Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler yapılması
gerekenleri
hiç bilmiyorlardı. Işıklar söndü birden.
Annesi öfkeyle
söylenmeye başladı.
-Mum da yok! Diye diye karıştırdı dolapları
el yordamıyla.
Çocuk sırtüstü yatıp anneannesinin köyünü düşündü. Gaz
lambasının
ışığında deli tavşan masalını anlatışını.
Deli tavşanın
duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne. Anneannesi
gibi iki ellerini
birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak
tavşan kafası
yaptı.
''Bak deli tavşan'' diyerek parmaklarını oynattı. Yoldan
geçen
arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı.
Tavşan alabildiğine hür dolaştı sağda solda.
Otlarla kuşlarla konuştu.
Sonra yorgun düştü.
.Duvardaki görüntü minik avuçların açılmasıyla kayboldu.
Kolu yavaşça kanepeden aşağı sarktı.
Sonra ışıklar geldi.
Kadın çocuğun hiç konuşmadığını fark etti.
Birden kanepeye koştu.
Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı.
Masanın üstündeki dosyalara baktı
iğrenerek.
Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini.
Uyandırmaktan
korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu.
Çocuk sanki bir ipucu
bekliyormuşçasına aralanan gözleriyle mırıldandı;
İşin bitince beni sever
misin anne? dedi.
Kadın sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak
sabaha kadar ağladı.
****
Bazen bir mimiktir sevgi, bazen bir dokunuş,
bazen özlemdir, bazen hüzün, bir gözyaşıdır, bir iç çekiş bir tebessümdür sevgi
ifadesi çok ama bazen unuttuğumuz göstermeye korktuğumuz bir
duygudur.
Lütfen sevgimizi yarınlara ertelemeyelim.
Hayat telaşına kaptırıp kendimizi,
sevdiklerimizi ihmal etmeyelim.
Unutmayalım ki yaşamın en güzel yanı sevgidir
Sevdiklerinize sevginizi bugün gösterin söyleyin.
Unutmayalım ki yarın kimseye,
Vaat edilmemiştir.
Tekrar görüşünceye dek,
Sevgiyle kalın...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hülya AYTEKİN
İşin bitince beni sever misin ANNE?
İçeri girer girmez neşeyle bağırdı:
-Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu?
- Gö...rmüyor musun ?
Telefonla konuşuyorum.
Herkesin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi
telefonu babası
arabayı seviyordu.
Her şey erteleniyordu telefon ve araba söz konusu olduğunda... Bir de
Eve misafir gelecek oldu mu kendisine
hiç yer kalmıyordu.
Nerelere gitseydi?
Annesi kapattı telefonu.
Mutfaktan tencere sesleri geliyordu.
Koşarak yanına gitti.
-Sana yardım edeyim mi? dedi en sevimli halini takınarak.
Annesi
manalı manalı baktı:
-Hayırdır? Bir yaramazlık mı var? Bak bir de
seninle uğraşmayayım. Çok
yorgunum zaten.
Yorgunluk nasıl bir şeydi?
Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında
anneannesi oyuncağı yavaşça
elinden alır:
-Nasıl yorulmuş yavrucak.
Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni,
diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi.
Yorgunluk gül kokulu
bir uykuya dalmaksa eğer neden annesi kendisiyle
böyle kızgın kızgın
konuşuyordu.
-Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın.
Anneannem
öyle söylüyor.
-Uykuya dalayım da gül kokuları kusur
kalsın. Yorgunluktan ölüyorum.
Bu kelimeden nefret ediyordu. ‘Yorgunum
yorgun olduğumdan böyle yorgunken'....
-Anneciğim sen yorulma
diye...
-Yemekte konuşuruz çocuğum.
Bankada işler yetişmedi.
Baban gelene kadar
bunları bitirmem lazım.
Hadi sen oyna biraz.
Hani siz
yoruluyorsunuz ya... Eeee... Bende oynamaktan yoruluyorum.
Ne yapayım bilmem?
Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler yapılması
gerekenleri
hiç bilmiyorlardı. Işıklar söndü birden.
Annesi öfkeyle
söylenmeye başladı.
-Mum da yok! Diye diye karıştırdı dolapları
el yordamıyla.
Çocuk sırtüstü yatıp anneannesinin köyünü düşündü. Gaz
lambasının
ışığında deli tavşan masalını anlatışını.
Deli tavşanın
duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne. Anneannesi
gibi iki ellerini
birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak
tavşan kafası
yaptı.
''Bak deli tavşan'' diyerek parmaklarını oynattı. Yoldan
geçen
arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı.
Tavşan alabildiğine hür dolaştı sağda solda.
Otlarla kuşlarla konuştu.
Sonra yorgun düştü.
.Duvardaki görüntü minik avuçların açılmasıyla kayboldu.
Kolu yavaşça kanepeden aşağı sarktı.
Sonra ışıklar geldi.
Kadın çocuğun hiç konuşmadığını fark etti.
Birden kanepeye koştu.
Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı.
Masanın üstündeki dosyalara baktı
iğrenerek.
Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini.
Uyandırmaktan
korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu.
Çocuk sanki bir ipucu
bekliyormuşçasına aralanan gözleriyle mırıldandı;
İşin bitince beni sever
misin anne? dedi.
Kadın sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak
sabaha kadar ağladı.
****
Bazen bir mimiktir sevgi, bazen bir dokunuş,
bazen özlemdir, bazen hüzün, bir gözyaşıdır, bir iç çekiş bir tebessümdür sevgi
ifadesi çok ama bazen unuttuğumuz göstermeye korktuğumuz bir
duygudur.
Lütfen sevgimizi yarınlara ertelemeyelim.
Hayat telaşına kaptırıp kendimizi,
sevdiklerimizi ihmal etmeyelim.
Unutmayalım ki yaşamın en güzel yanı sevgidir
Sevdiklerinize sevginizi bugün gösterin söyleyin.
Unutmayalım ki yarın kimseye,
Vaat edilmemiştir.
Tekrar görüşünceye dek,
Sevgiyle kalın...