Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İmar barışı ve Bursa

Yazının Giriş Tarihi: 03.01.2019 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.01.2019 00:03

Türkiye’de en fazla kanun çıkarılan konuların başında af geliyor. Daha önceki isimleri gecekondu affı olan bu uygulama bugünlerde ise İmar Barışı ismi altında uygulanıyor.

Evet, ülkemizdeki en önemli sorunların başında imar dertleri yatıyor. Bütün çektiğimiz sıkıntıların ilk başlangıç noktası, yani hastalığın ana kaynağı imar ve yapılaşma. Kaçak inşaat veya diğer bir ismi ile gecekondu yapılaşması, ülkemizdeki sadece tarım alanlarını değil, kamu malı olan devlet arsaları, bazıları ise başkalarına ait araziler üzerine konuçlanmış olan yapılar olarak önümüze geldi.

Şimdi, herhangi bir bölgede, resmi imar çıkarılmadan başlatılan yapılaşma veya hisseli parsel satışları nedeniyle oluştu ülkemizdeki pek çok bina. Böylelikle mahalleler kuruldu. Kasabalar kuruldu. Belki, ilçe nüfuslarının üç beş katı kaçak yapılaşma ile yaşam alanları oluşturuldu.

Bütün bunların hepsinde, plansız ve sağlıksız gelişme var. Düşünün bir kez, hisseli parsel satışlarıyla 3-5 metrelik yol bırakılmış. Etraf1ına binalar dikilmiş. Sonra, burası, o yaşam alanlarının merkezi konumuna gelmiş. Binaların yıkılması, cadde ve sokakların açılması, genişletilmesi için istimlak gerekiyor. İstimlak meselesi de belediyelerin, yerel yönetimlerin belini büküyor. Hisseli parselde, ne okul yeri bırakılmış, ne cami yeri, ne sağlık ocağı, ne de park alanı.

Sonrasında, mahalle oluşunca, bu ihtiyaçlar gündeme geliyor. Yapılacak alan, arsa ve arazi bulunmasında güçlük çekiliyor. İstimlak içinde dünyanın parası ödeniyor. Hadi, diyelim istimlak ettiniz, “neden benim evim yıkıldı?” sorusuna cevap aranıyor. Böylelikle, olay siyasi krizlere ve siyasi açmazlara bile yol açabiliyor.

Bu nedenle, pek çok imar affı çıkarıldı ülkemizde. Bu imar affı, belki, gariban vatandaşların gecekondularına, kaçak yapılarına tapu tahsis belgesi veya imar içine alınıp, islah imar planlarıyla resmi hale getirilmesine yol açtı. Ama, sosyal ihtiyaçlar için alan ayrılmadığı için de halkımızın belini büktü. Dar sokaklar, ulaşım ve trafik sorununu getirdi. Sosyal ihtiyaç merkezlerinin yapılmayışı, okul eksikliği nedeniyle eğitim, sağlık ocakları ve merkezleri eksikliği nedeniyle sağlık, cami alanları yokluğu nedeniyle ibadet ihtiyaçları karşılanamadı.

Şöyle bir tarihe, geçmişimize baktığımızda ise, imar affı uygulanmayan mahalli seçim nerede ise yok.

Bu durumda, şehirleşme problemlerini tetikliyor. 3-5 metrelik ana yolda, toplu ulaşım güzergahları oluşturulmak zorunda kalınıyor. İki banın yan yana zor geçtiği bu yollarda, birde otopark olmayışı, vatandaşlarında araçlarını mecburen evlerinin önündeki sokağa bırakmak zorunda kalmaları nedeniyle ülkemiz zor günler geçiriyor. Yaşanıyor.

Yaklaşık 15 yıldır ülkemizde hisseli parsel satışları yasak. Buna rağmen, yine tarım alanlarının kaçak yolla imara açılıp, gecekondulaşmanın önüne geçilmedi. Bunun en temel nedenlerinin başında ise bir sosyal yara var. Göç. Ülkemiz, sadece kendi köyünden veya kendi şehrinden kente göç almıyor. Yurt dışından da nüfus ve doğum oranlı büyümenin belki de dört katı fazlalığı göç alınıyor. Bu insanların barınması ve yaşam alanları kurması içinde Bursa örneğinde olduğu gibi tarım alanlarına pıtrak gibi binalar dikiliyor. Sonra da ulaşım, trafik, sağlık ve eğitim problemleri üst üste karşımıza çıkıyor.

Son uygulama ile geçen yıl Aralık ayı bitiminde sona erecek olan İmar Barışı, süresi altı ay daha uzatıldı.

Tabi, kaçak yapıların ve kaçak yapılarda ikamet etmek zorunda kalan, işlerini ve sanatlarını bu binalarda yapıp ekmek parası kazanmak zorunda olanlara yardım ve devletin binaları kayıt altına alması açısından iyi bir kanun gibi geliyor ilk bakışta.

Oysa ki, bizler, kaçak yapılaşmanın dertlerini yaklaşık 40 yıldır kentlerde yaşayan insanlar olarak çekiyoruz. Bu uygulamalarla sadece yaşam alanları daralmadı. İnsanların “nasıl olsa af çıkar” düşüncesiyle bedelleri ucuz olduğu için tarım alanları alıp, buralara ev, fabrika ve işyeri yapmaya devam etmeleri, şehirleri ve etrafını saran birer kangren gibi yok ediyor.

Gelelim, yeni İmar Barışı ve etkilerine, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Aralık 2017 ayı sonu itibariyle yapılan başvuru ve hazine kasasına giren gelir miktarlarını açıkladı.

"Türkiye'de toplam 9 milyon 210 bin vatandaşımız İmar Barışı'na başvurdu ve 10 milyar 350 milyon TL'lik bedel yatırdı. Biliyorsunuz 31 Aralık'ta bu süreç tamamlanacaktı. 10 milyona yakın vatandaşımız bugüne kadar İmar Barışı'ndan yararlandı. Devletin vatandaşıyla barışını içeren, vatandaşımızın elektriğini, suyunu ve doğalgazını alabilmesi adına yapılan bu düzenlemede 10 milyona yakın vatandaşımız kanundan istifade etti. Fakat, gelen bilgilere göre daha başvuru yapamayan milyonlarca vatandaşlarımız var. Bu haktan onlarında faydalanabilmesi için süreyi uzatma kararı aldık."

Evet, şöyle veya böyle, ülkemizdeki yapılaşmanın en büyük sıkıntısı, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi temel sorunlarımızın da ana kaynağı olan uygunsuz, plansız, kaçak ve gecekondu türü yapılaşmalar böylelikle zaptı rap altına alınıyor.

İnşallah, ülkemizdeki bu sorun artık biter. Mahalli idareler, kaçak yapılaşmaya göz yummaz. Siyasetçilerimiz de eskiden olduğu gibi yeni dönemde de “bırakın yapsınlar” mantığı ile hareket etmezlerse, ülkemiz bu dertlerden kurtulabilir.

Yoksa, bizler, 3-5 yıl sonra yeni bir imar barışı ile karşı karşıya kalırız.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.