Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kağıtları kimin okuyacağını çok iyi biliyoruz…

Yazının Giriş Tarihi: 05.05.2020 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.05.2020 00:02

Biliyorum;

Artık hepiniz salgın parantezine alınmış makaleleri okumaktan hem yoruldunuz hem de bıktınız.

İş temcit pilavına döndü.

Korananın örtülediği pek çok önemli konu yazılmaz oldu.

Evlerde oturma zorunluluğun verdiği sıkıntı,parklara bahçelere gidememenin verdiği bunaltı,eşi dostu görememenin,çocuklara torunlara,annelere, babalara dedelere anneannelere hasret kalmanın ağırlığı hepimizin gözlerimizden okunur hale geldi.

Ben gibi yitirdiklerimizin kabirlerini ziyaret edemedikleri için kendini eksikli hissedenlerimizde vardır aramızda.

Durum hiç kolay değil.

Sektörler de bu salgından fazlasıyla nasiplerini aldılar.Onlar da çalışamıyor üretemiyor olmanın hem derin maliyetlerini hem de misyon ve vizyonlarında ki  hedeflerine ulaşabilmeye zorunlu ara vermelerinin ağırlığı yaşıyorlar.

Biri hariç.

Gıda sektörünün bir bölümü, özellikle de marketler.

Hafta da bir eşim ile market alış verişi yapmak için bir saatliğine dışarıya çıkıyoruz.

Ancak olayın veriş kısmının maşallahı var da, alış cenahı bayağı sıkıntılı.

Fiyatlar her hafta bir öncekine göre iki lira üç lira bazı ürünlerde beş lira artıp duruyor.

Bütçe her hafta aynı olduğu için de alınanlar eksiliyor verilenler sabit kalıyor.

Evde ki hesap çarşıya uymaz da,bu çarşı o çarşı mı o tartışılır.

Bir ay önce üç poşet ile çıktığımız marketlerden(çoğul kullandım çünkü bir nebze de olsa ucuzunu  buluruz diye rotamızı sıklıkla revize ediyoruz.Ucuz etin yahnisinden korkumuz filan da kalmadı artık o yüzden içimiz rahat) son gidişimiz de eve getirebildiğimiz iki poşet vardı.

Hayır tabi ki üçüncü poşeti son markette unutmadık.

Tıpkı bu olağanüstü günlerde gözümüzün yaşına bakmadan fiyatlarını çekebilecekleri en yüksek seviyelere çekmekten değil vazgeçmek kör gözüne parmağım ısrarcılığında devam eden  marketleri de salgın geçtiğinde asla unutmayacağımız gibi.

Unutmasak ne olacak ? O da ayrı konu ya neyse…

Hemen tüm sektörler faaliyetlerini durdurmuşlar ya da çok azaltmışlarken marketlerin ve gıda üreticilerinin bu dönemde tüketiciler tarafından gördükleri teveccüh ve teveccühü dibine kadar sömürmeleri sektörler arası haksız rekabet değil de?

Evet şimdilerde özel bir durum yaşanıyor.Buna lafım yok.

Ama özele hariçten gazel karışınca durum hiçte hoş olmuyor.

Sosyal medya da sıklıkla görüyorum;

Artık insanlar alenen market isimleri de vererek bu fırsatçılığa dur denilmesi konusunda yetkilileri göreve çağırıyorlar.

Elbette meydan o kadar boş değil;

Belediyelerin sıklıkla yaptıkları fiyat denetimlerinden hepimizin haberi var ancak bunun çok yeterli olmadığı da aşikar.

Kabul,

Tüm dünya da olduğu gibi bizde de üretim düştü; dolayısı ile mal ve hizmet  arzı azaldı,talep arttı,artan talep fiyatların şişmesine yol açtı,insanlar her nedense normal zamanlarda almadıkları pek çok ürüne de rağbet eder oldular.

Bir de şimdi Ramazan; fiyatlar o yüzden de sanki bir gelenekmişçesine  vur abalıya bağlandı.(Bunu hiç bir zaman anlayamadım rahmet ayında insanlığa rahmet okutan fiyat artışlarının yani)

Ama bir hafta önce 15 lik yumurta kolisi 10 lira dan satılırken bir hafta sonra aynı ürünün 15 liraya satılmasının yukarıda saydığım kabul edilebilirliklerden çok daha ötede bir anlamı var.

