Biz birbirimizin gözünü oymadan insan insana yaşamayı beceremezken,birkaç genç bir araya gelmiş ve bir dernek kurmuşlar.
Adını da Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği koymuşlar.
Bakar mısınız ?
Hayvan hakları,hayvanları koruma filan değil derneğin ismi;
Hayvanlarla yaşama derneği.
Yani bu gezgeni paylaştığımız diğer yaratılmışlarla.
Hani çocuğumuz pek sevdi diye hayvan pazarlamacılarından alıp,bir süre sonra sokağa terk ettiğimiz köpecikler,kedicikler,kurban etmeden önce işkenceye tabi tuttuğumuz büyük başlar,kısacık ömürlerini daracık kafeslerde geçirmelerine mahkum ettiğimiz civcivler,bazılarımızın gönül ilişkisi(!)kurduğu uzun kulaklılar,spor sanıp türlerini kurutana kadar avladığımız kanatlılar,kanatsızlar…
Var ya,
Hah işte onlar ve daha yüz binlerce tür;Yaratılmışlar.
Klişeleşmiz lafımızdır;’’Bu ülkede insanının değeri yok abicim’’der çıkarız bir sürü olumsuzluktan.
Böyle bir klişesi olan olan milletin,hayvana bakış açısı ne ola ki?
Twentify ve Moofio Türkiye evcil hayvan haritasını çıkartmışlar.Haritaya göre,
Türkler, %33 ile kuş,%32 ile kedi,%27 ile köpek besliyorlarmış.
‘Hayvanınızı nereden aldınız?’ sorusunun yanıtı ise %29 sokak,%1o barınak,%5 veteriner ve %50+ hayvan pazarlamacılarından oluşuyormuş.Burada altını çizmek isterim ki hayvanların satıcılardan alınması yasal değil.
Dernek, UNESCO’nun 15 Ekim 1978 de ilan ettiği Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak amacı ile kurulmuş.
Bildirgenin ana fikrini dünyaya gelmiş her canlının yaşam hakkı olması ,hayvanların da yaşam hakkıyla birlikte doğmaları oluşturuyor.
Derneğin üzerinde durduğu konuların başında da Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesinin 11ve 12.maddelerinde yer alan ‘Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi ‘BIOCIDE’de yani ‘YAŞAMA karşı SUÇ’ a ve ‘çok sayıda hayvanın öldürülmesi’ anlamına gelen ‘GENOCIDE’e yani ‘TÜRE karşı SUÇ’a bir başka deyimle itlafla karşı kararlı bir şekilde mücadele etmek geliyor.
Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği işte bu yüzden önemli.
Oluşturacakları çalışmalarla ezberleri bozacaklarından hiç şüphem yok.
Yok ,çünkü derneğin liderini tanıyorum.
Naturel hayvan sevgisi son derece gelişmiş Sibel Akıncı’ya ‘’Kedicik’’diye seslenmem
de bu yüzden.
Böyle bir oluşumun başını çekmesi de benim için hiç şaşırtıcı olmadı
Afferin çocuklar;
Gösterin Bursa’ya özde hayvan severliği,
Öğretin bize hayvanlarla birlikte yaşayabilmeyi.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
KEDİCİK…
Biz birbirimizin gözünü oymadan insan insana yaşamayı beceremezken,birkaç genç bir araya gelmiş ve bir dernek kurmuşlar.
Adını da Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği koymuşlar.
Bakar mısınız ?
Hayvan hakları,hayvanları koruma filan değil derneğin ismi;
Hayvanlarla yaşama derneği.
Yani bu gezgeni paylaştığımız diğer yaratılmışlarla.
Hani çocuğumuz pek sevdi diye hayvan pazarlamacılarından alıp,bir süre sonra sokağa terk ettiğimiz köpecikler,kedicikler,kurban etmeden önce işkenceye tabi tuttuğumuz büyük başlar,kısacık ömürlerini daracık kafeslerde geçirmelerine mahkum ettiğimiz civcivler,bazılarımızın gönül ilişkisi(!)kurduğu uzun kulaklılar,spor sanıp türlerini kurutana kadar avladığımız kanatlılar,kanatsızlar…
Var ya,
Hah işte onlar ve daha yüz binlerce tür;Yaratılmışlar.
Klişeleşmiz lafımızdır;’’Bu ülkede insanının değeri yok abicim’’der çıkarız bir sürü olumsuzluktan.
Böyle bir klişesi olan olan milletin,hayvana bakış açısı ne ola ki?
Twentify ve Moofio Türkiye evcil hayvan haritasını çıkartmışlar.Haritaya göre,
Türkler, %33 ile kuş,%32 ile kedi,%27 ile köpek besliyorlarmış.
‘Hayvanınızı nereden aldınız?’ sorusunun yanıtı ise %29 sokak,%1o barınak,%5 veteriner ve %50+ hayvan pazarlamacılarından oluşuyormuş.Burada altını çizmek isterim ki hayvanların satıcılardan alınması yasal değil.
Dernek, UNESCO’nun 15 Ekim 1978 de ilan ettiği Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak amacı ile kurulmuş.
Bildirgenin ana fikrini dünyaya gelmiş her canlının yaşam hakkı olması ,hayvanların da yaşam hakkıyla birlikte doğmaları oluşturuyor.
Derneğin üzerinde durduğu konuların başında da Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesinin 11ve 12.maddelerinde yer alan ‘Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi ‘BIOCIDE’de yani ‘YAŞAMA karşı SUÇ’ a ve ‘çok sayıda hayvanın öldürülmesi’ anlamına gelen ‘GENOCIDE’e yani ‘TÜRE karşı SUÇ’a bir başka deyimle itlafla karşı kararlı bir şekilde mücadele etmek geliyor.
Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği işte bu yüzden önemli.
Oluşturacakları çalışmalarla ezberleri bozacaklarından hiç şüphem yok.
Yok ,çünkü derneğin liderini tanıyorum.
Naturel hayvan sevgisi son derece gelişmiş Sibel Akıncı’ya ‘’Kedicik’’diye seslenmem
de bu yüzden.
Böyle bir oluşumun başını çekmesi de benim için hiç şaşırtıcı olmadı
Afferin çocuklar;
Gösterin Bursa’ya özde hayvan severliği,
Öğretin bize hayvanlarla birlikte yaşayabilmeyi.