Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Konsültasyon

Yazının Giriş Tarihi: 24.09.2020 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.09.2020 00:02

Fıkralar genellikle ‘Adamın biri’ diye başlarlar ya…

Bu da öyle başlıyor.

Cennet mekan babamdan duyduğum fıkrayı anlatayım da öyle başlayayım yazıya.

Adamın biri çok hastalanmış. Ayağa kalkacak mecali yok, ne kadar organı varsa ayrı ağrıyor, sancıyormuş.

Ailesi bakmış durum gittikçe kötüleşiyor; çağırmışlar ambulansı götürmüşler hastaneye. Orada ki doktorda yatsın bakalım diyerek vermiş yatışını.

Tetkikler yapılmış, doktorlar tanı koymak için yoğun bir mesaiye başlamışlar.

Ancak hastalık şudur diyeni bir türlü çıkmayınca konsültasyon yapmaya karar vermişler.

Toplanmışlar adamın hasta yatağının etrafında;

Dahiliyeci ‘iç organlar sapa sağlam’ demiş, Hariciyeci ‘Apandisitten troide her şey normal olduğunu söyleyerek sırasını savmış, Nörolog beyin, omurilik ve ilgi alanına geren neresi varsa hepsi için geçer not vermiş, Psikiyatris hastanın ruhen bir sıkıntısı olmadığı yönünde görüş bildirmiş, Onkolog sözü kanser yok varsa da ben rastlamadıma getirmiş,

Kısacası hasta kadın olmadığı için bir jinekolog eksik kalmış konsültasyonda.Ama hiç biri bir şey bulamamışlar ve en son hastaya dönüp sormuşlar;

Biz baktık ettik bir şey bulamadık; sen ne diyorsun bu işe ?

Hasta zorla gözlerini açarak son derece kısık bir sesle öksüre tıksıra yanıtlamış soruyu

Valla ne diyeyim; Desenize sapa sağlam ölüyorum işte…

Hasta ölmüş mü bilmiyorum; ancak ne zaman resmi kurumların enflasyondan tarıma işsizlikten pandemiye onlarca önemli konuda yaptıkları açıklamaları duysam aklıma bu fıkra geliyor.

Hasta neresinin ağardığını söylüyorsa bir açıklama derhal orasının ağardığı filan yok hastaya öyle geliyor mealinden rakamları ortaya seriveriyor.

Dolayısı ile de hasta acaba gariplik bende mi, halüsinasyon mu görüyorum diye düşünür oluyor.

Öyle ya neresinde sıkıntı varsa derhal orasına dair bir sıkıntı olmadığını savunan rakamlar, yüzdeler dayanıveriyor burnuna.

Ruh sağlığından şüphe etmesinde ne yapsın garip ?

Önceleri pek umursanmasa da artık yaşanılanlar ile yaşananlara dair verilerin çelişmesi en önemli tartışma konularından biri oldu.

Kendilerini gerçeklere kapatarak hadiselerin tamamen dışında olanlar hariç herkes her şeye şüphe ile yaklaşıyor.

Bu durumu bir zamanlar bizzat yaşadığım trajikomik bir anıma da benzetirim.

Dişimin acısından aldığım ağrı kesicilerle ruh gibi dolaştığım bir dönemde gittiğim dişçi ‘yok çok kadar ağarmaz o; sana öyle geliyordur’’ demişti de adamı ısırmakla muayenehanesinden kaçmak arasında iki arada bir derede kalmıştım. (olayın sağlıkçıya şiddetle bir ilgisinin olmadığını sadece bu konuda damdan düşenler anlarlar; o yüzden şiddetle filan ilgisi yoktu hatta meşru müdafaa bile sayılırdı diyerek uzatmayacağım)

Bendeniz fena halde bir istatistik tutkunuyumdur. Bir şey sayılamıyor ve ölçülemiyor ise onun kısa sürede insanın,doğanın,hayvanın başına iş açacağına inanırım.

Şimdi de öyle olmuyor mu?

Toplumda nerede bir aksama varsa onunla ilgili birbiri ile çelişen bir sürü açıklama yapılıyor.

İşin garip tarafı açıklamaların hiç biri diğerini çürütemiyor; zaten çoğu da dikkate alınmıyor.

Rakamlar yüzdeler havada bilgi kirliliğine dönüşüp uçuşurlarken gerçek tüm ağırlığı ile seyrine devam ediyor.

Verilerde ki tutarsızlıkların halkın algılamasında da  zafiyete yol açtığı bir başka gerçek.

Gündüz pazara çıkıyorsunuz listenizdekilerin yarısından fazlasını alamıyorsunuz, akşam televizyona bakıyorsunuz uçmuşsunuz haberiniz yok.

Hani algı operasyonu filan deniliyor da;

Biz operasyondan konsültasyona geçtik geçiyoruz

Odan da haberi olması gerekenlerin haberi yok.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.