Yine kanlı bir güne uyandık. Bugün tamamen farklı bir konuyu ele almayı planlamıştım ama sabah saatlerinde Ankara'dan gelen acı haberle sarsıldık. Karanlık eller bombalı bir eylemle yine ülkeyi kana buladı. Üstelik bu kez başkentin göbeğinde. Yazı yazdığım saatlerde 86 ölü ve 28'i ağır olmak üzere 186 da yaralı vardı. Bu tabloya göre sizler bu yazıyı okuyana kadar ölü sayısı 100'ü aşabilir.

Öncelikle kimliklerine, ideolojilerine ve etnik yapılarına bakılmadan her terör olayında takınılacak tavır aynı olmalıdır. Ölenler bizim vatandaşımızdır ve bu saldırı tüm ülkeye, hepimize yapılmıştır.

Ölen kardeşlerimize rahmet, yaralılara acil şifa dilerken, devletin ilgili birimlerinin de ivedilikle sorumluları yakalamasını bekliyoruz.

Garip şeyler oluyor

Ankara’da DİSK, KESK, TTB ve TMMOB gibi sendika ve meslek örgütleri "Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi, Barış Emek Demokrasi" adıyla miting düzenliyor.

Birinci tuhaflık, hükümete muhaliflikleriyle bilinen bu örgütlerin gerekli bildirimleri yaparak düzenledikleri bu yasal mitinge, HDP'nin söylemiyle bire bir örtüşen bir isim vermeleri. Zaten HDP ve CHP'de bu mitingi destekleyerek temsilci gönderdiler.

İkinci tuhaflık, mitingin yapılacağı Sıhhiye Meydanı'nda değil de, toplanma yeri olarak belirlenen Ankara Garı Kavşağı'nda bombanın patlatılması. Anlaşılan hedefte yöneticiler yerine katılımcılar, yani sıradan halk vardı.

Üçüncü tuhaflık, ortaya çıkan olay yeri görüntülerinde bir grup halay çekerken ve tam da "bu meydan kanlı meydan" derken bomba patlıyor. Yine garip bir şekilde Hürriyet'in internet sitesinde bu video sansürlenerek o bölümün sesi siliniyor.

Dördüncü tuhaflık, cuma akşamı Pir Ozan Abdal adlı bir twitter kullanıcısı "Suruç versiyon 2 olabilir, katliam yapılabilir" gibi garip twitler atıyor ve olay günü o hesap sırra kadem basıyor. Hesabın önceki paylaşımlarını göz önüne alarak HDP'ye ya da PKK'ya yakın olduğunu belirtelim.

Beşinci tuhaflık, Selahattin Demirtaş'ın sosyal medya danışmanı olduğu iddia edilen Dinebereday isimli twitter kullanıcısı da aynı gece, "Bomba Ankara'da patlayacak" yazıyor ve saldırıdan sonra da "TC son kozunu oynuyor. PKK'nin ilan edeceği ateşkes öncesi başka artçı tertipler ve katliamların gerçekleşme ihtimali çok yüksek" diye twit atıyor.

Altıncı tuhaflık, olaydan sonra bazı katılımcılar hemen polis araçlarına saldırıyor. DİSK'in twitter hesabından "BARIŞ BİR KERE DAHA KATLEDİLDİ!.. Sarayınıza da, saltanatınıza da, savaşınıza da bin kere lanet olsun!" şeklinde bir twit atılıyor ve aynı twit, DİSK Başkanı Kani Beko ile DİSK'e bağlı diğer sendikalar tarafından da bir slogan gibi sosyal medyada yayılıyor. Kani Beko ayrıca, "Saltanatlarını sürdürmek isteyenler Diyarbakır ve Suruç'un ardından bir kez daha #Ankara "Emek, Barış ve Demokrasi" mitingini kana buladılar" yazıyor.

Yine sazı aldı eline

Patlamadan çok kısa bir süre sonra da sahneye HDP Lideri Demirtaş çıkıyor ve şunları söylüyor: "AKP iktidarının eveleme geveleme şansı çoktan bitmiştir. Katilsiniz, eliniz kanlıdır. Yüzünüzden ağzınızdan tırnağınıza kadar her yerinize kan sıçramıştır ve en büyük terör destekçisi olduğunuz ortaya çıkmıştır. Her gün onlarca genci katleden taş attı slogan attı diye infaz eden devlet, Ankara'nın göbeğinde büyük bir katliama imza atmıştır."

Ey Demirtaş, sen patlamadan dakikalar sonra hangi bilgiye ulaştın da bu açıklamayı yapıyorsun?

Şu twitleri atan danışmanına, "sen bunu nerden biliyorsun" diye sordun mu?

Urfa'nın Viranşehir İlçesi'ndeki bir HDP etkinliği öncesinde parka bomba yerleştirirken yakalanan PKK'lıları da hala duymadın mı?

Geçen seçimlerdeki patlamaların HDP'nin oy oranlarına yaptığı katkıyı bilmiyor musun?

Seçim üstü ateşkes açıklamaları ve mağdur HDP imajı kimin işine yarayacak?

Üzerinde bu kadar şüphe ve şaibe varken hala utanmadan nasıl devleti katliam yapmakla suçlayabiliyorsun?

Aslında bir konuda haklısın bu devlet gerçekten suçlu ama katliamdan değil. "Sırtımızı PKK'ya ve yan kuruluşlarına dayadık" diyenlere, "PKK sizi tükürüğüyle boğar" diyenlere, açıkça devlete isyan söylemlerinde bulunanlara sabredip hala içeri atmadığı ve üstüne bir de maaş vermeye devam ettiği için suçlu!