Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kaliteye inanmak

Yazının Giriş Tarihi: 28.05.2016 02:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.05.2016 02:18

Kalite; gereklilikleri uygulandığında ortaya çıkan bir güzelliktir. Bu güzelliğe ulaşmak için Kaliteyi sadece istemek yetmez. Onu kazanabilmek için önce kaliteye inanmak sonra da çaba sarf etmek gerekir.

Bu güne kadar birçok kuruluşta kalite çalışmaları gerçekleştirdik. Bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan değişmez bir gerçek vardı; bir kalite belgesi almak o firmanın ya da kuruluşun kaliteli ürün çıkardığı veya kaliteli hizmet verdiği anlamına gelmiyordu. Ürünlerin ve hizmetlerin kaliteli olması için önce kaliteye inanmak gerekiyordu.

 

Kaliteye inanmamış insanların birçok eleştirel tepkileri vardır; “Kalite de neymiş?”, “Buna ne gerek var?”, “Biz böyle iyiyiz”, “Belge alsak ne olur, almasak ne olur”, “Bunlar sadece zaman kaybı” vs. vs.

Oysa aynı kişiler bir çay bahçesine gittiğinde gelen çay yeteri derecede sıcak değilse hemen tepkilerini ortaya koyarlar. Çünkü aldıkları hizmetin “kaliteli” olmasını isterler.

Bir cep telefonu aldıklarında söz konusu telefon beklentilerini karşılamadıysa hayal kırıklığına uğrarlar. Çünkü aldıkları telefonun “kaliteli” olmasını isterler.

Bazı insanlar kendisine kötü davrandılarsa moralleri bozulur ve tepkilerini gösterirler. Çünkü insanların kendisine iyi yani bir başka deyişle “kaliteli” davranmasını isterler.

Bu ve benzeri örnekler o kadar fazladır ki saymakla bitmez. Sonuç olarak “kalite”ye inanmayan insanlar da dahil olmak üzere herkes satın aldığı bir gıdanın kaliteli olmasını ister, aldığı bir hizmetin kaliteli olmasını ister, çevresindeki insanlardan kaliteli davranış bekler. Fakat iş kaliteyi uygulamaya yani sistem kurmaya ve kurulan sistemin diploması olan belgelendirmeye gelince bir şekilde işin içinden sıyrılmaya çalışır, bu da yetmezmiş gibi yapılan çalışmaları gereksiz gördüğünü söylemekten geri kalmaz. Yani hem her şeyin kaliteli olmasını ister, hem de kaliteyi yakalayacak olan unsurların (Eğitim, sistem kurma, belgelendirme) gerçekleştirilme faaliyetlerini elini taşın altına koymadan eleştirmeye devam eder.

Kalite yolcularına düşen görev olaylara yukarıda verilen örneklerdeki gibi olumsuz açıdan bakan kişilere kaliteyi anlatmak, anlatmak ve vazgeçmeden yine anlatmaktır. Kaliteye inanan herkes elini taşın altına koymaktan çekinmeden bu konudaki sosyal sorumluluğu üstlenmelidir.

 

Geçenlerde sistem çalışmalarını tamamladıktan sonra KYS belgesi almış bir firmanın genel müdürü kalite yönünden serzenişte idi. “Efendim” diyordu, “Biz kalite belgesi alalı 2 yıl oldu ama çok ta değişen bir şey olmadı”. Peki dedim siz düzenli olarak eğitim yapıyor musunuz? “Maalesef işlerin yoğunluğundan yapamıyoruz” dedi. Peki uygunsuzluklar olduğunda onları ortadan kaldırmak ve tekrarını önlemek için çalışmalarınız var mı? Dedim. Ona da “Dediğim gibi, yoğunluktan maalesef onları da yapamıyoruz” dedi. Buna benzer olarak birkaç soru daha sordum. Kalite sisteminin gerekliliklerinden neredeyse yüzde doksanını işlerin yoğunluğu nedeni ile yapamadıklarını söyledi. Ben de; “Siz kalite sistem gerekliliklerinin çok büyük kısmını gerçekleştiremiyorsanız, kaliteyi duvarda asılı duran belgeden mi bekliyorsunuz? Dedim. Bir an durakladı ve “Aslında haklısınız. Biz çalışma yapamıyoruz maalesef” dedi.

Sözün özü; kalite asla bir tesadüf değildir. Kalite uğraşmadan, çabalamadan kazanılacak bir erdem değildir. Her işimizde mutlu sona ulaşmak istiyorsak önce kaliteye inanacağız, sonra da gerçekleştirmek için çaba sarf edeceğiz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.