Kendini, ne yaparsan yap anlatamayacağın insanlar vardır.
Çünkü onlar seni dinlemezler, zihinlerinde ki sana bakarlar.
Seni koydukları bir yer vardır.
Senin Söylediklerinin dışına çıkıp senin ima ettiğini veya söylemek istediğini iddia ettikleri şeylerle gelirler sana.
Sense şaşırır kalırsın.
Nasıl yani dersin?
Kendini açıklama yaparken bulursun.
Ben öyle demedim, ben bunu kastetmedim, bunu söylemedim, hayır öyle değil gibi açıklamalar içinde bulursun.
Bunu sana yapan kişi ise; bu şekilde kendince daha akıllıca davrandığını düşünür.
Zaten güvensizlik üzerine kurulu bir bakış açısı vardır.
Güvensizliği seninle alakalı olmasa bile,
Senden çok öncesinde ki yaşantılarına dayanıyor olsa bile, yine de bugün yapmadıklarının, söylemediklerinin, bedelini öderken bulursun kendini.
Aslında bu şekilde seni kontrol ederler sen farkında bile olmazsın.
Ama bir rahatsızlık hissedersin.
Kendini anlatma ve kanıtlama çabası içinde olursun.
Onun söylediği ve gördüğü kişi olmadığı kanıtlama çabası.
Onu ikna etme uğraşı seni çok yormaya başlar.
Bu sisteme girmemenin yolu; senin söylediklerinin bir şey değiştirmediğini anladığında, o kişinin gözünde ki seni değiştirme arzundan vazgeçip geri çekilmendir.
Bırak seninle ilgili düşünceleriyle başbaşa kalsın.
Evet belki kötü olmak, kötü görünmek istemiyor olabilirsin ama iyi olma arzunun da seni bir çukura çektiğini farketmen gerekiyor.
Kısaca SİZ NE ANLARSANIZ ANLAYIN...
BEN SÖYLEDİKLERİMDEN MESULÜM.
Yoksa elini verir kolunu kaptırırsın.
En azından kolun sen de kalsın.
Tekrar görüşünceye dek,
Sevgiyle kalın...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hülya AYTEKİN
İstediğinizi anlayabilirsiniz...
Ben söylediğimden yaptığımdan mesulüm...
Kendini, ne yaparsan yap anlatamayacağın insanlar vardır.
Çünkü onlar seni dinlemezler, zihinlerinde ki sana bakarlar.
Seni koydukları bir yer vardır.
Senin Söylediklerinin dışına çıkıp senin ima ettiğini veya söylemek istediğini iddia ettikleri şeylerle gelirler sana.
Sense şaşırır kalırsın.
Nasıl yani dersin?
Kendini açıklama yaparken bulursun.
Ben öyle demedim, ben bunu kastetmedim, bunu söylemedim, hayır öyle değil gibi açıklamalar içinde bulursun.
Bunu sana yapan kişi ise; bu şekilde kendince daha akıllıca davrandığını düşünür.
Zaten güvensizlik üzerine kurulu bir bakış açısı vardır.
Güvensizliği seninle alakalı olmasa bile,
Senden çok öncesinde ki yaşantılarına dayanıyor olsa bile, yine de bugün yapmadıklarının, söylemediklerinin, bedelini öderken bulursun kendini.
Aslında bu şekilde seni kontrol ederler sen farkında bile olmazsın.
Ama bir rahatsızlık hissedersin.
Kendini anlatma ve kanıtlama çabası içinde olursun.
Onun söylediği ve gördüğü kişi olmadığı kanıtlama çabası.
Onu ikna etme uğraşı seni çok yormaya başlar.
Bu sisteme girmemenin yolu; senin söylediklerinin bir şey değiştirmediğini anladığında, o kişinin gözünde ki seni değiştirme arzundan vazgeçip geri çekilmendir.
Bırak seninle ilgili düşünceleriyle başbaşa kalsın.
Evet belki kötü olmak, kötü görünmek istemiyor olabilirsin ama iyi olma arzunun da seni bir çukura çektiğini farketmen gerekiyor.
Kısaca SİZ NE ANLARSANIZ ANLAYIN...
BEN SÖYLEDİKLERİMDEN MESULÜM.
Yoksa elini verir kolunu kaptırırsın.
En azından kolun sen de kalsın.
Tekrar görüşünceye dek,
Sevgiyle kalın...