Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Komşu İran

Yazının Giriş Tarihi: 12.01.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.01.2020 00:00

İran asırlardır ülkemizin başına bela olmuştur, tarihi okuyanlar bunu gayet iyi bilirler, Osmanlı imparatorluğu ne zaman batıya sefer yapmaya kalksa İran doğudan Osmanlıya saldırırdı, bunu hangi düşünceyle ve hangi akla hizmetle yaptığını tam olarak bilemiyoruz.

İranlılar 1951'de Muhammed Musaddık'ı seçimle işbaşına getirmiş ve Musaddık hemen ülkedeki petrol işletmelerini yeniden kamulaştırma yoluna gitmişti. İran'ın petrol üretimi daha önce bir İngiltere-İran ortaklığı olan Anglo-Persian Oil Company'nin elindeydi. Bu şirket daha sonra British Petroleum'a (BP) dönüşecekti. Kamulaştırma kararı, İran petrolünü 2. Dünya Savaşı sonrası ekonomik yapılanma açısından çok önemli bir unsur olarak gören ABD ve İngiltere'de büyük kaygı uyandırmıştı.

Belgelerde CIA'in, Musaddık aleyhtarı haberleri İran ve Amerikan medyasına yerleştirmek suretiyle darbeye nasıl hazırlık yaptığı anlatılıyor.1953 darbesi Musaddık'la yaşadığı iktidar mücadelesi ardından ülkesinden kaçan Şah Muhammed Rıza Pehlevi'nin konumunu pekiştirmiş, darbe ardından Şah İran'a geri dönmüş ve ABD'nin yakın bir müttefiki olmuştu.

Amerikan ve İngiliz istihbarat kuruluşları Şah yandaşı güçleri güçlendirerek Musaddık karşıtı protestolar düzenlenmesine destek vermişlerdi. Darbe planlayıcılarından Donald Wilber, "Ordu kısa bir süre içinde Şah yanlısı harekete katıldı. Ve o gün, öğle olduğunda, Tahran ile birlikte belli bazı taşra kentleri Şah yanlısı gruplar ve ordu birliklerinin kontrolündeydi. 19 Ağustos günü sona ererken Musaddık hükümeti üyeleri ya saklanmış, ya da hapse atılmıştı." diyor. Darbeden sonra İran'a dönen Şah, 1979 yılında İslam Devrimi ile iktidardan uzaklaştırılıncaya dek ülkeyi yönetti. 1953 te İran'da bu darbe yapılırken, sıra Türkiye çalışmalarına gelmişti 27 mayıs 1960 askeri darbesi ile Demokrat parti ve Adnan Menderes iktidarı yıkılıyordu.

Rıza Pehlevi yüzünü batıya dönmesi ile bilinir. Çeşitli devlet liderleri ile çok yakın ilişkiler kurar. Ülkeyi modernleştirmek gibi bir büyük emeli vardır. Atatürk’e hayrandır ve Türkiye’nin reform sürecini kendine örnek alır. Kıyafet reformu başta olmak üzere bir sürü devrim yapar. Sanayileşme, demiryolu taşımacılığı yapımına ve yüksek öğretimin gelişimine katkıda bulunur. Ancak Şah kitleleri arkasına alamaz ve reformları geri teper. Bu sefer baskıya başvurur. Bu sebeple kendisi İranlıların hafızasına eli maşalı şah olarak kazınmıştır.

1902 doğumlu Ruhullah Humeyni ileride İran İslam Devrimi’nin babası olacaktır. 5 aylıkken babasını, 15 yaşındayken de annesini kaybederek tamamen öksüz kalmıştır. Zaten uzun yıllar dini ulema geleneğine sahip bir aileden gelen Humeyni kendini din eğitimine adar. “1950’lerde Ayetullah, 1960’ların başlarında da Büyük Ayetullah unvanını alarak Şiî molla hiyerarşinin en üst katına yükselir.”

İmam Humeyni, 1962-63’te şahın toprak reformu programı çerçevesinde bazı dinsel vakıfların mülklerine el konulmasına muhalefet ettiği için tutuklanır. Şah, 1964’te Amerikan askerlerine İran topraklarında dokunulmazlık verir. Bardağı taşıran son nokta ise Humeyni’nin, Şah’ın İranlıları, bir Amerikan köpeğinden daha değersizleştirmekle itham etmesi olur. Humeyni, siyasi önder konumunda olduğu ve halk içinde çıkan olaylardan sorumlu tutulduğu için Şah tarafından 18 ay hapse yollanır. Ardından da Türkiye’ye sürgün edilir ve Bursa'da yaşar. Sonra Irak’ta, ve Fransa’da sürgünde kalır. Sürgün hayatı boyunca İran’a yolladığı kasetlerle şahın devilmesi ve İran İslami Cumhuriyeti’nin kurulması çağrısında bulunarak muhalefet yapar.


2000 ler Türkiye'sin de olup bitenler, 1970'den sonra İran'da olup bitenlere şaşırtıcı derecede benziyor: İran'da 1970'lerin başında Humeyni yanlıları, geniş kapsamlı bir propaganda çalışmasına başladılar, bu süreçte yanlarına bazı solcuları da aldılar. İran solu, Şah'ın devrilmesini ve yerine demokrasinin gelmesini bekliyor ve Mollalarla birlikte bunu başarabileceğini düşünüyordu. Şah 16 Ocak 1979'da İran'ı terk etti.1 Şubat 1979'da Humeyni Tahran'a döndü! Demokrasi çığlıkları atan Humeyni yanlıları, halkın desteğini alıp kendi diktatörlüklerini kurmanın hesaplarını yapıyordu. Humeyni yanlıları halkın desteğini alabilmek için 1 Nisan 1979'da referanduma gittiler. Halk, "İslam cumhuriyetine evet mi hayır mı?" sorusuna cevap verecekti.Yapılan propagandalarda Humeyni'nin, Şah'ın diktatörlüğüne son vererek demokratik bir sistem kuracağı anlatıldı. Bu propagandaya en çok da bazı solcular kandı! Nihayet referandum yapıldı ve halk Şah'ın gitmesine “evet” dedi. Evet'i alan Humeyni, halktan bu sefer de "Tüm yargının atamalarını yapmayı" istedi.Halk buna da evet dedi.

Daha sonra ise halka "İslam Kültür Devrimi Paketini" oylattı.İşte bu paketin kabulünden sonra İran solu uyandı! ama iş işten geçmişti.!

Humeyni'nin ülkeyi Şeriata ve dikta rejimine götürdüğünü anlayanlar harekete geçti: Üniversitelerde gösteriler yapıldı.

Bu gösterilerin halkı etkileyeceğini düşünen Humeyni, iki yıllığına üniversiteleri kapattı.Humeyni diktatörlüğünü son olarak 1982'de perçinledi. Bu süreçte yaklaşık 2 milyona yakın muhalif solcu katledildi.Dünyanın en köklü kültürlerinden birini yaratan, tarihin en eski uygarlıklarından biri olan İran, 1970-1982 arasında göz açıp kapayıncaya kadar, "alıştıra alıştıra" değiştirilmiştir. 1979 da iktidar ve rejim değişikliği yaşayan İran gibi 12 eylül 1980 darbesi de Türkiyede oluyor du yani İran da deneniyor ardından Türkiye de yapılıyor. Bir sonraki yazımız da Amerika yı anlatacağız.

 Esenkalın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.