Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İlk şehit Süleyman Aydın’dı

Yazının Giriş Tarihi: 16.08.2015 07:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.08.2015 07:13
Siirt’in Eruh İlçesin'de 15 Ağustos 1984 yılında terör örgütü PKK’nın düzenlediği ilk silahlı saldırıda şehit olan Erzincanlı Er Süleyman Aydın olarak ülkemizin kara tarihine geçti

15 Ağustos 1984 yılında Şemdinli-Eruh baskınını ilk duyuran 18 Ağustos’ta Hürriyet Gazetesi oldu. “Güneyde Operasyon” sürmanşetini kullanan Hürriyet Gazetesi, o tarihte gerçekleştirilen baskına gazetede geniş yer verdi. Şemdinli baskınında ağır yaralanan Astsubay Memiş Arıbaş ise olaydan 5 gün sonra yaşamını yitirirken, Eruh’a yapılan saldırıda ise er Süleyman Aydın, şehit olmuştu.

Sadece Eruh’ta 1 askerin şehit düştüğü olay, ölü sayısının az olmasına da bakılarak ilk anda çok önemsenmedi. Son birkaç yıldır zaman zaman ve yer yer görülen vur-kaç eylemlerinden biri sanıldı. PKK sonraki her 15 Ağustos’u önceleri “ilk kurşun günü” sonra da “Diriliş Bayramı” olarak yeni eylemlerle kutlama kararı aldı. Ve bu kutlamalar genelde Karakol baskını ve katliamlar eşliğinde yapılmış oldu.

30 Kasım 1988 de asker olarak İzmir Gaziemir'e vatan borcumuzu ödemek amacıyla yola çıktık 17 gün orada kaldıktan sonra şans eseri Ankara Mamak muhabere okuluna gönderildik orada telsiz operatörü olarak bir kısım eğitimler alarak usta birliği olarak Siirt'e dağıtımımız çıktı 1989 başlarında 2.ordu 7 kolordu 70 piyade tugayı bağlı birlikler Muhabere bölüğüne gittim 2 ay orada durduktan sonra koruması muhabere bölüğüne ait olan Yağmurtepe karakoluna Zeki Aksu isimli Mardin'li bir asker ile birlikte devamlı kalmak üzere seçildik Bir kez askeri araçla kumanya götüren aracın muhafızı olarak gitmiştim adı ve namı bir hayli popüler olan bu karakol tüm askerlerin dilindeydi muhafız olarak gittiğimde karakol askerlerine dikkatli bakınca bir hayli ilginç tiplere rastlamıştım ve içimden burada askerlik yapılmaz zaman geçmez diye düşünmüştüm,Fakat bir müddet sonra bu karakola teskereye kadar görev yapmaya gönderilyor'dum tabi bunun sebebi biraz cesaretli olmam ve Bölük komutanı ile Başçavuşun beni sevip kolay işleri vermeleri beni mutlu etmemişti yine böyle bir anımda Başçavuşun odasına girerek komutanım bana böyle sıradan basit işler vermeyin ben yapamam bunları ben Siirt gibi bir yerde Askerlik yapıyorsam angarya işler yapmam bu benim zoruma gider beni ölüme gönderin giderim ama bu işler bana göre değil O'an başka bir başçavuş'ta bizim bölük başçavuşunun misafiriydi ikisi'de şaşkınlık içinde bir birine baka kaldılar ve Başçavuş bana dönerek oğlum sen manyakmısın sana verdiğimiz işleri diğer askerler almak için neler feda etmez biz seni sevdiğimiz için bu işleri veriyoruz sen itiraz ediyorsun dedi.Ben umursamadan yok komutanım ben yapmam böyle basit işleri diyerek yine tepkimi belirttim Sağolsun Afyonlu Bölük Başçavuşu Ali Güngör tamam halledeceğiz diyerek beni gönderdi.Ardından bir kaç gün sonra içtimada beni çağırarak Mardin'li asker ile daimi olarak Yağmurtepe Karakoluna gideceğimi söyledi orada rahat edersin tehlikelidir ama aradığın yer orası dedi.

