Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Krizin faturası ağır!

Yazının Giriş Tarihi: 06.03.2019 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.03.2019 00:02

Bugün size, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, TOBB, Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi, SGK, İŞKUR ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın işbirliğinde hayata geçirilen ‘İstihdam Seferberliği’nden söz edecektim; Ancak önceki akşam Bursa Tabip Odası’nın düzenlediği “Ekonomik Kriz ve Sağlık” başlıklı panelden izlenimlerimi aktaracağım… Çok ama çok önemli gelişmelere gebe bir durumla karşı karşıyayız…

Çünkü; Türk toplumu büyük bir tehdit altında! Parasının değeri sürekli düşen Türkiye, çok yakın bir gelecekte sağlığını korumakta, beslenmekte ve tedavide büyük zorluklar yaşayacak…

Bir gazeteci arkadaşımızın annesi 15 yıldan bu yana kullandığı tansiyon ilacını eczanelerde bulamadığını söylemişti geçen gün, üzerinde durmamıştım. “Mutlaka bulunur teyzecim” diyerek gönlünü almış, durumu kavrayamamıştım. Panelde, 400 ilacın piyasada bulunmadığını duyunca gözlerim fal taşı gibi açıldı

Panelistler; Prof. Dr. Kayıhan Pala ile ekonomist-yazar Mustafa Sönmez’in aktardıkları bilgiler, araştırmalar ve dünyadan örnekler, 1 Nisan 2019 sonrasına da ışık tuttu…

Prof. Dr. Pala, ekonomik krizlerde halkın sağlığının kötüleştiğini söylerken, birçok veriden yararlandı. Pala’nın söylemlerine göre; Ekonomik bir gerilemeden sonraki yıllar içinde, hükümetlerin tercihlerine bağlı olarak kamu sağlık harcamaları uzun vadeli ekonomik koşullar göz önüne alındığında beklenenden daha yavaş büyüyor.

Ekonomik krizle birlikte, kamuda maliyet azaltma politikalarına bağlı olarak sağlık harcamalarındaki kesintiler eşitlik, verimlilik ve sağlık hizmetlerinin kalitesi üzerinde potansiyel olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına da uygun bir zemin de hazırlıyor. Feryatlar duyulmuyor, giden gidiyor, kalan sağlar da vücutlarındaki arazlarla devam ediyor… Yaşlı, ve çocukların doğrudan etkileneceği günlere doğru yol alıyoruz maalesef… Veremi yenmiş toplumda veremli hasta sayısı arttığında korkmalıyız artık.

Beyler ve bayanlar; Bakın ne diyor sayın Pala; “Sağlık sistemleri kamu tarafından finanse edilmeli ve sağlık hizmeti sunumu, kamu tarafından sağlanmalı. Sağlık hizmetlerinin piyasaya bırakılması hem zengin hem de yoksullar için vasatın altında bir sağlık bakımı ile sağlık alanında eşitsizlik ve sömürü olasılığını artırıyor.” Var mı itirazı olan…

Virüs, zengin ile fakir ayırımı yapmayan tek varlıktır!

Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman'ın yönettiği BAOB'daki panel, toplumun geleceğine olan projeksiyonuyla aklımda deli sorular oluşturdu. Prof. Dr. Pala’nın, "Bu ekonomik kriz olmasaydı da, zaten biz sağlıkta bir kriz yaşayacaktık" sözlerinin altı dolu. 12 milyon emeklisi olan bir ülkede sağlığa ayrılan payın yıllar boyunca giderek azalacağını görmek için resmi rakamlara bakmak yetecek aslında. Maliyet sınırlama yerine kamunun büyük bir atılım yapması gerek. Kriz hemen bitmeyecek. Öyleyse ilacını, protezini, doktorunu, tedavi süreçlerini yeniden ele almak, insan odaklı yaklaşım sergilemek için zaman geçmemeli…

400 özel hastanenin zorlandığı Türkiye, sağlıkta atacağı adımların akılcı olmasını bekleyen cefakar insanlarla dolu. Cerrahlar, hasta yakınlarına “Ameliyat malzemelerini siz alın" demeye başladığına göre; Durum gerçekten çok vahim…

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın da sürekli not aldığı panelde konuşan; ekonomist-yazar Mustafa Sönmez'in çizdiği ekonomik tablodan da anladığıma göre; Türkiye ya IMF kapısına gidecek ya da uluslararası değerlendirme ve ekonomik araştırmalar kuruluşu ‘McKinsey’den alınacak acı reçeteler uygulanacak yakında

460 milyar dolar dış borcuyla başı dertte olan Türkiye’nin atacağı adımların sayısı giderek azalıyor. Sönmez’e göre;  yerel seçimlerin ardından çok ciddi bir döneme girecek Türkiye… Nisan ayından itibaren piyasada yaygın iflaslar, işçi çıkışları, aşırı pahalılık olacak… Şirketlerin iflası bankaları olumsuz etkileyeceği için zarar eden bankalar, bu kez Hazine’den destek isteyecek. Hazine yüklenecek ‘zararı…’

Katar sermayesi ile iş yapmaya çalışan Türkiye’nin üretim ekonomisine geçişi hızlandırması gerekiyor.

Büyük tavizlerin verileceği bir dönemdeyiz! Dikkat!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.