Bursaspor'da beklenen kongre gerçekleşti ve yeni yönetim iş başı yaptı. Şimdi camiada birlik ve beraberliğin sağlanarak yeni yönetime destek olunması hepimizin görevi. Seçilen yeni yönetimi tebrik ediyor ve başarılar diliyorum. Kongre bitti fakat ibra edilmeyen Recep Bölükbaşı yönetimiyle ilgili tartışmalar ve havada uçuşan iddialar devam ediyor.

Bölükbaşı muhasebesi

Öncelikle vurgulamalıyım ki, (bizi tanıyanlar zaten biliyor) kimsenin adamı ya da yancısı değilim ve politik davranmadan doğru bildiğimi de her yerde ifade ediyorum. Yine altını çizmekte fayda var ki, kim Bursaspor'un bir kuruşunu bile gasp ettiyse hesabı sorulsun. Bölükbaşı yönetimiyle ilgili yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları yeni yönetim tarafından hesapların kontrolü suretiyle mutlaka açıklığa kavuşturulacaktır ve kesinlikle kavuşturulmalıdır. Eğer bir sıkıntı varsa zaten olay adli makamlara intikal ettirilecektir. Benim bu konuda kesin bir bilgim olmadığı için olumlu ya da olumsuz bir şey yazmam mümkün değil lakin ben işin sportif başarı noktasındaki fikirlerimi sizlerle paylaşmayı arzuladım.

Camiaya bir kaç soru

Şimdi hep beraber sesli düşünelim, Körüstan devrinin ardından göreve seçilen ve kısa sürede kulübü toparlamayı başaran bu yönetim, eğer Şenol Güneş sonrasında Ertuğrul Sağlam yerine Hamza Hoca gibi doğru bir isimi takımın başına getirseydi bu olağanüstü kongre yapılır mıydı?

Yine herkesin ve tüm spor otoritelerinin Bursaspor'un çok iyi bir kadrosu olduğu gerçeğini vurgulamaları da, gidenlere rağmen yapılan transferlerin isabetli olduğunu göstermiyor mu?

Tekrar vurguluyorum, işin parasal boyutlarıyla ilgili sıkıntı ya da suistimal var mı bilmediğim için olayın maddi kısmını göz ardı ederek bunları yazıyorum.

Gelinen noktada Bölükbaşı yönetimi sadece teknik direktör tercihindeki hatası (ki bu tercihin de yönetim tarafından yapılmadığına dair ciddi şüphelerim var) yüzünden görevi bırakmadı mı?

Yeni transfer de olmadığına göre (bir tek Batalla var, onu da Bölükbaşı yönetimi getirdi ve daha sahaya da çıkmadı) Hamza Hoca gelir gelmez takımda gözlenen toparlanma, son kupa maçında altyapı oyuncularına tanınan şans, gidici gözüyle bakılan oyuncuların yeniden süre almaya ve çok iyi oynamaya başlaması bize bugüne kadar Ertuğrul Sağlam'ın kaybettirdiklerini gözler önüne sermiyor mu?

Göz göre göre

Bu köşeyi takip edenler bilir, ben Recep Bölükbaşı'na birçok kez yazılarımla bu konuda uyarılarda bulundum. Sağlam'da ısrar ederse erken bir kongreyle koltuğundan da olacağını Eylül ayında yazdım. Başkan, ya bizim yazılarımızı takip etmedi ya da koltuğa oturan birçok yöneticinin yaptığı gibi eleştirilere kulak asmadı.

Ben Recep Bölükbaşı'nı rahmetli İbrahim Yazıcı yönetiminde görev aldığı süreçte tanıdım. Bursaspor'a başkan olmak hayattaki en büyük idealiydi ve gerçekleştirdi ama o kadar doğru hamlenin yanındaki yanlış bir tercihi ve bu yanlışta sonuna kadar ısrar etmesi bulunduğumuz noktaya gelmesine neden oldu.

Aslında sportif başarıya çok yaklaşmışken adeta direkten döndü ve onun adına gerçekten üzüldüm. Doğru bir isimle hoca değişimini 2-3 ay önce yapsaydı bugün keyifle koltuğunda oturuyor olacaktı.

Ekibini iyi seçemedi, krizleri hiç yönetemedi, başarılı bir hatip değildi ve kendisini de ifade edemedi. Sonuçta, şaibe söylentileriyle anılan ve ibra edilmeyen bir yönetimin başkanı olarak tarihe geçti.

Şimdi bunları niye mi yazdım? Sadece her şeyin göründüğü kadar net olmadığını anlatmak, aradaki gri noktaları da vurgulamak ve tarihe not düşmek için. Ayrıca, herkes bir noktaya odaklanmışken farklı noktalara da işaret edebilme cesaretini gösterebilmektir gazetecilik...