Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kınıyoruz!

Yazının Giriş Tarihi: 05.02.2020 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.02.2020 00:04

   Utanmazlığın bu kadarı da pes doğrusu!

  Ahlaksızlık, edepsizlik, kendini bilmezlik, böyle bir şey galiba!

  Kendini bir halt sanan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Meltem Şişli’den bahsediyorum.

  Bulunduğu koltuğu içinde ki kini yaşatmak için bir fırsat olarak mı görmüş ne!

  Başı örtülü bayanlara ağza alınmayacak laflar etmiş.

   Malumunuz Kadınların yoğunlukta olduğu bir kurumdur İSMEK

   Malum şahıs başı örtülü bölge sorumlusu bayanların toplantıda çantalarının başörtülerinin markalarını dahi kontrol ettiriyor.

  “Kaldırın ellerinizi bakiyim kaç bekârınız var” deyip müdüre dönerek ‘Bu bekârlarla biz itfaiyecileri buluşturalım, bir gece düzenleyelim arkadaşlarla birbirlerine güzel bir şekilde kaynaştıralım’ diyor.

  “Sizler ter kokuyorsunuz, başörtüsüyle terlemiyor musunuz? Sizlerin icabına bakacağım… Diye tehditler savuruyor.

  Tehditlerini devam eden Şişli  ‘Hiçbirinizden yönetici olmaz, neye göre alınmışsınız bilmiyorum’ ‘Kurstan kursa dolaşıyorsunuz ve neden bu işi yapıyorsunuz anlamıyorum’ Ayrıca hepimizin diksiyonu bozuk, bu işin başörtüsüyle yapılmasının zor, başörtüsüyle olması zor” diyerek kinini kusmaya düşmanlığını sergilemeye devam ediyor.

     Bu gibi baskılar bize 28 Şubat’ın o zulüm kokan günlerini hatırlattı.   O dönemler zor dönemlerdi. Aynı zihniyetteki şahıslar o günlerde başrolde oynuyorlardı. Fırsat ellerine geçedursun düşmanca tutumları hep aynı ve aynı şeyler üzerine…

   Hiç unutmadık, o kara günlerde bir memurun pantolonun diz kapaklarını kontrol edip aşınmışsa namaz kıldıkları kanaatine vararak ya da alınlarında ki secde izine bakıp mimlenen insanları…

   Bir yere memur alınacağı zaman ilgili insanın yedi ceddini araştırırlardı. Annesi, ninesi başörtülüyse, hele hele yakın bir akrabası kuran kursunda okumuşsa ya da namaz kılıyorsa asla kabul edilmezdi. Hiç unutmam! Komşunun oğlu subay okulunun sınavına girecekti, bize gelip tembih etmişti: “Ne olursunuz bizi size sorarlarsa sakın namaz kıldığımızı, muhafazakâr bir aile olduğumuzu söylemeyin. Çocuğumun geleceği için bunu yapmak mecburiyetindeyim” diye.

  Böyle zulüm kokan günleri ve o günlerde yaşanan üniversitelerin kapılarında despot uygulamaları hatırlattı bu bayan. O zamanda başörtüsü zulmü zirve yapıyordu. Ne marka elbise giyildiğini bile araştırırlardı. Okul girişi çantalar didik didik edilir, tesettürlü bayanlara söz hakkı bile tanınmaz, aşağılık muamelesine tabi tutululardı.   

  Hala bu tahammülsüzlük niye diye sormuyorum. Çünkü zihniyet bozuk, gayeleri değerlere küfretmek, kendi ideallerini birilerine zorla dayatmak… Ancak bir arada yaşama anlayışı nasıl sağlanacak peki. Bunu sormayalım mı yani?  Yoksa yine başörtüsü takanlara Arabistan’ın ve İran’ın yolunu mu göstererek çözüm önerisi mi sunacaklar.  Göz zevkimi bozuyor, diye hakarete devam edip toplumumu germeye devam mı edecekler?

  Bu ve bunun gibi şahısların buralarda durması çok sıkıntılara ve hak ihlallerine sebep olacağı muhakkak. 

     İBB yetkilileri  “O da bekâr” deyip komik bir savunmanın yanında, doğruysa haber, Belediye Başkanı da bu konu hakkında ciddi şeyler sarf etmiş. “Benim olduğum hiçbir yerde, hiçbir çalışma arkadaşım, hiçbir yol arkadaşım hiç kimseye ister çalışma arkadaşlarımdan birine, ister herhangi bir vatandaşa, inancından, etnik kökeninden, yaşam biçiminden, giyim ve kuşamından dolayı hiçbir şekilde hakaret edemez, incitemez. Zira bu şekilde davranan bir insan, zaten benimle çalışmak istemiyor demektir. Öyle bir insanın da benim yanımda yeri olamaz.” Demiş.

  Bu doğru duruşu hangi kaygıyla yaptığını bilmiyoruz ancak hiç olmasa bu meselede alınan güzel bir duruş olarak görüyoruz şimdilik. Şimdilik diyorum çünkü sütten ağzı yananın yoğurda üfleyerek yer misali ihtiyatlı davranmak mecburiyetindeyiz.  Görüp bakacağız, sözlerde ki samimiyetini o zaman değerlendireceğiz.  Edep ve ahlak dışı bu bayan hala koltuğunda oturup birilerini aşağılamaya devam edecek mi? O belediye başkanı “dün dündü, bugün bu gün” deyip yine bildiğini mi okuyacak?

  Yoksa dışarıdan bunlara destek vererek başa gelmelerini sağlayanlar “biz olmasaydık önceki başkan bu koltuktan inmeyecekti, O’nu biz indirdik. Bizim oylarımızla indi.” Diyen muhafazakâr bir kesim “iyi ki indirmişiz, bakın ne de iyi oldu.  Savunduğumuz tesettürümüze, değerlerimize ne de güzel hakaret ediyorlar mı” diyecekler.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.