Bizi zorlayan zaman zaman sıkıntıya sokan zaman zaman da alay konusu yapan en büyük saplantımız nedir?

Ya da mecrayı daraltıp şöyle sorayım; Bizi zorlayan zaman zaman sıkıntıya sokan zaman zaman da alay konusu yapan en büyük üç saplantımız nelerdir?

Oooo  iyi niyetimizden temiz kalpliliğimize kadar ilk üçe girecek  ne çok şey sayılabilir değil mi?

Ama ben hinlik yaptım ve olumsuz üç özelliğimizi kastettim. Yok öyle mağduru oynamak.

Neyse sizi bilmem ikinci üçüncüyü de düşünmem gerekir ama ilki tek geçerim her zaman.

Bence ilk kendimizi her şeyi bilmek zorunda hissetmemiz ve her konuda doğru yanlış(genellikle de yanlış)fikir beyan etmemiz.

Sosyal konumumuz ne olursa olsun, mevkimiz, eğitimimiz, öğrenimimiz bildiklerimiz bizi asla kesmez.İlla ki ekonomiyi de biliriz,sporu da,siyaseti de.Aslında bilmediğimizi de biliriz de,bir garip korku yaşarız ortaya çıkacak diye.

Müthiş yoruluruz farkına varmadan.Bu durumu bir öz güven diye algılasak ta özünde zavallılığımızdır bunu da biliriz bilmezden geliriz.

‘’Sen bilirsin abi’’ile başlayan cümlelerden hiç hoşlanmam.’Nereden belli neyi kastettiğin ve onu bildiğim.Bal gibide bilmiyor olabilirim.Neden yönlendiriyorsun beni’ diye soramasam da sözleri gözlerime ihale ederim.Baksın içlerini de bilmeme olasılığımın bilme olasılığımdan iki kat fazla olduğunu anlasın diye.Haksızlık etmeyeyim anlayanlarda çıkar zaman zaman.

Her şeyi bilmek(!) ne büyük yüktür. İnsan zamanla buna alışır da işin kötüsü. Her konuda yalan yanlış ahkam kese kese ‘ben neymişim be abi’ kıvamına gelir. Bu son kademedir artık gerişi dönüşü yoktur her şeyi bilmek zorundadır. Kuru fasulyenin nasıl pişirileceğinden, evrim teorisini yalanlamaya kadar her türlü donanıma sahiptir ki buna kendisi de inanır.

Geçen aylarda İpek Böceği’nde iki delikanlı konuşurlarken duymuştum. Biri diğerine Google gibi adam her şeyi biliyor demişti artık kimden söz ediyorlarsa. Diyemedim ki çocuklar Google her şeyi bilmez hatta belki de bildiği bir şey de yoktur o sadece bilenlerin bilgilerini alır getirir karşına, ötesi yine size kalır okursunuz öğrenirsiniz kaynakları karşılaştırır yorumlar ve kendi fikrinizi üretirsiniz.(Hoş deseydim de ne kadar kale alırlardı ki)

Nurlar içinde yatsın rahmetli Uğur Mumcu’nun sözüdür "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz."der büyük usta. İşte zurnanın zırt dediği yer de burasıdır. Bırakın derinlemesine hakkında üstünkörü bir bilgiye bile sahip olmadan fikir üreten üretmekle kalmayıp birde dayatan bir sürü insan var ortalıkta. Her şeyi bilir hazretler; hadleri hariç.

Bu kendinden ulemalara inanıp bilinmeyenleri biliniyor zannedenleri de koyun üzerine saymakla bitmez bilgisizliğin fikirle kavgası.

Açken tokmuş gibi,duymuşken duymamış gibi,gelmiş gitmişken gelmemiş gitmemiş gibi yapmak kolaydır da,bilmezken bilmiş gibi yapmak her zaman bu kadar kolay değildir.Önünde sonun da bir yerlerden sırıtıverir bilgisizlik,alır adamı önce çok bilmiş yapar sonra da bunun bi halt bildiği yok sallayıp duruyor limanına çeker, çek kuyruğunu iskelesine bağlayıverir çürüyene kadar kalır insan orada.

Pek bilinen bir hikayedir; İngiliz Denizci Kaptan James Cook 18.yüzyılda Avustralya Kıtasına adım attığında daha önce hiç görmediği bir hayvanla karşılaşır. Karınlarındaki keselerinde yavrularını  taşıyan ve arka ayakları üzerinde zıplayarak hareket eden uzun kuyruklu hayvanları görünce yanında ki Aborjin’e  el kol işaretleri bu hayvanın adını sorar,yerli de soruyu Kanguru diye yanıtlar.Kaptan da sanır ki hayvanın adı Kanguru.Ta ki İngiltere’ye dönünce konuyu daha derinlemesine araştırırken bir lugatta Kangurunun Aborjin dilinde BİLMİYORUM anlamına geldiğini öğrenene kadar.

Elin Aborjini bulmuş yukarıda sorduğum üç saptamanın birini.

Demem o ki,bilmediğini bildirmek insanı küçültmez aksine erdemli kılar. Hiiiç kasmayın kendinizi bilmiyorsanız bilmiyorum deyip geçiverin. İnanın bildiklerinizin teşekkürünü mutlaka alacaksınız.

Bir Aborjin yerlisi kadar da olamaz mıyız?

Bildiklerimize sahip çıkıp yeni bilgiler peşinde koşmak çok daha keyifli ve güvenli en azından takke düşmez kel görünmez…

Ne demiş Abraham Lincoln “Bildiklerimiz değil, doğru zannettiklerimiz başımızı belaya sokar.’’

Allah hepimizi görünür, görünmez, bilinir bilinmez tüm belalardan esirgesin.