YAĞMURTEPE KARAKOLU

Yağmurtepe karakoluna geldiğimde Nisan aylarıydı ve Ramazan ayı ortalarıydı burada enteresan olan Askerlerin normal olarak diğer askerler gibi aşırı disiplini yoktu nöbete spor ayakkabı ve miğfersiz gidebilirsin içtima yoktur spor,eğitim yoktur spor olarak aramızda çift kale maç yapardık askeri spor asla yapılmazdı tüfekli ve tüfeksiz hareketler gibi eğitim yapılmaz bir komutan olur onada askeri selam verilmez ve künye okunmazdı yani bir bezginlik ve umursamama alıp başını gitmişti yıllarca bizden önce bu karakolda askerlere eziyet etmeye kalkışan bir Astsubayın askerler tarafından öldürüldüğü anlatılır ama olayın içeriğini net olarak bilmezdik.

Karakolda Asker olarak yapman gereken ne pahasına olursa olsun orayı korumaktı 24 saatin 12 saati nöbet ve hazırkıta olarak geçerdi Karakol önemli bir yerdi sebebi ise su deposu olmasıydı Biz tepede olan bir karakolduk Uçaksavar bölüğüne bağlı Kezer çayı kenarında Kezer karakolu vardı onlar Kezerçayı'ndan suyu çeker bize devasa motorlar vasıtasıyla gönderir bizim karakolda su havuzda dinlendirilip klorlanır ve Siirt halkı ile 70 Piyade tugayına pompala'nırdı ve daima PKK Karakolumuzu basmak istemiştir çünkü havuza atılan bir zehirle binlerce asker zehirlenebilirdi ve bunu aklı başında olan zeki askerler çok iyi biliyordu.

8 Ağustos 1989 günü İstihbarat'tan gelen haber iyi değildi PKK'nın 15 Ağustos kuruluş yıl dönümü sebebiyle Yağmurtepe karakolunun basılacağı ve Askerlerin katledileceğiydi bu sebeple karakola takviye amaçlı 18 asker ve 2 Astsubay geldi bizde takriben 15-20 civarı sabit askerdik ve Karakolun güvenliği iki misline çıkarılarak tedbir alınmış gündüzleri ise benim kılavuzluğum'da keşif gezilerine çıkıyorduk arazinin zorluğundan bazen nefesiniz kesilir gece ise uykuya hasret kalıyorsunuz sevgili okurlar işte bizim Askerlerimizin Şehit olma sebeplerinden bir kısmı uykusuzluk ve yorgunluktur belli bir nokta'dan sonra kaderinize hatta ölüme bile razı oluyorsunuz kritik bir karakolda görev yaptığımız halde gece nöbetçileri dolaşırsınız karakolun dört köşesinde oturarak nöbet tutup hedef belli etmeyen nöbetçilerden aynı anda üçünün uyuduğuna şahit olduk bu yorgunluk,bitkinlik,monotonluk hali belli bir nokta'dan sonra sizi uyutur koğuşta yatan diğer askerlerin hayatı'da bu uyku sebebiyle tehlikeye atılmıştır maalesef o uykunun gelişi bazı askerlere dayanılmaz gelmekte ve  her şeye bedel olmaktaydı,PKK strajedik olarak sabaha doğru 5 sıraları uykunun en ağır bastığı zamanları tercih ederdi bunu kendisine avantaj sayardı.Orada'ki Asker psikolojisini ancak orada askerlik yapanlar anlar bazen çok sevdiğiniz arkadaşınız kollarınızda ölür ve ömür boyu bu anı kalbinizde ve hayalinizde taşıyacaksınız psikolojiniz bozulacak sizi'de pek anlayan olmayacaktır iyice yalnızlaşıp iç dünyanıza döneceksiniz belki'de çevrenizden deli muamelesi göreceksiniz.Aradan geçen 26 yıl ve ne acıdır'ki aynı günleri yaşamaktayız yani ben yaşadım sağ salim döndüm ve şimdi benim yaşıtlarımın çocukları aynı psikolojiyi ve kalleşlikleri yaşayacak PKK İlk eylemini yapalı 31 yıl olmuş Ülke olarak Teröre karşı bir arpa boyu yol alamamışız demektir bu ölen canlar heba olmuştur hayatının baharında göç edenler ve olayın siyasal, sosyal boyutları artık ciddi mana'da masaya yatırılmalı ve sevgili okurlar inanın bu yazıyı yumuşatarak yazdım yoksa çok daha acımasız durumlar var.

Esen kalın…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.