Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Huysuz İhtiyar…

Yazının Giriş Tarihi: 29.12.2019 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.12.2019 00:02

Geçen gün Nilüfer de ki bir özel hastanenin bahçesinde konuşlu kafeterya da ılık kırmızımtırak sıvının (onlar ısrarla buna çay diyorlar ama) bir bardağına 5 (yazıyla da beş) lira verince aklıma kantarın topuzu ve ona dair rivayet geldi.

Evet kabul,ülkemiz de ciddi bir ekonomik çalkantı yaşanıyor.

Herkes ve tabi ki tüm işletmeler bu süreçte ayakta kalabilmek üzere bir takım önlemler almaya çalışıyorlar kendilerince.

Haklılar mı?

Haklılar.

Ama bir de kantarın topuzu var be dostlar..

Çok mühimdir kantarın topuzu; Bir kere yerinden kaçmaya görsün,terazi şaşar mizan şaşar.

Deyim Nasreddin Hoca’ya mal edilir, şöyle ki;

Nasreddin hocanın yaşadığı yere ermiş olduğunu iddia eden bir sofu dadanmış.Bu sözde ermişin tek yeteneği insanların alınlarının tam ortasına bir dirhem büyük abdestini yapmakmış.

Hocayı kızdıran da bu olmuş ama İnsanlar da alınlarına ettirmek için sıraya girer olmuşlar.

İyice çileden çıkan hoca sözde ermişe "onda ne var ki bende yaparım " deyince iş iddiaya binmiş.

Yaparsın yapamazsın derken hoca sözde ermişe hodri meydan yat yere de göstereyim demiş’’

Sözde ermiş çaresiz yatmış ama yatarken de hocayı " tam bir dirhem olacak ama "diyerek uyarmış.

 " Tamam sen merak etme" diyen hoca icraata gelince ne var ne yok salmış adamın alnının çatısına.

Hiddetle dışkıya bulanmış bir kafayla ayağa fırlayan adam bağırmaya başlamış " hoca sen ne yaptın yahu " Nasreddin hoca ise gayet pişkin " öhm kantarın topuzunu azıcık kaçırmışım"demiş. Derler ki " kantarın topuzunu kaçırmak " bu olaydan çıkmış…

Tevatür müdür gerçek midir bilinmez;

Ama aşikar olan bir şey var ki o da  bu kantarın topuzu ile ciddi bir sıkıntımız var.

Bir türlü tutturamıyoruz yerini.Kaçıveriyor,kaçırıveriyoruz…

Şöyle şirazesinde yaptığımız iş o kadar az ki.

Eğlencenin,konuşmanın,tartışmanın,sevginin,aşkın,ekonominin,iletişimin,kadına /erkeğe davranışın,hayvan sevgisinin,doğa utkusunun,sağlığın,siyasetin,eğitimin,

dinin,sanatın ve bil cümle hayatiyet taşıyan değerimizin  kırıla parçalana,yıkıla devrile yürüyor olmasında da bu kantarın topuzu meselesi yok mu?

Kim neyi yapıyorsa yaptığına imza atma peşinde.

Konu ile ilgili etik ve genel kuralların hiç önemi yok.

Ben yaptım olduyla,artık böyle yersen arasında tüm değerler rayından çıkıp yön değiştiriyor.

Eskiden üzerinde titizlikle durulan gelecek kuşaklara aktarılırken geçmiş ile geleceğin köprüsü olarak görülen soyut,somut ne kadar olgu varsa tutanın elinde kalıyor.

Fiyakalı adı da popülizm oluyor.

Bakın etrafınıza adamın dediği gibi; İşte görüyorsunuz anlatmaya gerek yok.

Her konunun kerameti kendinden menkul uzmanı var.

Her ne ile uğraşıyorlarsa onun mucidi sayıyorlar kendilerini.

Bi afra bi tafra bi çemkirme bi kibir hazretler çölde su bulan bedevi misali…

Kantarın topuzu kaçtıkça daranın da keyfi kaçıyor elbet.Artık hiçbir şey kendi darası ile tartılmıyor.Tartılsa bile kefelerden taşıyor.Tartı bozuk olunca da,tartılan kadük kalıyor.

Oysa bu kantarın topuzu binlerce yıllık gelenek,görenek,töre ve deneyimin birlikte karılarak oluşturulduğu bir topuz.

Kantarla olan ilişkisi tesadüfen değil teammüden.

Ne yazık ki artık hiçbir şeyden emin değiliz.

Yapılan her şeyde bir çarpıklık görüyor ya da arıyoruz.Birileri bu işinde içene bir şeyler karıştırmışlardır diye düşünmeyenimiz vardır elbet ama sayıca çok değildir.

Kantarın topuzun her kayışı ödenecek bir bedel olarak çıkıyor karşımıza.Bazen sosyal yaşamımızda ki dağılımların etkisi ile yaralanarak,bazen düğünlerde,trafik ve iş kazalarında ölerek ödüyoruz yanlış tartının bedelini.

Diğer bazenleri ise size bırakıyorum…

Kantarın topuzunun kayması Hoca’nın fıkrasıyla biraz farklı tezahür ediyor bizlerde. Burada alnın çatısına pislenen hepimiz oluyoruz…

Son olarak şunu da yazayım da içimde kalmasın;

Hani o yukarıda sözünü ettiğim ılık kırmızımtırak sıvıya beş lira bedel biçmişlerdi ya

Ona itiraz eden bir ben çıkmışım.

O zaman adamlar haklılar…

Başka kimsenin sesi çıkmadığına göre çoğunluğun kantarın topuzu ile ilgili bir derdi yok demek ki.

Artık bana ne oluyorsa;madem çok geliyor,içme kardeşim.Sana zorla içirten mi var?

Hiç işte.

İçiyorsan da yanında kurabiye niyetine  ye kazığı geç.

Hiç olmazsa kafeterya personelinin arkandan ‘’herif kafayı yemiş’’bakışı atmasına müsaade etme bari.

Yok ille de söyleceğim.

Ben diyorum

Huysuz ihtiyar oldum artık…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.