300’leri bulan şeker düzeyi ya da 20’li rakamlardaki bir tansiyon bile bazen hiç bir belirti vermeyebilir. Başka bir nedenle muayene ve tetkik olduklarında rastlantı ile belirlenen bu rakamları duyan hastaların en azından bir kısmı, gayet soğukkanlı davranıp, ciddi bir durum olmadığına hem kendileri inanabilir, hem de doktorlarını inandırmaya çalışabilir. Ama aynı hastalar karaciğer enzimlerindeki küçük bir artış karşısında paniğe kapılabilir.
Her hangi bir hastalık hakkında, hastalarda o hastalığın ciddiyet derecesi ile ilgili yargıların nasıl oluştuğu konusu başlı başına bir makale konusu olabilecek kadar ilginçtir.
Şeker hastalığı ve hipertansiyondan çok daha fazla panik yaratan bir durumdan, karaciğer yağlanmasından bahsetmek istiyorum bugün sizlere.
Karaciğer yağlanması orta yaşta en sık rastlanan sağlık sorunlarındandır. Aslında normalde karaciğerin ağırlık olarak % 5 - 10 kadarı yağdır. Karaciğer yağlanması tanısı konduğunda bu oran artmış demektir.
Karaciğer yağlanmasını düşündüren ve sadece bu duruma özgü yakınmalar yoktur. Hatta bu durum genellikle hiç bir yakınmaya neden olmaz.
Çoğunlukla herhangi bir nedenle yapılan tetkiklerde rastlantı ile karaciğer enzimlerinde hafif bir yükselme dikkati çekebilir. Bunu takiben yapılan ultrasonografi ile karaciğerde yağlanma belirlenebilir. Kesin tanı karaciğerden yapılan biyopsi ile konur ama çoğu zaman buna pek ihtiyaç olmaz.
Bazen hafif bir yorgunluk, karnın sağ üst kısmında ağrı ve şişkinliğin sebebi karaciğer yağlanması olabilir. Çok sık olmasa da onlarca yıl sonra, iştah ve kilo kaybı, güçsüzlük, bulantı, konsantrasyon bozukluğu görülebilir. Bazı hastalarda boyunda ve kollarda koyu renkli lekeler oluşabilir.
Karaciğer yağlanması iki farklı tipte olabilir: Alkole bağlı olan ya da olmayan.
Alkole bağlı yağlı karaciğer hastalığı, sürekli ve ölçüsüz miktarda alkol alanlarda görülebilir. Süre ve miktar konusunda belirlenmiş bir rakam yoktur. Bazen, sürekli değil ama kısa sürede aşırı alkol alındığında da karaciğer yağlanması oluşabilir.
Şişmanlık, hepatit C, vücuda kontrolsüz şekilde demir yüklenmesi ve genetik yatkınlık bu hastalığı kolaylaştırabilir. Alkole bağlı yağlı karaciğer hastalığında, karaciğerin kendisini tamir edebilmekteki mükemmel yeteneğine rağmen, kişinin alkol kullanmaya devam etmesi halinde vücutta ödem oluşur, kaslarda zayıflama, kanamalar, sarılık ve sonunda siroz görülebilir.
Alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığının nedenleri henüz tam bilinmiyor ama bu durumu kolaylaştıran etkenler biliniyor. Örneğin aşırı kilo, şeker hastalığı, kan yağlarının yüksekliği, hepatitler, aspirin, kortizon, tamoksifen gibi bazı ilaçlar, yetersiz gıda alarak bilinçsiz şekilde aşırı kilo vermek, karaciğerin bazı bağışıklık sistemi hastalıkları, bağırsağın doğal mikrobik ortamının bozulması bu hastalığı kolaylaştırır. Genetik yatkınlığı olanlarda daha sık rastlanır.
Özet olarak belirtmek isterim ki karaciğer yağlanmasının kendisinden çok nedeni önemlidir. Doğru ve dengeli beslenme, egzersiz, alkolden kurtulmak ve şeker hastalığında tedavinin gereklerini yerine getirmek en başta gelen korunma önlemlerindendir. Tedavi bütün hastalıklarda olduğu gibi sebebe yönelik olmalıdır.
