Bursaspor’un teknik sorumluları ile futbolcuları kazanılan ya da kaybedilen maç sonraları aşağı yukarı aynı anlama gelen değerlendirmelerde bulunuyor:

‘Pozisyon buluyoruz ama neticeye çeviremiyoruz…’

Artistik buz pateni yarışması değil ki bu, jüri senin hareketlerini/pozisyonlarını değerlendirsin, beğenip sana tam puan versin…

Puan da şampiyonluk da golle kazanılıyor futbolda.

Topu üç direk arasından yuvarlayamıyorsan, hiçbir değeri yok kale önüne gelene kadar yaptıklarının.
Göz okşar o kadar…

İş kayıpların muhasebesine geldiğinde okşanmış gözlerin bile nefretle bakması kaderin olur.
Bursaspor’un son 3 sezonda en büyük derdi topu fileye değdirememekti. Bunun bedelini de Süper Lig’de kepenk kapatarak ödedi!

Görülüyor ki sıkıntı bu sezona da sarkmış…

Doğal olarak santrforlar sorgulanıyor şimdi.

Ama ne sorgulama!..

Neden çift forvet oynamıyoruz?

Neden Seleznyov ilk 11’de başlamıyor?

Kabak tadı veren bıktıran bu muhabbetten Yalçın Koşukavak’da bıkmış olmalı ki; son basın toplantısında kestirip attı:

‘Bursaspor bir Seleznov’dan ibaret değil. Burada 29 oyuncu var. Kim iyiyse o oynuyor!’

Keza sportif direktör Selçuk Erdoğan’da ‘Onun sorunu Özlüce’de değil dışarıda’ yorumuyla benzer bir değerlendirme yapmıştı.

Ukraynalı oyuncunun kalitesinden/ deneyiminden/ yeteneğinden hiç şüphemiz yok. Akhisar formasıyla Türkiye Kupası ve Süper Kupa başarılarıyla 2018’de Türk futbolunun kader adamı oldu adeta…

Böyle bir futbolcuyu oynatmamakla Yalçın Hoca ayağına sıkmış olmuyor mu?

Kaldı ki; bu oyuncunun sözleşmesinde ‘ilk 11’de oynatılacak’ şartı mı var?

Ancak Seleznyov farklı bir karakter, kafasına buyruk, ‘dediğim dedik’ diyen bir tip…

Yani arızalı sağlam!

Mesela Akhisar’daki son döneminde kadro dışı kaldığında hocası Cihat Aslan şöyle konuşmuştu:

‘Ben Seleznov'u kadroda tutmak için çok uğraştım ama bu mücadeleyi Seleznyov kazandı. O kadro dışı kalmayı ısrarla istiyordu, bence o başarılı oldu!’                                                                                                                                                           

 Bu durumda şu soruyu sormak herkes gibi bizim de hakkımız:

Geçen yıl Malaga’da 349 dakika süre alan, İspanya’da yarım sezonu neredeyse yatarak geçiren Seleznyov’u hangi referansa göre aldınız?