Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hâmil-i kart yakinimdir…

Yazının Giriş Tarihi: 06.12.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.12.2020 00:01

-Abi sen gazetecisin ……..da mutlaka tanıdığın vardır bi sorsan bizim işi. Kaç aydır bekliyoruz bir türlü sonuç alamıyoruz.

-Bizim kızı ………ya bir yerleştirsek vardır senin tanıdıkların.

-Oğlum o kadar kolay olsa millet aylarca sıra bekler miydi,yok mu orada tanıdığı olan biri?

-O müdürün yardımcısı bizim köylü bir arayayım bakalım bizim iş hallolacak mı?

-Ooo unut sen o işi abicim madem tanıdığın yok hayatta olmaz

-Adamını bulursan mesele yok

-Musa amcanın oğlu Hayati o kurumda müdürmüş hadi gene iyisin…

-Valla o kadro için kaç kişi devrede bir bilsen

-KPSS de istersen bin beş yüz puan al;mülakatta elerler.Her yer kapılmış oğlum…

-Diploma herkeste oğlum sen tanıdığın var mı onu söyle.

-Eee sen elektrik bölümü mezunu değil miydin, sağlıkla ne alakan var ki oraya girdin?

-Baba şu Remzi amcanın kaynının …….da müdür olduğu doğruysa bir konuşsana benim için

-Aman efendim tahsilin ne önemi var, beyefendi emretmişler tabi ki derhal atamanızı gerçekleştireceğiz…

-Şu Ali’yi şube şefi yapalım, annesi sütannemdi emeği var üzerimde…

-Tamamaaam. Şimdi birde torpil bulduk muydu iş halloldu demektir.

-Orada odacı Münir abi var, selamımı söyle gerisini o halleder.

-Tabi ki şartname değişir.Ayet mi bu değişmesin.Madem ………in yakınısınız …

-Orhan abi müjdemi isterim; senin iş oldu o müdür bizim kahveden Selami’nin dayısı çıktı ya la…

-Demek tarih bölümü mezunusunuz.Yüksek öğretim önemli tabii.Ancak kurumumuzda tek açık kadro folklor ekibimizde var.Şimdilik orada başlayın ileride size uygun bir kadro açılınca atamanızı oraya yaparız.Selam söyleyin ….beyefendiye.

-Efendim biz kasap bölümü için eleman alımı yapacaktık, bu pozisyon için bale öğretmeni uygun mu sizce? Gerçi torpili çok kuvvetli ama…

-Demek Yabancı diliniz yok. Ama mühim değil sizde elçilikte beden dili ile konuşursunuz.

-Elbette efendim. Kendisini köşe yazarı olarak değerlendiririz. Google’den keser kopyalar yapıştırır. Kolay iştir yormayız kendilerini.

-Hüseyin bak Selma hanım belediyede danışman olmuş. Sen koskoca müdür yardımcısı oldun ama beni bir yere danışman filan atayamadın sümsük adam…

-Sınavsız memur alımı yapamayız efendim.Ancak zatı alinizin mahdumu sınava girseydi muhakkak kazanırdı maşallah gözlerinden zeka fışkırıyor tensip buyurursanız kendisini ………kadromuza dahil edebiliriz.

-Şevket bu İsmail beyin seni doğru adama gönderdiğinden emin misin? Yok, sen su topundan pek anlamazsın da o yüzden sordum. Geçen yıl Erdek’te boğuluyordun az daha…

-Yaz kızım; kurumumuzun açık kadrolarına alınacak olan personelin mutlak surette bir dili ana dili konuşması gerekmektedir. Dil kısmını boş bırak artık kimi gönderirlerse onun bildiği dili yazar başvuruları kapatırız…

Liyakat;

Adama göre işin tam tersi.

İşe göre adam.

Sözcük layık olmaktan geliyor.

Ama bizde lakayıt olarak algılanıyor.

Bakın şöyle bir etrafınıza kimler hangi işleri yapıyor, kimler kuyuların başını tutmuş suyunu kurutuyor…

Hayata dair yaşadığımız toplam kalitesizliğin temelinde de bu liyakatsızlık yatıyor.

İşleri, makamları hafife alıp onları gerektirdikleri donanımdan bihaber insanlarla doldurmaktan vazgeçilmediği sürece de toplam kalitesizlik artarak sürecek.

Dayılar, amcalar, yeğenler, torunlar, konu komşular hatta dedeler ve nineler dünyalıklarını kurtarsınlar diye kurumlara dolduruldukça yığıldıkları kurumların üretim yetenekleri zamanla tamamen yitip gidecek.

Torpil ve insan kayırma bu coğrafyanın makus talihi.

Kadrolaşma ise parti gözetmeksizin yetkiyi ele geçirenlerin sıradan faaliyeti.

Nepotizm derseniz;o olmazsa olmazlarımızdan zaten…

Özel sektörde bile görülüyor bu durum. Bulunduğu pozisyonda değil yönetici olmak eleman bile olamayacak öyle çok yönetici, müdür tanıdım ki. Aralarında kendilere CEO dedirtenler bile vardı.Artık ne oluyorsa kendisine CEO denilince.

Demem o ki;

Bu liyakat(sizlik) meselesini halledemediğimiz sürece bu gün yaşadığımız sorunların hiç birinden kurtulamayacağımız gibi yenileri ile de boğuşmamız devam edecek.

İnsana göre iş, işe göre insan paradoksu kim bilir daha kaç yılını heba edecek ülkemizin?

Gerçi görünen köy istemez derler…

Neyse;

Sevgili okurlarım sizden bir ricam olacak;

Yukarıda ki yazıyı yazan kişiyi doğduğu andan itibaren çok iyi tanırım; duygusaldır muygusaldır ama pekte fena bir adam değildir;

Hani diyorum yazıyı okuduysanız ‘‘Adam haklı valla’’ deyiveriniz içinizden.

Yazık çok istedi köşe yazarı olmayı garip;

Ben de bir kartımı verip size havale ettim.

Yani yabancı değil arkadaş;

Hâmil-i kart yakînimdir…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.