Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hipertansiyon (Gizli katil)

Yazının Giriş Tarihi: 05.01.2019 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.01.2019 00:04

Bu yazımda sizlere bir çok organı etkileyen ve bu nedenle hayatı tehdit eden yüksek tansiyondan ( hipertansiyon ) söz etmek istiyorum.
Yeri gelmişken bu konudaki bir kafa karışıklığını gidermek istiyorum. Yüksek tansiyonu olan hastalarımdan bazıları bu konuyu sorguladığımda, kendilerinin tansiyon hastası olmadığını, sadece tansiyonlarının hiper olduğunu söylemekte. Hiper zaten yüksek demektir diye izah etsem de konu bazen tam anlaşılmıyor. Soru cevap faslını biraz daha derinleştirdiğimde ise anlıyorum ki, bazı hastalarım arada bir yükselen tansiyonları için hiper diyorlar. Biz tıpta bu tür hipertansiyona labil ( oynak ) hipertansiyon diyoruz. Stresli hallerde veya aşırı tuzlu yendiğinde ya da endokrinolojik bir hastalığa bağlı olarak görülebilen bu durum da hipertansiyon demektir aslında.
Sadece bizde değil dünyada da tedavisi en çok ihmal edilen hastalıklardan biridir hipertansiyon. Hastaların çoğu tansiyon hastası olduğunu fark edemez. Farkına varanların bir kısmı bu gerçeği kabullenemez. Kabullenenlerden bir kısmı ilaç kullanmak istemez. İlaç kullananlardan bir kısmı çeşitli nedenlerle ilaçlarını terk eder. Tedavilerine devam edenlerin bir kısmı
“Nasıl olsa ilaç kullanıyorum”  diye düşünerek kontrol olmayı, tansiyon takibini ihmal eder, raporu bitinceye kadar bir daha doktor yüzü görmez. Bazı hastalar ilaç kullanmayı yeterli sayıp tuz kısıtlaması yapmaz, kilosuna dikkat etmez, hareketsiz bir yaşamdan vazgeçemez. Tüm bu nedenlerle hipertansiyon hastalarının olsa olsa onda birinin tansiyonu kontrol altındadır.
Hipertansiyon uygun şekilde tedavi edilemezse vücuttaki tüm damarlarda hasar oluşur. Beyin, kalp, böbrek ve göz damarlarındaki hasarlar bu organlara ait ciddi sorunlara yol açabilir. Kalp krizi, kalp yetmezliği, felç, görme kaybı, kalpten çıkan ana damarda genişleme ( Aort anevrizması ), bacak damarlarında tıkanmalar görülebilir.
Kalp hastalıklarına ve felce bağlı ölümlerin yaklaşık yarıya yakınından hipertansiyon sorumludur. Türkiye' de erişkin yaş grubunda yaklaşık olarak her üç kişiden birinde hipertansiyon vardır. Yaşlandıkça hipertansiyon görülme ihtimali artar. Örneğin 50 ile 59 yaşları arasındaki kişilerin yarıya yakınında, 60 yaşının üstünde ise her üç kişiden ikisinde hipertansiyon vardır.
Kan basıncının 140 / 90 mm Hg. ( milimetre civa) veya üzerinde olmasına hipertansiyon denir. Aynı rakamlar 14/9 cm Hg. ( santimetre civa) olarak da ifade edilebilir.
Bu rakamlardan büyük olana büyük tansiyon (sistolik tansiyon), küçük olana ise küçük tansiyon (diyastolik tansiyon) denir. Büyük tansiyon dendiğinde kalbin kasılması sırasında damarlara ulaşan kanın basıncı; küçük tansiyon dendiğinde ise kalbin gevşeme safhasındaki damar basıncı kastedilir.
Avrupa Kardiyoloji Cemiyeti ( ESC ) ve Avrupa Hipertansiyon Cemiyeti ( ESH ) 2018 yılına ait ortak bir kılavuz yayınlamış olup buna göre hipertansiyonun sınıflandırılması şöyledir:
İdeal değerler: 120 / 80 mmHg. nın altı.
Normal değerler: 120 - 129 mmHg. ve / veya 80 - 84 mmHg.
