Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kılıçdaroğlu’nun betonlaşma gafı

Yazının Giriş Tarihi: 29.01.2019 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.01.2019 00:03

Seçimlerle ilgili geri sayım başladı. 31 Ocakta listeler seçim kurullarına verilecek. Partiler, bir yandan adayları belirlemeye çabalarken, diğer yandan da kendi iç kavgalarıyla günleri geçirip duruyor. En çok kavga edilen CHP ile İYİ Parti arasındaki ittifakla ilgili koltuk paylaşımı.

Geçtiğimiz hafta sonu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Bursa’ya geldi. Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey’in tanıtım toplantısına katıldı. AK Parti’nin birkaç hafta önce yaptığı aynı salonda, Merinos’ta yapılan tanıtım sırasında ve tanıtım yapıldıktan sonra salon dışında da İYİ Partili yönetici ve kurmaylarının Bozbey’i destekler açıklamalar yapması dikkat çekti.

En büyük dikkat ise, Kılıçdaroğlu’nun “AKP’li belediyeler Bursa’yı beton yığını yaptı…” şeklindeki ifadesi oldu.

Şimdi, bakalım, Bursa’nın en fazla betonlaşan, yeşil alanları yok olan, ticareti açılan, şehitler ormanı bile ranta kurban edilen ilçesi neresi?

Cevap Nilüfer.

Peki, Nilüfer ilçesini son 20 yıldır hangi siyasi görüş ve parti yönetiyor?

Cevap; sol görüş ve son üç dönemdir CHP.

Yani, Bursa’yı CHP’li belediye betonlaştırırken, bunu görmezden gelip, başkasına suç atmak neyin nesidir?

Cevap; çamur at, izi kalsın.

Demek ki, birileri hala Kılıçdaroğlu’na yanlış ve hatalı bilgiler veriyor. Sayın, Kemal Kılıçdaroğlu, başınızı şöyle bir kaldırıp, Nilüfer ilçesinde sağa sola bakın. Kaç tane beton kütle göreceksiniz?

Peki, bunları kim yaptı, yaptırdı? Diye soru sorursanız, cevabını zaten siz biliyorsunuz. Görünen köy kılavuz istemez.

Ben size en son örneği vereyim. Eskiden Nilüfer Belediye Hizmet binası olarak kullanılan barakalar alanına bakın. Orası nasıl betonlaşmış. Burası yeşil alan. İmar plan değişikliği yapılmış. Yeşil alan tekrar konut alanına alınmış. Tam bir kafa karıştırmaca. Teknik elemanlar, akademik odalar bile neyin nasıl olduğuna anlam veremiyorlar. Mahkeme, dosyaya bakmış. “Böyle plan olmaz” diyerek, planları iptal etmiş. Arsa, yeşil alan, yani park haline geri dönmüş, ama üzerindeki beton yığını mahkeme kararı verdiğinde bir kat iken şimdi 10 kata yükseldi.

Buna kim ve nasıl izin verdi?

Birde bunu sorsaydınız ya, Büyükşehir Belediye Başkanı adayı yapıp, oy isteme adına Ankara’dan zahmet edip, kalkıp Bursa’ya gelmeden önce partili belediye başkanınıza….

Acaba ne cevap alacaktınız?

Belki de aldığınız cevap üzerine Bursa’da böyle bir tahlisiz açıklama yapma gafletine düşmeyecektiniz.

Yazık. Pek çok kişi, bu olayları bilmeden, körü körüne CHP’ye ve muhalefete destek olup, iktidara uyarı yapma niyetinde olduğunu ifade ediyor. Bana göre, Bursa’da yeşil alanların yok olması, imar iddiaları, hatta bazı yasa dışı örgütlere rant sağlanması gibi olayları incelerken, bu konularla ilgili laf söylemeden önce kendi Belediye yönetimlerinizin yaptığı işlere şöyle bir göz atın. Bakın. Benim tavsiyem, yeşil alanlara dikilen beton yığınları altında ezilmeyin. Hepsinde, temelinden projesine, imar planından bürokratların atmadığı ruhsatlardaki imzaların atılmasına kadar CHP’nin imzası var.

Bunu unutmayın.

Sizler, medya gücü, belki de algı yönetimindeki başarılarınız nedeniyle bugünlere kadar geldiniz. Fakat, sandıklarda neden başarılı olamıyoruz? Diye kendinize sanırım soru sormak istemiyorsunuz. Yada, bu soruları gündeme getirenleri, partinizden uzaklaştırıyorsunuz.

Yada, isimleri sorunlu olan partililerden kurtulma adına, seçimleri fırsat bilip, “nasıl olsa seçim kazanmaları imkanı yok” düşüncesiyle hareket ederek, onlardan kurtulma adına böylesine adımlar mı atıyorsunuz? İstanbul’da medya desteği olan ve genel başkan adaylığı için sürekli karşınıza çıkan Mustafa Sarıgül’e uygulanan reva gibi sanırım ismi aynı olan ve “Kemal Kılıçdaroğlu bu partinin başından gitsin. Muharrem İnce gelsin” diye imza veren Mustafa Bozbey için de aynı formülü mü uyguluyorsunuz? Bursa kamuoyunda böyle bir algı var..

Tabi, bu durum, kamuoyunun takdirleri. Herkes kendine göre yorumlarda bulunabilir. Bazıları, “sadece bizimkiler mi yolsuzluk yapıyor? AKP hiç mi yapmıyor? Onları yazamıyorsunuz ama sıra bize geldi mi, sayfaları dolduruyorsunuz.” Gibi söylemlerle beni eleştiren bazı okurlarım ve arkadaşlarım var. Bende onlara diyorum ki, “getirin kardeşim elinizde ne bilgi belge var ise, araştıralım. Doğru ise yazmaktan imtina edersem o zaman konuş. Bizim işimiz, iftira ve dedikodu üretmek değil, gerçekleri belgelerle ortaya çıkarıp yazmaktır. Şimdi, mahkeme kararlarını yazıp, kamuoyuna doğru bilgileri vermek mi suç?”

Vurgun adına, yapılan hazine arsalarının talan edilmesini yazmak mı suç?

Yine inşaat rantı adına yapılan şuyulandırma hazineye atılan 372 milyon liralık kazık iddialarını yazmak mı suç?

Nedir bunun açıklaması?. Söyleyin de cahil kalmayalım. Öğrenelim…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.