Eğer tavuklar yumurtaya zam yapmamışlar ya da besiciden yumurtladıkları yumurta başı prim almıyorlarsa durum fena halde izaha muhtaç demektir.

Beş lira da neymiş diye önemsemeyip geçecek durumda da değiliz artık.

On üründe ki beşer liralık artış alışverişin elli lirasına karşılık geliyor ki,bu zaten çoğumuzun her market macerasına ayırabildiğimiz bütçelerimizin dörtte üçü.

Eskiden hanım hiç olmazsa sorardı; bu akşam ne yapalım yemekte diye

Şimdi kafa kafaya verip birlikte soruyoruz; bu akşam elimizdekilerle ne yapabiliriz diye.

Üniversitede öğrendiğimiz ikame ekonomisi de çırak çıktı artık hayattan.Neyin yerine neyi koyacağımızı bilemiyoruz.

Bütçeleme deseniz,bütü gitti çelemesi kaldı.

Elektrik,su,doğalgaz,telefon faturalarının en azından bu dönemde insafa gelmelerinden  çoktan umudu kestikte boğazdan kesmenin yollarını arar olduk.

Yanlış anlaşılmak istemem yoksulluk edebiyatı filan yapmıyorum Yaradan’ın verdiğine bin şükür yine de ama bu milyonlarca insan için de sürdürülebilir bir durum değil.

Fiyatlar da ki acımasızca artışlar virüsün etkisi ile yarışır duruma geldiler artık.

Elbette firmalar damping yapsınlar gibi saçma sapan bir beklenti içerisinde değilim de kantarın topuzunu bu kadar da zorlamanın bir manası yok gibi geliyor bana.

Şunu da yazmadan geçemeyeceğim çünkü çok merak ediyorum;

Acaba salgın sürecinde satışlarını dolayısı ile karlarını en az iki katına çıkartan bu marketler fazla mesai ücretlerini zorunlu oldukları için zaten veriyorlardır da günde on saatten az çalışmayan personellerine bu süreçte ki insan üstü çalışmaları için ayrıca takdir primi de vermeyi de akıl edebiliyorlar mıdır ki?

Etmesine ediyorlardır da uyguluyorlar mı ki?

Şu anda bile verenler varsa tenzih dahilindeler tabi de,ben bu güne dek konuştuğum onlarca market çalışanından bu yönde bir uygulamaya tabi tutulduklarını hiç duymadım.

Demem o ki;

Bu salgın süreci elbet bir gün bitecek ve hayat olabildiğince normale dönecek.

Hani diyorlar ya bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; ben de öyle düşünüyorum.

İnsanlar yaşadıkları bu garip atmosferde kendilerini kayıranlarla kendilerinden yararlananları belleklerine mutlak surette not ediyorlar.

Kim salgında sallarla yardımlarına koşuyor,kim sallarını sallıyor gayet iyi biliyorlar.

Beni en çok üzen şu;

Bakanlıklar,Belediyeler,Yardım kuruluşları,Sivil Toplum Örgütleri şu salgın günlerinde insanlar aç kalmasın,çorbaları kaynasın diye nice meşakkatlere katlanarak,şehir,kasaba,köy demeden geceli gündüzlü çabalarlarken,insanlarımız belki de kendi boğazlarından keserek bu faaliyetlere maddi destek vermeye çalışırlarken  ayağına gelen müşterisinin en az yarı oranda artığı marketler türlü bahanelerin ardına saklanarak hatta bazen buna bile gerek duymadan kafalarına göre uyguladıkları fiyat artışları ile nasıl bir sınav verdiklerinin bile fakında değiller.

Onlar elimizdekine odaklanmışlarken;

Allah bu millete yine Allah rızası için el verenlerden razı olsun.

Kızmaca darılmaca yok;

Sınav sürüyor.

Kağıtları kimin okuyacağını da çok iyi biliyoruz…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.