimin yanı sıra, öykü ve denemelerimde dramatik yazılarım bulunmuş olmasına rağmen, kendimi mizah yazarı olarak görüyorum. Mizahın çok zor olduğu bilinip, söyleniyor. Buna ben de katılıyorum” dedi.

"Terekeme lehçesi, sevimli olmaya çalışmadan sevimli olan bir Türk lehçesidir"

Kitaplarında söz ettiği terekemelerden bahseden Rahim Taş, “Terekeme adıyla anılan Karapapaklar, kökeni çok eskilere dayanan bir millet olmalarına rağmen haklarında detaylı şekilde pek fazla çalışma yapılmamıştır. Karapapak terimi bu halkın siyah kuzu derisinden börk de diyebileceğimiz bir şapka giymeleri sonucu ortaya çıkmıştır. Bu şapka Karapapak Türklerinde adeta milli bir simge haline gelmiştir. Papak veya kalpak, Azeri Türkçesinde ve Rusça ’da şapka anlamına gelmektedir. Terekeme ifadesi ise Karapapakların Müslüman olduktan sonra aldıkları bir isimdir. Terekemeler gözü pek, cesur, savaşçı, Kafkasların sert koşullarına dayanabilen bir millettir. Terekemeler geleneklerine son derece bağlı olup, toplu halde yaşamı benimsemiş ve bunu halen sürdürmektedirler. Sosyal ilişkileri güçlü bir toplumdur. Nitekim Terekemelerin dili Azerbaycan Türkçesinin bir ağzı niteliğindedir. Terekeme lehçesi, sevimli olmaya çalışmadan sevimli olan bir Türk lehçesidir. Terekeme kültürüne katkı sağlamak, terekeme lehçesini canlı tutabilmek, ilgi ve sempati duyanları bilgilendirebilmek, bilgilendirirken de eğlendirebilmek amacıyla 2015 yılında ‘atam anam ay terekeme’ adlı kitabı çıkardım ve 2018 yılında da aynı kitabı genişletilmiş ikinci baskı olarak yeniden okuyuculara sundum. Bu konuda yazılı kaynaklar son derece sınırlı ve genelde birbirinden alıntılar yapılarak hazırlanmıştır. Büyüklerimiz, dedelerimiz, ninelerimiz aramızdan ayrıldıkça sözlü kaynaklarımız da kısıtlı hale gelmektedir. Evlerimize, odalarımıza, masalarımıza, ceplerimize kadar giren ve iyice yerleşen televizyon, bilgisayar ve telefon gibi aygıtlarda kullanılan dil Türkçemizi bile yozlaştırmakta iken terekeme lehçesinin canlı kalmasını beklememiz de mümkün görülmemektedir. Buna bir de ben ve benim gibi senelerini o kültürden, merkezinden uzak, gurbette geçirenler ve o kültürden uzak koşullarda yetişen çocuklarımız da eklenince, kültürün unutulmaya yüz tutmasının kaçınılmaz olduğu aşikârdır” ifadelerini kullandı.

"Kendimizi tanıtabilmemiz için öncelikle kendimizi tanımalıyız"

Terekemelerin tanınmadığı için zaman zaman şikâyetlerde bulunulduğunu kaydeden Eskişehir Defterdarı Rahim Taş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Zaman zaman şikâyet ederiz, terekemeleri kimse bilmiyor tanımıyor diye. Kendimizi tanıtabilmemiz için öncelikle kendimizi tanımalıyız. Bu amaçla, başta yakın çevreme, çocuklarıma bu kültürü aşılamak için yazmaya karar verdim. Yıllarca araştırdım, büyüklerimizi dinledim, verileri topladım. Biriktirdiklerimin yararlı olacağı düşüncesiyle, bunları daha geniş kitlelere ulaştırabilmek için kitaplaştırmayı kendime hedef olarak seçtim. Çalışmamın tamamına yakını, bu araştırmalar, büyüklerimizden dinlediklerim, diğer bazı internet sayfaları ve sosyal paylaşımlardan uyarlanarak tarafımdan gündeme ve güncele uygun hale getirilerek sunulmaktadır. Biz nasıl Karadenizliyi, Trakyalıyı, Egeliyi tanıyorsak, lehçelerini biliyorsak, onlar da bizi bilmelidir diyerek, çalışmamın dildaşlarım, boydaşlarım ve hemşerilerimce sadece terekemelerle sınırlı değil, daha geniş bir kitlenin erişmelerinin sağlanması, terekeme kültürünü anlatmaya, ilgi ve sempati duyulmasını sağlamaya hizmet edebileceğini düşünmekteyim" ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.