7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesi Demokrat Partinin hazırladığı mükemmel bir seçim beyannamesi vardı.Kitap olarak hazırlanan beyanname yine 20 ayrı broşüre bölünerek farklı maddeleri anlatıyordu.Ön yüzünde DP Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın yakışıklı esmer karayağız Anadolu genci fotoğrafının yanı sıra ana maddeler yazılıydı.

“Herkes için adalet, herkes için demokrasi, herkes için zenginlik”

İşte bu üç ana madde her broşürün ön sayfasında vardı.Arka sayfada ise 20'ye bölünen maddelerin ana başlıkları iç sayfalarda ise konuların açılımı yazılıydı. Maalesef ilçe başkanı olarak bana dahi geç gelen kitap okumaya,anlamaya ve anlatmaya yetmeyecek kadar dar bir zamanda gelmişti.Madde, madde işlenmiş ve ilmek ilmek emek verilmiş bir dantel edasıyla hazırlanan ve ülkenin tamamına hitap eden bu çalışma halka yeteri kadar ulaşamadı.Anlatılamadı! Ekonomi, tarım, hayvancılık, teknoloji gibi ana unsurların yanısıra işçi, emekli, çiftçi, engelli, dul, yetimler dahi bu kitapta işlenmiş ülke kesiminde unutulan hiç bir birey kalmamıştı. Ben ve arkadaşlarım görev bölgemiz olarak zor şartlarda Osmangazi ilçesinin devasa alanında ayak basmadığımız mahalle ve köy bırakmamıştık.Ancak halkın ekran ve basın tarafından kutuplaştırılması sonucu seçim beyannamesine ilgi duyan yoktu. AKP ve CHP kutuplaşması halka başka yön bırakmıyordu.Ülke genelinde yüzde 10 barajı diğer partiler için büyük tehlike arz ediyordu.Halkın oyum boşa gitmesin kaygısı her çalışmanın önüne geçiyordu.

Seçimlerden sonra Ankara'da genel merkezde genel başkan yardımcısı Nihat Onbaşıoğlu ile konuyu irdelediğimizde benim iddiam kitap ve broşürlerin geç gelmiş olmasıydı.Onun cevabı ise teşkilatların çoğunun kitabı okumamasıydı ve bu konuda haklıydı benim gibi hazmederek okuyan partili sayısı gerçekten azdı.

Ve bugün geldiğimiz noktada CHP tutuklanan milletvekili için başlattığı yürüyüş ile üstüne koyarak kalabalıklaşmaya başladı.Kullandığı slogan ise ''ADALET'' bunu görünce aklımıza doğal olarak DP'nin seçim beyannamesi ve sloganları geldi.Mensubu olduğumuz parti gerçekten Türkiye'nin önünde giden siyasi liderler cumhurbaşkanları, başbakanlar, milletvekilleri çıkarmış, ülkeyi yönetmiş bu uğurda şehitler verip bedeller ödemiştir.Ve yine ülkemize gerekli olan merkezi bir düşüncedir, ''içki içen içki içer içmeyen tespih çeker'' diyerek hiç kimseyi ötekileştirmez milli, manevi ve insani değerlere saygılı olur vicdan hürriyetini esas kabul eder.

Düzce'de yürüyenlere yapılan yanlış muamele insan olarak bizleri üzmüştür.Otelin sularının kesilmesi ve yollara gübre dökülmesi asla kabul edilemez.Bu konuda hiç bir siyasi görüşü ayırmadan insan olarak bunu ayıplıyorum.Üstelik bu yapılan olumsuzluk AKParti üst yönetimine zarar veriyor.Halkın tepkisi bu yöne kayıyor.Ben eminim ki AKParti üst yönetiminden asla böyle bir talep gelmemiştir.Konu sadece Düzce'de bir kaç işgüzarın hazımsızlığıdır. 69 yaşında Ana muhalefet lideri bu yaşta ve bu sıcakta peşine insanları takıp yürüyorsa oy vermeseniz de saygı duyun sizlere de saygı duyulsun