Ülkemizin en önemli sorunlarından bir tanesi belki de ilk sıralarda gelen sorunu imar ve planlama. Bu planlamanın planlamama şeklinde icra edilmesine rast gelinen yerlerde ise trafikten tutun da kent yaşamına kadar bin bir türlü dertlerle karşılaşıyoruz.

Yerel yönetimlerde, belediyelerde tanıdıkları olanlar, kendi arsa ve arazileri üzerine, istedikleri gibi imar çıkarıp, istedikleri gibi bina diktikleri için de belki de ülkemizdeki en büyük rantların kaynağı oluveriyor imar ve şehircilik planlama çalışmaları. Bir bakıyorsunuz, bina 5 katlı. Mevcut imar durumu da beş katlı. Taban alanı kullanma katsayısı ise farzı misal 0.90 emsal. Ama, mecliste veya belediye yönetiminde yakını olanlar için bu durum anında değişim gösteriyor. Mesela, sana-bana 0.90 emsal olan yapılaşma, iş adamına göre muameleye geldiği zaman hemen emsal yükseliveriyor. Kat yükseliveriyor. Bizler, kanuni sınırlar içinde 5 katlı yapılaşma yapabilirken, bitişiğimizde kişiler, bakıyoruz 10 kat, 20 kat, ver Allah’ım sen daha çok ver misali 30 kat, 40 katlı binaları dikiyorlar.

İşte, rant….

İşte imar vurgunu diye anlatmaya gayret ettiğimiz uygulamalar.

Ne diyeyim, Allah şaşırtmasın!..

Yoksa, bu uygulamalar yüzünden kentlerin trafiği allak bullak oluyor. Yeşil alanlar azalıyor. Alt yapı yetersizliği, mevcut yolların yetersizliği, ulaşım problemleri, o yüksek yapıları dikip ceplerini dolduranlardan daha çok gariban vatandaşların omuzlarında yük oluveriyor.  

Cumhurbaşkanı, imar meselesi gündeme geldiğinde, özellikle herhangi bir deprem yaşandığında veya depremle ilgili, ulaşımla ilgili, imar mevzuatıyla ilgili herhangi bir mevzu açıklandığında, gündeme geldiğinde, yatay mimarı ve yatay yapılaşmanın ülkemizde uygulanacağını ifade ediyor. Mahalli idarelerdeki, belediyelerdeki uygulamalara baktığımızda ise bu konularla ilgili gelişmelere pek rastlayamıyoruz.

AK Parti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu söylemini kanun ile uygulama kararı aldı. Yani, İmar Kanunlarında yapılacak olan bir değişiklikle, yapılaşmalara ve belediye meclislerindeki parsel bazlı imar planı uygulaması ve imar planı değişiklikleri yapılmasının önüne geçilmek isteniyor. Eğer, bu kanun söylendiği gibi olursa, yukarıda verdiğim önekteki gibi imar uygulaması olmayacak. Yani, birisi 5 katlı inşaat yaparken, yanı başındaki arsada 15 katlı 30 katlı inşaatlar yapılıp, kuleler dikilemeyecek.

AK Parti TBMM Gurup  Başkanvekili Mehmet Muş, inşaatlar için verilecek kanun teklifine ilişkin bazı ip uçlarını paylaştı.

"İmar planlarında yükseklikte herhangi bir sıkıntı bulunmayan bir uygulama söz konusu artık binalar istediği kadar yukarı gidemeyecek. Bundan sonra yükseklik kısıtlanacaktır. Mevcut olan yapılarla ilgili de 1 Temmuz 2020 tarihine kadar belediyelerin bunları düzeltmesini talep ediyoruz. Belediyeler bunu yapmazsa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bunu resen yapacak.

Parsel bazlı plan imar değişiklikleri konusunda ise; bunlara son veriyoruz. Bundan sonra hiçbir belediye parsel bazlı imar değişikliği yapamayacak. Ancak talep olursa adadakilerin hepsinin rıza göstermesi suretiyle ada bazlı değişiklikler olabilir. Buradaki ortaya çıkacak değer artışı kamuya gidecek. Bu değer artışının yüzde 25'ini ilçe, yüzde 25'ini büyükşehir belediyesi, yüzde 25'i bakanlığın, yüzde 25'i de maliyenin hesabına yatırılacaktır. Fonksiyon değişikliğiyle ilgili bir kısıtlama getirmiyoruz. Sizin bir binanız var, okul olarak kullanıyorsunuz, hastaneye dönüştürmek istiyorsunuz. Bunun başvurusunda bulunabilirsiniz. Burada da değer artışının tamamı kamuya gelecektir.

Afet riski altında dönüşüme tabii olan alanlar, kamu mülkiyetindeki ve belediye mülkiyetindeki alanlar ile vakıflar genel müdürlüğü mülkiyetindeki alanlar az önce bahsettiğim hükümlerden istisna olacaktır. Kamu oldukları için tekrar bir vergilendirme olmayacaktır.

Köylerde yapılacak yapılarla alakalı vatandaşların valilikten onay getirmesi gerekliliğini getiriyoruz. Ruhsata tabii olmayan yapılar vatandaşlarımız yapabilirler. Tek şartımız valilikten onay almaları. Bu süreç içinde şehirlerdeki gibi bir harç onlardan alınmayacaktır.

Kaçak yapılarla ilgili para cezalarında artışa gidiyoruz, yaptırımlar çok daha ağır olacak. Kaçak yapı hem yıkılacak hem de para cezası artırılacak."

İstenilen ve arzu edilen, “işte ilahi adalet bu” diye düşünülen bu yeni imar beklentisi gerçekleşir veya gerçekleşmez. Ama, bizler gerçekleşmesini arzu ediyoruz. Yine de burası Türkiye, ne zaman ne olacağı, nasıl olacağı pek de belli olmaz.