Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

KÖTÜ NİYET TAZMİNATI

Yazının Giriş Tarihi: 07.01.2020 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.01.2020 00:02

Dört yıla yaklaşan bir yılan hikayesinin sonuna geldik.

Her türlü belden aşağı vuruşun,yalanın, iftiranın sergilendiği ve hukuk etiğinin pervasızca çiğnendiği bir süreç sonucun da hak kavi oldu.

Mahkeme sanal davayı reel kararı ile süreç içerisinde oluşan giderleri ve avukatlık ücretleri dahil olmak üzere  karşı tarafı kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum etti.

İtiraz süresi de doldu ve karar kesinleşti. 

Elbette haddimi bileceğim ve gazetemin bana tahsis ettiği bu köşeyi kişisel bir şikayet mecraına dönüştürüp,o kötü niyetliler ki,bana  şunu şunu yaptılar gibisinden özneli cümleler kurmayacağım.

Sağolsun hakim bey gerekçeli karar da hiç birini atlamaksızın tüm cümleleri kurmuş zaten.

Benim üzerimde duracağım konu yazının başlığı.

Kötü niyet  tazminatı.

Tazminatı da mühim değil, birilerinin yargı tarafından kötü niyetli olduklarının tescillenmesi ve bunun üzerine hüküm kurulması.

Yani ‘Efendi sen kötüsün haberin ola!’’ demesi.

Şimdi;

‘’Ne var ki bun da? Böylesi hadiseler çok sık görülür,meseleyi kişiselleştirip hadiseyi üzerime almam,bu hüküm yargının doğasında vardır,ben önümüzde ki maçlara bakarım’’

Mealinden cümleler kuranlar çıkacaktır.

Çıksınlar tabi haklarıdır.

Haklarıdır da kötü niyetli olmanın tescillenmesi de karşılarında kinin kul hakkıdır ve bu kul hakkına girildiğinin alenen tespiti ve ifşasıdır.

Bunu da ne üç kuruş para ile ödenebilir, ne de gözleri yumup vaka-i adiyeden sayarak tazmin edilebilir.

Bir düşünsenize lütfen;

Bırakınız işin mahkeme boyutunu filan, biri çıkıyor, herhangi bir ediminizden dolayı gözünüzün içine baka baka kötü niyetli oluğunuzu söylüyor ve bunu elinde ki kanıtlarlarla da destekliyor.

Haleti ruhiyeniz ne olur?

Hiçbir şey olmamış gibi yaparak hayatınıza devam edebilir misiniz?

Yoksa hadi canım bunlar mühim şeyler değil deyip, avukatlığınıza, tacirliğinize,memurluğunuza artık her ne iş yapıyorsanız ona lay lay lom diyerek dönebilir misiniz?

Ya da eşinizin dostunuzun,aile efradınızın yüzlerine utanmadan bakabilir misiniz?

Bakanı çıkar elbet. Sözüm de zaten onlara değil.

Onların hallerini  halleri ile hallenecekleri en büyük mahkemenin kuracağı hükme bırakıyorum.

Kötülük, birçok din ve kültürde kötü davranış, düşünce, bencillik ve fenalıklar olarak tanımlanıyor.

Bizim dinimizde ise karşılığı ise şer.

Yani hayrın karşıtı.

Fussilet Suresi bunun en anlamlı örneklerinden biridir.

Der ki Yaradan surenin 46. Ayetinde;

‘’ Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim de kötülük ederse, o da kendi aleyhinedir. Senin Rabbin, kullara zulmedici değildir.’’

Rabbi zulmedici olmayan bir dinin mensuplarının teammüden kötülük ederek kula zulmü öyle acı ki…

Aslında meseleyi çokta uzatmaya gerek yok.

Herkes içinde ki iyiliği ve kötülüğü bir şekilde mutlak surette ortaya koyuyor.

Üzüldüğüm şu ki;

Kötülük giderek kabul gören  bir davranış biçimi halini alıyor.

Hatta uyanıklık,iş bilirlik,beceriklilik vs gibi kavramlara teğellendirilip taçlandırılıyor.

Kötülüğün cüreti, iyiliğin pasifliği sürdükçe de bu kısır döngü devam edip gidecek.

Kötüler sadece filmler de,romanlar da,masallar da yenilirlerken,gerçek yaşamda ki edilgenlikleri sonsuza değin sürecek.

Ez cümle iyilik ile kötülüğün o amansız savaşı hiç bitmeyecek.

Kötülük organize, iyilik ise yalın yollarına devam edecekler.

Ferideddin-i Attar ‘’İyiliğe gücün yetmezse, bari kötülük yapma.”  Demiş.

Demişte,kim anlamış işte o muallak…

Ha yine de peşin hükümlü olmamak lazım;

Belki de anlayan anlamıştır.

Anlamayana da elbet bir anlatan çıkacaktır…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.