Prehipertansiyon ( sınır veya başlangıç evresi): 130 -139 mmHg. ve / veya 85 - 89 mmHg.
Evre 1: 140 – 159 mmHg. ve / veya 90 – 99 mmHg.
Evre 2: 160 – 179 mmHg. ve / veya 100 – 109 mmHg.
Evre 3: 180 mmHg. veya üstü ve / veya 110 mmHg. veya üstü.
Yaşlı hastalarda durum biraz farklıdır. Özellikle 75 yaş ve üzeri hastalarda büyük tansiyon yüksek ama küçük tansiyon normal veya düşük olabilir. Bu durum sanki sorun yaratmazmış gibi bir algı doğru değildir. Hatta bu hastalar kalp damar hastalıkları yönünden daha büyük bir risk altında oldukları için yakından takip edilmelidir.
Beyaz gömlek hipertansiyonu, doktor tarafından ölçüldüğünde yüksek bulunan kan basıncının ev ortamında normal bulunmasıdır. Aslında bu durumlarda da tansiyon takibi ihmal edilmemelidir. Çünkü bu hastalarda sonraki yıllarda hipertansiyon tanısı konma ihtimali toplum ortalamasının üstündedir.
Hipertansiyonu olan hastaların yüzde 90-95 inde sebep yaşam tarzı ve genetik faktörlerdir. Örneğin hareketsiz yaşam, şişmanlık, sigara içmek, aşırı tuz, yağ ve alkol tüketmek, çay ve kahveyi aşırı tüketmek, stres başlıca nedenlerdendir. Bu tür hipertansiyona esansiyel veya primer hipertansiyon denir.
Hipertansiyonu olan hastaların yüzde 5 - 10 kadarında ise bazı endokrin ve böbrek hastalıkları altta yatan asıl neden olabilir. Nispeten daha genç yaştaki bu hastalarda asıl hastalığın bulunup tedavi edilmesi gerekir. Bu tür hipertansiyona sekonder hipertansiyon denir.
Hipertansiyon genellikle belirti vermez. Çoğunlukla bir başka nedenle muayene sırasında rastlantı ile yakalanır. Hipertansiyonu olan bazı kişilerde sabahları enselerinden başlayan bir ağrı olabilir. Bazı kişilerde ise sersemleme, baş dönmesi, kulak çınlaması, görme bozukluğu ve hatta bazen bayılma olabilir.
Hipertansiyon tanısı konduğunda öncelikle yaşam tarzı değişikliği yapılmalıdır. Vücut ağırlığını normal sınırlarda tutmak çok önemlidir. Bilindiği gibi vücut ağırlığının ve özellikle göbek çevresinin artması insülin direncine yol açar. İnsülin direnci ise hem şeker hastalığı hem de hipertansiyonla doğrudan bağlantılıdır. Hazır gıdalarda gereğinden fazla tuz olduğunu unutmamak gerekir. Tuzsuz ekmek tercih edilmeli ve ek tuz kullanılmamalıdır. Düzenli olarak tempolu yürüyüş yapmak bazen hafif bir hipertansiyonun düzelmesi için tek başına yeterli olabilir. Bol sebze tüketmek de alınacak önlemler arasındadır.
Raporla tansiyon ilacı kullanmakta olan hastaların raporları bittiğinde adeta otomatiğe bağlanmış gibi aynı ilaçları kontrolsüz bir şekilde kullanma istekleri olumsuz sonuçlara yol açabilir. Önemli olan rapordaki ilaçla tansiyonun kontrol altında olup olmadığıdır. Bunun için de tansiyon takibi yaparak sonuçları kaydetmek çok önemlidir. Geçen yıl yeterli olan ilaç veya ilaçlar bu kez yetersiz kalabilir. Hastaların çoğu tansiyonlarının yüksek olduğunu hissedemeyebilir. Bazen mevcut tansiyon ilacının kullanılmasına engel yeni durumlar gelişmiş olabilir.
Özetle, gizli bir katil gibi davranan hipertansiyonun farkında olup buna göre yaşam tarzı değişiklikleri yapmak ve uygun bir şekilde tedavi olmak hayat kurtarıcı olabilir.
Sizlere sağlıklı bir yaşam diliyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.