Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Homini Gırtlak Basın Toplantısı

Yazının Giriş Tarihi: 17.03.2019 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.03.2019 00:01

Hiç adetim değildir;

Kayıntılı etkinliklere asla gitmem.

Hele etkinlik siyasal bir amaç güdüyorsa hiç gitmem.

‘’Bursa Osmangazi’dir’’ sloganı benim de yürekten katıldığım bir söylem olduğu ve bu ilçenin belediye başkan adayının da hem Bursalılığını hem de insanlığını uzun yıllardır bilmem ve takdir etmemden ötürü Kültür Park’ta bir tesiste düzenledikleri aday tanıtım ve basın toplantısına gideyim de kimler ülkenin en eski ve tarihi ilçelerinden birini yönetmeye taliplermiş diye bir göreyim dedim.

Göremedim.

Göremedim çünkü basın toplantısı yemekli sünnet düğünü gibiydi.

Saat on da başlayacak toplantı salonuna 9.55 te girdiğimde tüm masalar dolmuş ahali önlerinde ki kahvaltı tabaklarıyla bütünleşmişti bile.

Kapıdaki görevlilerden birine sordum; sekiz buçukta gelenleri de varmış aralarında.

Takı törenini en önden izlemek istemişlerdir zaar.

Basın toplantısı nedir?

Konu her neyse onun ilgililerinin, basın mensupları önünde sunumlarını yapmaları ve gelecek soruları yanıtlamaları değil mi?

Değil diyen gerçek bir basın toplantısına hiç katılmamış demektir.

Basın toplantısının uluslararası tanımı, yetkili veya ilgili kimsenin/kimselerin, bir konu veya çeşitli konular üzerinde açıklamada bulunmak için gazetecilerle yaptığı toplantı olduğu şeklindedir.

Var mı tanımın içerisinde            pasta, börek, poğaça, salam, sosis vs.?

Yok.

Bizim hayatımızın her noktasında milletçe su yutmamızın temelinde de bu yatıyor. Hiç bir işi etik kuralları çerçevesinde sürdüremiyoruz.

İlla ki sağından solundan çekiştirip kendimize uyduracağız. Sonra da ortaya çıkan garip durumu normallerimiz arasına kaydedeceğiz.

Şimdi soruyorum;

Dünya kadar yemek parası harcanmadan, kalburüstü salonlarda düzenlenmeden yani bak bana, bak bana denmeden düzenlenen bir basın toplantısı basın toplantısından sayılmıyor mu?

Mutlaka konukların akıllarından ve algılarından önce midelerine hitap etmek mi gerekiyor?

‘Açken bunlar bizi dinlemezler, önce karınlarını bir doyuralım’ denilmeden ana konuya girilemiyor mu?

Ve basın toplantısı için ön koşul çatal bıçak seslerinin arasında salona sinmiş yiyeceklerin kokuları altında mı yapılması mı?

Bir de basın toplantısında protokol masası olmazsa olmaz mıdır?

Şimdi bu yazdıklarımdan partiyi ve adayını eleştirdiğim anlamını çıkartıp veryansın edecek çok olacak.

Olmazsa hatırım kalır da,

Benim demek istediğim parti aday meselesi filan değil.

Siyasi görüşüm ve sandık tercihim sadece beni ilgilendirir.

Taktığım, kavramların içlerinin böylesi boşaltılmasında ve son derece önemli basın toplantısının yemekli düğün konseptine indirgenmesi.

Tabi burada ilgililerin basına baktıkları gözde çok önemli.

Orada ki yazar çizerler bu duruma itiraz etmedikleri ve basın toplantısının ciddiyetini bir kenara bırakıp önlerine koyulanı yedikleri sürece de bakışın değişmeyeceği aşikar.

Dedim ya hiç birine gitmedim bilmiyorum diye, ama bu işin diğer partilerin basın toplantılarında da farklı olduğunu sanmıyorum.

Basına bilgiden ziyade aş vermek sanırım artık gelenekselleşmiş.( Duyduğum kadarı ile  bu konuda çıta bayağı yükselmiş, hediye bile verildiği oluyormuş.)

Bir de kahvaltılı/yemekli/ikramlı vs basın toplantımıza davetlisiniz çağrıları yok mu?

İşte onlara fena halde sinir oluyorum.

Etmeyin kardeşim ikram filan etmeyin.

Çok istiyorsanız kentte dünya kadar para ödeyip sadece insanlar katılsınlar diye verdiğiniz yemeklerin, ikramların yarısı ile doyacak çocuklar var, aileler var.

Ulaşın onlara; doyurun karınlarını.

Evet, onlar sizi köşelerinde filan yazamazlar ama adınızı gönüllerine yazarlar.

Son tahlilde sizler onların gönüldaşlıklarına talip değil misiniz zaten.

Hem o zaman basın toplantılarınız da ne yesem değil ne sorsam diyen gerçek gazetecilerle de bir araya gelme olanağını bulursunuz.

Etkinliklerinizde özne homini gırtlak değil, gerçek gündeminiz olur, anlatmak istediklerinizde çatal bıçak kaşık sesleri arasında boğulup gitmez.

Satır olur, paragraf olur yorum olur; kısacası beklediğiniz netice hasıl olur.

Hem bakarsınız arada soru soranda çıkar, monologdan diyaloğa geçersiniz.

Eee basın toplantısında ne oldu onu anlat sen?

Valla bilmiyorum; ben basın toplantısından umudumu kesip 11.30 da salonu terk ettiğimde ana yemek servis ediliyordu.

Artık gerçek gazeteciler yazar orasını ben de okur öğrenirim ne olduğunu.

Benim gazeteciliğim ordörv tabağına kadar…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.