Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hikikomori

Yazının Giriş Tarihi: 23.02.2019 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.02.2019 00:04

Bir zamanlar Honki Ponki Torino diye bir şarkı vardı.

Yanılmıyorsam sözlerini yazan ve şarkıyı söyleyen de Şenay Yüzbaşıoğlu idi.

Yazının başlığını okuyunca aklıma ilk bu şarkı geldi.

Keyifli bir konu herhal diyerek okumaya başladım.

Konuya girip Hikikomori’nin ne menem bir şey olduğunu anlayınca şarkıyı markıyı unuttum.

Olan keyfim de kaçtı.

Adından da anlaşılacağı üzere Japonlar koymuşlar zamanın hastalığı dedikleri bu illete adını.

İlk bakışta aramızdaki 8.522 kilometreyi de göz önünde bulundurup, taaa oradaki elin Japon’unun bulduğu hastalıktan bana ne denilebilir.

İşte ben de tam öyle tam öyle diyordum ki; şeytan dürttü yazıyı okumaya başladım.

Sonra da siz sevgili okurlarımla da paylaşmak istedim.

Bakın bakalım,

Japonların 21. Yüzyılın Hastalığı dedikleri  'Hikikomori'nin semptomları size de tanıdık gelecek mi?

Bu arada 'Hikikomori'nin Türkçe de ki karşılığının ‘’Elini ayağını kesmek’’ tabiri ile açıklandığını da yazayım da daha rahat analiz yapabilin.

Bu hastalığa özellikle genç kuşakta çok rastlanıyormuş.

Bir kişinin bu hastalığa yakalanıp yakalanmadığı da aşağıda ki belirtileri gösterip göstermediği ile saptanıyormuş.

Eğer genç(ler)

Odalarına kapanarak zamanlarının çoğunu bilgisayar başında geçiriyorlar ise,

Yemeklerini bile burada yiyip, yine burada uyuyorlarsa,

Hatta durumu iyice abartarak çeşitli emtialar yardımı ile tuvaletlerini de burada yapıyorlarsa,

Sürekli bilgisayar oyunları oynuyorlarsa,

Sanal alemde kendilerini daha rahat hissediyorlarsa,

Sosyal ilişkilerinde yetersiz ve çekingen oluyorlarsa,

Gittikçe saldırganlaşıyor ve asileşiyorlarsa,

Aile bireyleri ile iletişim kurmayı reddediyorlarsa, ya da önemsemiyorlarsa,

Çok seyrek duş alıyor, banyo yapıyorlarsa,

Aileler bu durumu profesyonel destek almak yerine oluruna bırakıyorlarsa,

Okula gitmekten hoşlanmıyor ya da okuldan sık sık kaçıyorlarsa,

Hiçbir sorumluluğu üstlenmiyorlarsa,

Kız ya da erkek arkadaş edinemiyorlar, edindiklerini kaybediyorlarsa,

Aşırı koruyucu bir ailede büyüyor ve ergenleşiyorlarsa,

Zamanla karamsarlık, mutsuzluk, yaşamdan tat alamama belirtileri gösteriyorlarsa,

Hayata dair bir amacı yoksa ileride ne olacağını bile düşünmüyorsa,

Kendilerine verilmediği sürece yemek yemiyorlarsa,

Toplumsal olaylara kayıtsız kalıyorlarsa,

Giderek asosyal oluyorlarsa,

Spor müsabakaları, filmler, kitaplar ilgilerini çekmiyorsa

'Hikikomori' kapıya dayanmış demekmiş.

Nasıl arazlar size de tanıdık geldi mi?

Pek çok arkadaşımdan çocuklarına dair böylesi endişeler taşıdıklarını görüyorum.

Olay son derece ciddi ve bulaşıcı.

Japonya, Türkiye hiç fark etmez ‘’Elini ayağını kesmek’’denilen bu illet tüm ülkelerin gençleri için fana halde bir tehdit.

Psikolog Alanur Özalp, Hikikomori’nin Türk gençlerini de tehdit etmeye başladığını söylüyor ve devamında odalarından çıkmayan, sürekli bilgisayar oyunları oynayan bu gençlerin antisosyalleştiğini kimseyle konuşmadığını belirterek, ciddi anlamda tedaviye gereksinimleri olduğuna dikkat çekiyor.

Uzmanlar, Hikikomorinin hastalık olduğunun fark edilmediği konusunda hem fikirler. Aileler çocukları ders çalışıyor zannedip takip etmedikleri ve girdikleri siteleri denetlemedikleri sürece fark etmemekte devam ettiklerini söylüyorlar.

Hikikomori’nin pençesine yakalanan gençler, ancak hastalık ilerledikçe tesbit edilebildiklerinden sonu cinayetle biten tartışmalar bile yaşayabiliyorlarmış. Kötü bitmiş gençlik aşkları, sınav maratonu gibi problemler de hastalığın en önemli tetikleyicileri arasındaymış.

Japonlar ülkelerinde sayıları 300 bini aşan genci etkisi altına alan  "Hikikomori" hastalığıyla bir kayıp kuşak yetiştiğini saptamışlar ve hastalıkla mücadeleye başlamışlar.

Bakalım biz kaç kuşağı yitirdikten sonra kavrayabileceğiz meseleyi.

Bizim kuşağın göremeyeceği kesin de…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.