Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kanserin DNA’sı…

Yazının Giriş Tarihi: 04.07.2019 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.07.2019 00:01

İnsan yaşantısının en önemli hastalıklarından bir tanesi kanser. Yakaladığı kişiyi eritip bitiyor. Erken yaşta ölümlerin en önemli nedeni yine kanser illeti olarak kayda geçiyor.

Eskiden hatırlayabilirmisiniz bilemiyorum ama, Türk Filmlerinin en önemli konularından bir tanesi “Amansız Hastalık” diye tanıtılan verem hastalığı idi. İnsanların, yakalandıkları bu hastalıkla mücadelesi ve mücadele sırasında yaşadıkları konular, epey insanların göz yaşı dökmesine yol açmıştı. Sonunda, Verem Hastalıklarıyla ilgili Tıp önemli gelişmelere imza attı. Bugün, Verem Hastalığının ismini unutamasakta, insanların şu anda mücadele ettikleri en önemli hastalık Kanser.

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Uygulama.Araştırma.Merkezi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi’nde, “Likit biyopsi” uygulaması başladı. Uygulama ile yüksek hassaslıkta analizler yapılabilecek ve kanserin kişiye özgü DNA’sı çıkarılacak.

Yapılan bu işin özeti şu; kanser hastalıklarının nesilden nesile, aileden genler yoluyla geçtikleri konuşuluyor. Bu uygulama ile kişilere özel kanser hastalıkları teşhis ve DNA’ larının belirlenmesine yönelik araştırmalar yapılacak.

BUÜ Tıp Fakültesi Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi’nde tümör dokudan DNA izolasyonu ile uygulanan yeni nesil dizileme tekniğine ek olarak, Likit biyopsi teknolojisi ile kandan tümör kaynaklı DNA’lar (cell-free DNA) elde ederek Yeni Nesil Dizileme tekniklerinin uygulanması artık mümkün.

Bu sevindirici haberi ve yapılmaya başlanılan çalışmaları sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü, ben dahil bu ülkede yaşayan pek çok kişi bu hastalığın pencesi altında olabilir. Hani derler ya, “zamanında teşhis ve tedavi başlamazsa tıp çaresiz kalıyor. Yapılacak bir şey yok… “ gibi sözlerle, bizlerde “kaderimiz böyle imiş!” diyerek başımıza gelen müsibetlere katlanırız.

Bursa Tıp Fakültesi’nde yapılacak işlem sayesinde, tümörlü dokudan kan dolaşımına karışan DNA parçacıkları “Genereader” sistemi ile yüksek hassaslıkta analiz edilerek, kanserin kişiye özgü DNA haritası çıkarılabiliyor. Güncel bir uygulama metodu olan kişiye özgü tedavi çerçevesinde,  bu iki yeni teknoloji, Tıp Fakültesi’nde görev yapan uzman doktorların birikimiyle kanser hastalarına umut vaat ediyor.

Çünkü,en değerli hazine sağlık.

Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi Mesul Müdürü Doç. Dr. Şehime Gülsün Temel, hem hedefe yönelik hot-spot panelleri, hem de tüm gen dizi panellerini kapsayan bu iki işlemin birlikte kullanılmasıyla, hastaların tedavisine daha bütüncül bir katkı sağlandığını aktardı.

Temel şöyle konuştu: “Kanser tanısı almış kişilerin dokularında ve likid örneklerinde (periferik kan, tükrük gibi) hedefe yönelik yeni nesil dizileme tekniği ile hot-spot klinik anlamı olan mutasyonları içeren büyük bir panel kullanarak hastanın tedavi sürecinin planlanmasına katkı sağlamaktayız. Ayrıca eğer tedaviye yönelik bir varyasyon tespit edilemezse, bu kez likit biyopsi yöntemi sayesinde, 56 geni içeren geniş bir panel ile Yeni Nesil Dizileme Tekniği ile Tüm Genlerin Dizi analizi mümkün olmaktadır.

Likit biyopsi, kanser tanısı almış tedavi sürecindeki hastadan alınan 30 ml kan kullanılarak, tedavinin hastaya özgü planlanması, izlenmesi, doğru ilaç seçimi yapılabilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Diğer taraftan, likit biyopsi girişimsel olmayan bir yöntem olması nedeniyle hasta refahı açısından olduğu gibi; doku biyopsilerinin yetersiz olduğu durumlarda da hastaya tedavi planlanması ve takibi açısından çok büyük bir fayda sağlamaktadır.”

Tanı Merkezi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Şebnem Özemri Sağ ise merkezde Damlacıklı Dijital PCR (ddPCR), Minimal Residual Disease (MRD) tespiti hassasiyetinde p210 major translokasyonunun da analiz edilmeye başlandığını söyledi.

Damlacıklı Dijital PCR analiz edilecek örneği 20.000 damlacığa bölüştürdüklerini vurgulayan Sağ; “PCR bölüştürülen her damlacık içinde oluşan reaksiyonu mutlak kantitatif olarak ölçme prensibi ile çalışır. Damlacıklara bölme prensibi sayesinde hassasiyet yükselir ve böylece nadir mutasyonları tespit etme imkânı sağlar. MRD tespitinde, en küçük kalıntıları tespit etmek esastır. Bunun için en yüksek hassasiyete ihtiyaç vardır. ddPCR ile MRD tespiti yapmak, başka tekniklerle tespit edilemeyecek kadar az olan kalıntıların fark edilmesine olanak sağlar. FDA onaylı BCR-ABL kiti ile; MRD tespiti hassasiyetinde p210 major translokasyonu artık bünyemizde analiz edilebilmektedir” şeklinde konuştu.

Bursa adına, bim adına, insanların hastalıkarla mcadles adına,sağlık, tedavi ve başarıla adına hayırlı ls.

Allah, kimseye dert verip derman aatmasın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.