Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İtalya izlenimlerim

Yazının Giriş Tarihi: 30.04.2017 00:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.04.2017 00:23

7 – 10 Nisan tarihinde 21 yıldır yetkili acentesi olduğum şirketimin daveti ile katıldığım İtalya’da ziyaret ettiğim Toskana Bölgesi’ndeki izlenimlerimi özet olarak sizlerle paylaşmak istedim.

16 yıl önce Bursa’mızdan İtalya’ya giden oraya yerleşen benden daha Fanatik Bursasporlu olduğunu öğrendiğimiz rehberimiz Cem beyin çok güzel gezi ve sunumları ile dört günü dolu dolu tarih ve yeşili bir arada görerek yaşayarak güzel bir yurt dışı gezi imkanımız oldu.

İlk gördüğüm beğendiğim tarafı İtalya’da konut ve iş merkezlerinde yüksek katlı yapılara eskiden yapılanlar hariç yeni olarak kesinlikle izin verilmediğini rehberimizden öğrendik. Ülkemizdeki gibi çok katlı büyük AVM’lerin olmaması dikkatimi çekti. Geçen yıl yaklaşık aynı tarihlerde gittiğimiz Portekiz’den farklı olarak, Bize yakın sıcakkanlı Akdeniz insanı olan İtalyanların yemeklerinde eksik etmediği zeytinyağından olsa gerek, büyük oranda ince zayıf ve yaşlıların bile sağlıklı olmaları.

En çok benim ve ülkeye gelen turistlerin ilgisini çekende Ünlü bilim adamı Galileo (Galile) doğduğu şehir olan Pisa'da bulunan 56 metre yüksekliğindeki üst üste bindirilmiş yuvarlak sütunlar üzerinde 294 basamaklı bir merdivenle çıkılan en üstteki çanların bulunduğu 8 katlı silindir biçiminde 60 mt. yüksekliğindeki 5 metre yana yatık olan ünlü Pisa kulesi oldu.

Otelimiz Fatih Terim’in Fiorentina’yı çalıştırdığında birkaç ay kaldığı otelin karşısında şirin güzel bir mekandı. Gençlerin şehir merkezlerinin meşhur meydanlarında güneşli sıcak havayı görünce hemen betona boylu boyunca uzanıp güneşlenmeleri ilgimi çekti.

Yemek kültürü olarak bizim Türk mutfağındaki çeşitliliğin olmadığı yalnızca makarna, mantı ve pizza ağırlıklı yemeklerin olduğu ve yaptıkları makarnanın bile bizim damak tadımıza uygun pişirlmediği ve yalnızca çok sevdiğim peynir çeşitlerinin bolca olduğunu gördüm.

Mesleğimiz sigortacılıktan olsa gerek dikkatimi çeken, dünya üzerindeki her ülkede olduğu gibi İtalya’da da trafik yoğunluğu bizden farklı sakindi.

 Her şeyi çok iyi yaptıklarını düşünen İtalyanlar herhalde en çok trafik konusunda kendilerini eleştiriyorlar. Hem de bana göre haksız yere çok dikkatsiz oldukları, reflekslerinin zayıf olduğu, önündeki aracın ani durması ile fren yapmada gecikerek önde duran araca çarptığı, şoförlerin çok kaba olduğunu, kimseye yol vermediğini, trafiğin çok çılgın olduğunu, yabancıların çok zor araba kullandığını anlatıp durdular. Verdikleri örnekte şöyle. Yaya yola adım attı mı araba ancak dibine gelince duruyormuş Tamam burası bir İsveç veya bir Almanya değil ama İtalya’da trafik yine de oldukça medeni.

İtalyan’lar kalabalık aile yapısı olmadığından dolayı büyük araba kullanmıyorlar.

En başta araçların tipi, boyu, kullanma alışkanlıkları, park yöntemleri ve en son olarak da yaya alışkanlıkları değişik bu adamların.

 İtalya’da trafik demek motosikletler ve küçük arabalar demek.

Benimde en çokta merak ettiğim gibi anavatanındasınız diye her yerde Ferrari, Lamborghini, Maserati görmeyi beklemeyin. Ben Ferrari yalnızca uçaktan indiğimde Bologna havaalanında sergilenmek üzere gördüm sokakta pek bu araçları göremedim. Ürettiklerinin tamamını ihraç mı ediyorlar anlamadım ama şehir içinde bu ve buna benzer lüks araçları pek göremiyorsunuz.

Zaten Floransa’nın sevgi yollarında Arnavut kaldırımı benzer olan taşlarla kaplanmış caddelerinde bir Ferrari, Lamborghini kullanmak tabii ki imkansız olurdu

Araçlarında yaygın marka Fiat. Birde çok kullanılan. Smart For2’lar da çok yaygın.

Şehirlerde daha bir kere bile cip veya kamyonet görmedim. Çöp kamyonları bile gerçekten mini, ama çok sevimli.

 Türkiye’de havaalanına iner inmez o etki geçiveriyor ve maalesef her araba bir öncekinden daha büyük olmaya devam ediyor. Şehirlerinde biraz zaman geçirince İtalyanların trafik anlayışlarının, küçük araba ve motosiklet tercihlerinin ne kadar doğru ve mantıklı olduğunu anlıyorsunuz. Şehirler çok büyük değil, bir uçtan bir uca en çok 20 dakikada gidebiliyorsunuz, sokaklar dar, binalar tarihi, park yeri kısıtlı… tüm bunları alt alta koyunca ve bizdeki gibi arabayı statü sembolü yapmayınca sonuç doğal olarak bu oluyor. Ama yok bu adamları kesmemiş saydığım arabalar. Hele bu küçük arabaların içinde 65 yaşında nineleri görünce daha da bir sempatik görünüyorlar. Metropollerde bu Smart For2lar bizde 90‘ların sonundaki Şahinler gibi olmuş. Bazen bir sokağa giriyorsunuz. Yan yana park etmiş 15 tane Smart görüyorsunuz, sanki açık hava Smart For2 galerisindesiniz. Hele hele bu arabaları diklemesine iki arabasının arasına park etmiyorlar mı?  adamlar zeki. Küçük arabaların dışında kalan araçlar da motosikletler, hemen hemen her gençte bir motosiklet mevcut.

Gençlerin buluştuğu kafelerin olduğu bölgeye yakın Floransa’da park edilmiş yaklaşık 120 motosikleti yan yana görmek mümkün.

 Tüm okurlarımıza Hayırlı pazarlar diliyor, imkanı olanların İtalya’yı görmesini tavsiye ediyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.