Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kültür kalitemiz

Yazının Giriş Tarihi: 27.10.2016 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.10.2016 00:00

Bir toplumun duygu ve düşünce birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının tamamı olarak tanımlanan kültür, bir milletin kimliğidir.

Toplumlar, yeryüzünde kültür özellikleri ile varlıklarını sürdürebilirler. Bir ulusun kültürünü ortadan kaldırdığınızda, geriye sadece insan yığınlarından oluşan gruplar kalır. Kısacası bir millet, varlığını sürdürmek istiyorsa kendi öz kültürüne sahip çıkmalı, onu her türlü saldırılara karşı korumalı ve yaşatmalıdır. Toplumların kültür zenginliği, ahlakı ve kültürün sahiplenilmesi o toplumun kültürel kalitesini gösterir.

Son yıllardaki bazı sevindirici gelişmelere rağmen, teknolojik yönden en ileri ülkeler seviyesinde henüz olmasak da kültürel açıdan baktığımızda Türk kültürünün en zengin ve köklü kültürler arasında yer aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Elbette ki kendimizi kuru kuruya övme çabasında değiliz. Ancak sahip olduğumuz kültür zenginliğini de vurgulamak önemli.

Türk kültürünün özellikleri ve çeşitliliği ile ilgili sayısız örnekler mevcuttur. Tarihimize kısa bir göz attığımızda alçak gönüllüğü ilke edinmiş, cesareti ün salmış, iyiliksever, bağışlayıcı, damak tadını bir sanat haline getirmiş ve bunlara benzer daha nice güzel özelliklere sahip bir toplum karakterinin tarihsel derinliği ile birleşmiş bir kültür yapısı çıkar karşımıza. Bu öyle etkileyici bir yapıdır ki; tarihten günümüze kadar birçok dost ve düşmanın hayranlıklarını gizleyemediği itiraflarla dolu bir efsane gibi çıkar ortaya.

İşte Türk tarihinden diğer bir deyişle zengin Türk kültüründen sadece bir örnek…

Bizans İmparatoru Diyojen, Türkleri Anadolu'dan atmak için ordusuyla Malazgirt Ovası'na doğru yürüyordu. Üç yüz bini aşkın ordusu yürürken uzun uzun baktıktan sonra gülüyor ve etrafındakilere,
"Dünyada benim ordum kadar kuvvetli bir ordu olabilir mi?" diye soruyordu.
Etrafındakiler de gülüşüp hep bir ağızdan cevap veriyorlardı:
"Asla İmparator Hazretleri!.. Siz ve ordunuz, Alpaslan'ı dize getireceksiniz."
"Öyle olacak. Alpaslan'ı atımın kuyruğuna bağlayıp sürükleyeceğim veya bir demir kafes içerisinde diyar diyar gezdireceğim!"
1071 yılı Ağustos'unun 25'inci günü iki ordu Malazgirt Ovasında karşılaştılar. Alpaslan'ın ordusu düşman ordusunun dörtte biri kadardı. Fakat perva etmiyor, düşmanı yenmek ve Anadolu'yu "ebedî yurt" edinmek için savaşacaklarını biliyor, Allah'a güveniyorlardı.
Savaş sonucunda zafer Türklere güldü. Ve kibirli imparator, Alpaslan’ a esir düştü.
Alpaslan imparatoru çadırına aldırdı ve sordu: "Sayın İmparator! Tarihle aran nasıl?"
"Hiç okumam."
"Bense çok okurum. Bu yüzden şimdi sen esir, ben de muzafferim" der. "Beni yakalasaydınız ne yapardınız imparator?"
Romen Diyojen, utana sıkıla ve korkarak cevap verdi:
"Ya atımın kuyruğuna bağlar, sürüklerdim veya bir demir kafes içerisinde diyar diyar gezdirirdim."
Tekrar sordu:
"Benim size ne yapacağımı sanıyorsunuz?"
"Ya boynumu vurduracaksınız yahut da benim size yapmayı planladıklarımı yapacak zaferinizle övüneceksiniz"
Sultan Alpaslan, yanındakilere döndü. İmparator'u işaret ederek korkunç bir sesle bağırdı:
"İşte aramızdaki fark! dedi.
Sonra tekrar İmparator'a baktı: "Sizi serbest bırakacağım ve ülkenize güvenlice dönmeniz için, Tokat'a kadar yanınıza çok sayıda asker vereceğim imparator..."
Romen Diyojen dondu kaldı. Verecek hiçbir cevap bulamadı ve yutkundu yere çöktü.
"Ne kadar yüce olduğunuzu şimdi anlıyorum." diyebildi sadece.

Hem tarihimizi hem de zengin kültürümüzü gelecek nesillere tanıtmak bir vatan borcudur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.