Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İdama hayır diyorum

Yazının Giriş Tarihi: 08.07.2018 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.07.2018 00:00

Son yıllarda giderek artan çocuk kaçırma olayları tüm halkın tepkisine neden oldu, günümüzde çağın en büyük hastalığı olarak görülen stres her insanı en zayıf yerinden vuruyor kimini beyninden kimini kalbinden kimini ise midesinden vuruyor, vatandaş çağın getirdiği hızlı yaşam ve geçim stresinin dişlileri arasında ezilirken birde çocuklarının kaçırılma stresine maruz kalıyor.

Kendi çocukluğumu düşünüyorum da Bursa ın en eski ve köklü küçük balıklı yolunda ki Rekor fabrikasının yanında ki evimizin oradan sabahın erken saatinde yola çıkıp hipodromun içindeki patika bir yoldan Zafer mahallesinde ki Atıcılar okuluna giderdim çoğunlukla yalnız gittiğim bu yolda bazen sınıf arkadaşları denk gelince birlikte yürürdük, bu gün ise evimize elli metre ilerde bulunan okulun yanından geçerken öğrenciden çok anne, baba, nine, dede görmekteyiz insanımız psikolojik olarak bir korku ve yıkım içine girmiş adeta.

Dünya genelinde yıllık ortalama 2,5 milyon çocuğun kaçırıldığı istatistiklere yansımış bu oran ise ülkemizde 30-40 bin civarında bulunuyor, bayramda ve ertesinde ardı ardına yaşanan iki acı olay ülke gündemine oturdu ve hepimizi üzen Eylül ve Leyla olayları diğerleri halkın ruh sağlığını bozdu.

Nasıl bir dünyası var diye düşünmeye çalıştığımız bu cani insanları ve bu masum küçük bedenlere kıyan katilleri affetmek mümkün değil ve mutlaka en ağır cezalara çarptırılmaları gerekir. Ancak bu cezaların idam olmasını istemem kişilik ve karakter olarak idama karşıyım çünkü idam hata yapılırsa dahi telafisi olmayan geri dönüşü olmayan bir yoldur.!

16-17 Eylül 1961 Ülkemizde merhum başbakan Adnan Menderes ve iki bakanı Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu idam edildi mahkemeler düzmeceydi ve mahkeme hakiminin Menderese sert çıkarak ''sizi buraya tıkan güç böyle istiyor'' demesi bu gün dahi net olarak aydınlatılamadı. bir kaç fanatik dışında bu gün herkesin ortak fikri Menderes ve bakanların idamının hata olduğunu açıkça beyan etmesi ortada. 2011 Yılında 17 eylül günü Menderesin anıt mezarını ziyaret ettiğimizde CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile karşılaştık İdamın hata olduğunu söylerken ''ben CHP genel başkanı olarak özür diliyorum bu idamlar hataydı ve olmamalıydı'' diyerek ilk kez bir CHP genel başkanı ise Menderes'in kabrini ziyaret etmiş oluyordu.

6 Mayıs 1972 tarihi de Türkiye için bir utanç tablosudur Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilmişti, 12 Mart muhtırası ile iktidardan düşürülen Süleyman Demirel'in önünde bir Menderes örneği vardı Demirel ülkeyi germemek adına görevi bırakmıştı. Yine karanlık güçlerin eli devredeydi Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay Asker kökenliydi ve hükümeti CHP Kocaeli milletvekili Nihat Erim'e kurdurtmuştu, 22 mayıs 1972 tarihine kadar Başbakanlık yapan Nihat Erim 19 Temmuz 1980 de DEV-SOL militanları tarafından uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

İdamların ülkemizi getirdiği boyutların siyasi ayakları kısaca böyle sevgili okurlar idama karşı olma sebeplerimizin bir kısmı böyleydi, yani güç kimdeyse düzmece mahkemeler ve sahte delillerle karşı tarafı idama sürükleyebilir amacının dışına çıkabilir ve dış güçler Menderes ve Deniz Gezmiş idamları gibi halkımızı bir birine düşürecek oyunları her an yapabilir yaptırabilir, ülkemizde her şey yetişiyor topraklarımız bereketli lakin bir o kadarda hain yetişiyor ve bu hainler bir türlü bitmedi bitmiyor.

Küçük çocuklarımızın kaçırılması kadınların öldürülmesi tecavüze uğramaları ve bunun failleri asla cezasız kalmamalı Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları var bir hücrede ömrünün sonuna kadar yalnız bırakılmak var benzeri bir çok ceza var inanın bunlar idam dan çok daha beter cezalardır. Suçlular bir kaç dakika acı çekip ölmeye dünden razı olacaklardır bu ceza, eziyet çok daha kötüdür her şeyden mahrumsun konuşacak kimse yok, gökyüzü yok, deniz yok sevdiği hiç bir şey yok birde bunlara ilerde vicdan azabı eklenirse bir gün yerine her gün ölmek var.

Netice itibarı ile İdama hayır diyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.