Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kek

Yazının Giriş Tarihi: 19.06.2018 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.06.2018 00:03

Yok hemen başlığa bakıp benimde son günlerin fenomen tartışmasına dahil olduğumu düşünmeyiniz lütfen.

Bu kek bizzat bendeniz oluyorum.

Hem de ne kek; bile bile göre göre pişmiş bir güzel kabarmış ama undan değil salaktan mamul bir kek.

Hadi anlatayım da siz de görün nasıl bir kek olduğumu. Bayram neşeniz olsun.

Ama öncelikle şunu belirteyim ki konu açıklıkla anlaşılabilsin. Babamın hastalığı sürecinde Turkcell’den vadeli bir telefon almış ve nakde çevirmiştim. Yani Turkcell’e aramızda bir kredi sözleşmesi vardı ve bu sadece ikimizi ilgilendiriyordu. Kredi miktarı ve ödeme günleri dahil her şey bu kurumla aramızdaydı.En azından ben öyle sanıyordum.

Babamın çok ağırlaştığı günlerden birinde telefonuma “Turkcell’e olan şu kadarlık fatura-kredi borcunuz başarı ile ödenmiştir’’ diye bir mesaj geldi. O anda da keklenme başladı.

Benim telefon borcumu benden başka hiç kimsenin ödemeyeceğini bildiğim için ödeme emrim olduğu ancak bunu asla bankaya bırakmadığım sistemden kredili mevduat hesabımdan yapıldığını zannettim. Hatta iyi bile olmuş bu haldeyken gidip ödemek zor olacaktı diye de içimden geçirdim.

Ertesi gün bir mesaj daha aldım; Gönderen Gökhan Çevik diye biri idi (adını açık açık yazıyorum ki sizi de keklemesin bu kek cini)  Mesaj mealen şöyleydi; “İyi günler sizi aradım ama ulaşamadım ben kendi telefon faturamı öderken yanlışlıkla sizin faturanızı ödedim sizden rica etsem faturanızı kontrol edip bana döner misiniz? Mardin Kızıltepe’de askerlik yapıyorum iadesini alamadım da.”

Çakal Mardin deyince, Kızıltepe deyince üstüne üstlük bir de askerim deyince ben de hoşafın yağının kesileceğini bilecek kadar izlemiş beni sosyal medyadan. Bir askerin paracığına nasıl tenezzül edebilirdim. Etmedim tabii. Ama o asker değilmiş hatta insan bile değilmiş bilemedim.

Hanım sordu Turkcell’e baktılar borç yok dediler. Ben de kekçimi aradım.

Öyle duygusal bir konuşma yaptık ki bir saat sonra verdiği hesap numarasına yapılan(!) ödemenin bedelini göndermiştik bile. Bir de makbuzun fotoğrafını çekip altına da hayırlı tezkereler evlat diye yazıp gönderdim iyi mi?

O da mecburen sağ olun diye yanıtladı. Eminim ki salaktan sazana kadar bir sürü sıfatta takmıştır bana ama kibar çocukmuş sadece bu sağ olunu yazdı.

Üç gün sonra bir mesaj daha geldi;

Ödenmeyen faturanız için sizi mahvederiz, hattını keseriz, elaleme rezil rüsva ederiz, icraya verir sürüm sürüm süründürüz, evinizin kapısını çilingirle açıp böğrünüze çilingir sofrası kurarız politik bir dille yazan Turkcell faturanın ödenmediğini ve ödenmezse neler olacağını belirtiyordu.

“Hanım hanım ilk gününde misafirlerine kek filan yapma beni ver” dediğimi hatırlıyorum.

Kekleme tamamlanmış kek pişmişti.

Tabi derhal aradım kekçiyi; Telefon çalınca umutlanmadım değil hani. Herif dolandırıcı olsa telefonu çoktan hallerdi.Demek ki bir hata oldu diye düşündüm.Ama anladım ki hata benmişim.

Neyse bilmem kaçıncı arayışımda açıldı telefon. Arkadaşıymış o nöbetteymiş iletecekmiş. Ben saftirik hala bir umut kırıntısı aradığımdan olacak nöbeti bitince beni mutlaka arasın diye kapattım telefonu. Kim bilir nasıl eğlenmişlerdir kekçi taifesi bu üzümlü kekle.

Askerlik yaptık biliriz; nöbet üç beş saat sürmez. Bir saat sonra tekrar aradım. Yine aynı kişi çıktı bu sefer işin içine rahmetli annemide karıştırdı bastı kalayı kapattı. Pırıl pırıl oldum.

Bir daha aramadım; işi yargıya taşıyarak çözmeye karar verdim. Süreç başladı bakalım keklendiğim ile mi kalacağım yoksa kek olup boğazlarına dizileceğim göreceğiz.

Peki bu arada Turkcell’in sadece ikimizin bildiği bir sözleşmenin ayrıntılarına üçüncü şahıslar nasıl oluyor da bu kadar rahat ulaşabiliyorlar?

Sordum elbette yanıtı da yazayım da biraz daha eğlenin; “Oooo bu da bir şey mi daha neler oluyor. Bir keresinde….) Bundan sonrasını dinlemedim. Ha birde İş Bankası’nın havaleyi gönderdiğim şubesi var atlanmaması gereken; hesap gerçek ve halen aktif.

Dün de gazetede vardı; bir kadıncağız da aynı kek cinine denk gelmiş feryat figan ediyordu. Bilmem tesellimidir yalnız değilmişim en azından.

Neyse ötesi yargının işi.

Artık kek dendiğinde beni de hatırlarsınız umarım;

Üzümlüm değil ama hurmalım pek lezzetlidir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.