Sağlık en büyük hazinemizdir, onu koruyalım.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dr. Cemal Nuri GÜRBÜZ
Karaciğer Yağlanması
300’leri bulan şeker düzeyi ya da 20’li rakamlardaki bir tansiyon bile bazen hiç bir belirti vermeyebilir. Başka bir nedenle muayene ve tetkik olduklarında rastlantı ile belirlenen bu rakamları duyan hastaların en azından bir kısmı, gayet soğukkanlı davranıp, ciddi bir durum olmadığına hem kendileri inanabilir, hem de doktorlarını inandırmaya çalışabilir. Ama aynı hastalar karaciğer enzimlerindeki küçük bir artış karşısında paniğe kapılabilir.
Her hangi bir hastalık hakkında, hastalarda o hastalığın ciddiyet derecesi ile ilgili yargıların nasıl oluştuğu konusu başlı başına bir makale konusu olabilecek kadar ilginçtir.
Şeker hastalığı ve hipertansiyondan çok daha fazla panik yaratan bir durumdan, karaciğer yağlanmasından bahsetmek istiyorum bugün sizlere.
Karaciğer yağlanması orta yaşta en sık rastlanan sağlık sorunlarındandır. Aslında normalde karaciğerin ağırlık olarak % 5 - 10 kadarı yağdır. Karaciğer yağlanması tanısı konduğunda bu oran artmış demektir.
Karaciğer yağlanmasını düşündüren ve sadece bu duruma özgü yakınmalar yoktur. Hatta bu durum genellikle hiç bir yakınmaya neden olmaz.
Çoğunlukla herhangi bir nedenle yapılan tetkiklerde rastlantı ile karaciğer enzimlerinde hafif bir yükselme dikkati çekebilir. Bunu takiben yapılan ultrasonografi ile karaciğerde yağlanma belirlenebilir. Kesin tanı karaciğerden yapılan biyopsi ile konur ama çoğu zaman buna pek ihtiyaç olmaz.
Bazen hafif bir yorgunluk, karnın sağ üst kısmında ağrı ve şişkinliğin sebebi karaciğer yağlanması olabilir. Çok sık olmasa da onlarca yıl sonra, iştah ve kilo kaybı, güçsüzlük, bulantı, konsantrasyon bozukluğu görülebilir. Bazı hastalarda boyunda ve kollarda koyu renkli lekeler oluşabilir.
Karaciğer yağlanması iki farklı tipte olabilir: Alkole bağlı olan ya da olmayan.
Alkole bağlı yağlı karaciğer hastalığı, sürekli ve ölçüsüz miktarda alkol alanlarda görülebilir. Süre ve miktar konusunda belirlenmiş bir rakam yoktur. Bazen, sürekli değil ama kısa sürede aşırı alkol alındığında da karaciğer yağlanması oluşabilir.
Şişmanlık, hepatit C, vücuda kontrolsüz şekilde demir yüklenmesi ve genetik yatkınlık bu hastalığı kolaylaştırabilir. Alkole bağlı yağlı karaciğer hastalığında, karaciğerin kendisini tamir edebilmekteki mükemmel yeteneğine rağmen, kişinin alkol kullanmaya devam etmesi halinde vücutta ödem oluşur, kaslarda zayıflama, kanamalar, sarılık ve sonunda siroz görülebilir.
Alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığının nedenleri henüz tam bilinmiyor ama bu durumu kolaylaştıran etkenler biliniyor. Örneğin aşırı kilo, şeker hastalığı, kan yağlarının yüksekliği, hepatitler, aspirin, kortizon, tamoksifen gibi bazı ilaçlar, yetersiz gıda alarak bilinçsiz şekilde aşırı kilo vermek, karaciğerin bazı bağışıklık sistemi hastalıkları, bağırsağın doğal mikrobik ortamının bozulması bu hastalığı kolaylaştırır. Genetik yatkınlığı olanlarda daha sık rastlanır.
Özet olarak belirtmek isterim ki karaciğer yağlanmasının kendisinden çok nedeni önemlidir. Doğru ve dengeli beslenme, egzersiz, alkolden kurtulmak ve şeker hastalığında tedavinin gereklerini yerine getirmek en başta gelen korunma önlemlerindendir. Tedavi bütün hastalıklarda olduğu gibi sebebe yönelik olmalıdır.
Sağlık en büyük hazinemizdir, onu koruyalım.