Hepsine olduğu gibi buna da mutluluk, sağlık ,başarı, kazanç gibi güzel dileklerle girmiştik.
Gerçi bu güne dek girdiklerimizin hepsinde dileklerimiz aynıydı da aralarında bizi takanları pek çıkmazdı.
Ama bu bir değişik.
Sanki diğerlerinin beceremeyip kursaklarında kalmış heveslerini tamamlamak için görevli olarak atanmış.
Geldiği dakikadan beri ne dünya ne de ülkemiz bir soluk alabildi.
Çığ oldu üstümüze düştü.
2020 den söz ediyorum.
Tarihin belki de insanlık için en bahtsız yıllarından biri diye not düşeceği 2020 den.
Depremler, çığ felaketleri, çekirge istilası, Covid-19 ve dünya borsalarında yaşanan çöküşler yılın ilk altı ayına damgalarını vurdu.
180 küsur günde dünya’da yaşanılanlar bu yılın ne denli sinirli bir yıl olduğunun kanıtı gibi.
Önce Avusturalya da müthiş bir yangın çıktı,ABD ile İran sonuçları dünyayı etkileyecek şekilde bir kez daha papaz oldular, Elazığ ve Malatya da depremler oldu, Van’da çığ düştü, İdlip’te askerlerimiz şehit edildi, Orta doğuyu çekirgeler istila etti, Endonezya selden bitap düştü, petrol fiyatları dibe vurdu ama bize hiçbir faydası olmadı, Ukrayna yolcu uçağı düşürüldü, Filipinler de yanardağ patladı, Sabiha Gökçen Hava Alanında uçak kazası yaşandı, George Floyd’un Öldürülmesi ile ABD birbirine girdi ve protestolar Avrupa’ya sıçradı, Çin ile Hindistan kafa kafaya geldi, Kuzey-Güney kore birbirlerine iyiden iyiye racon kesmeye başladılar, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi geri döndü, Çocuklarda Covid-19 Kaynaklı Kawasaki Hastalığı saptandı,Corona yetmemiş gibi Çin’de Hantavirüs tespit edildi,Karantina sürecinde aile içi şiddet arttı,Bingöl ve Karlıova’da deprem oldu, Nasa ucundan kıyısından dünyaya meteor çarpması meselesi dillendirilmeye başladı…
Geçen gün Kestel’i sel vurdu,
Dün İstanbul’da hortum çıktı…
Ve bunların hepsi dünyanın bilmem kaçıncı küresel salgını Korona virüsün parantezinde gerçekleşti.
Ülkede yaşanılan siyasi, ekonomik ve sosyal krizleri hiç saymıyorum bile…
Onlar zaten çok önceki yıllardan bu yana bizim olmazsa olmazlarımızın arasında ki yerlerini epey öncelerden bu yana aldıkları için çoktan vaz geçilmezlerimiz oldular. Bu yıl da hız kesmeden gündemde kalmaları hiç birimizi şaşırtmaz.
Ancak bir önce ki paragrafın dışındakilere bakınca insan içinden,
‘Len daha bu yılın ilk yarısı; bir o kadarı daha var’’
Diye düşünüp hafif yollu paniklemiyor da değil hani.
Geçen yıl ‘’Ne Jenerasyon ama’’ diye bir yazı yazmış, benim yaş ortalamamdakilerin hayatlarına sığan ülke ve dünya gelişmelerini anlatmaya çalışmıştım da çok uzun olduğu için yazıyı da dörde bölerek yayınlamıştık.
Geçen yıl,2020 nin ilk yarısının bile bir köşe yazısını dolduracağından haberim yoktu tabii.
Bu Korona illetini ise hesaba katmak için ise medyum olmalıydım.
Dedim ya, bu 2020 nin
Henüz yarısı;
Gelecek yarısında Allah yar ve yardımcımız olsun.
Elbette izleyenlerinde de…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Henüz daha yarısı…
Hepsine olduğu gibi buna da mutluluk, sağlık ,başarı, kazanç gibi güzel dileklerle girmiştik.
Gerçi bu güne dek girdiklerimizin hepsinde dileklerimiz aynıydı da aralarında bizi takanları pek çıkmazdı.
Ama bu bir değişik.
Sanki diğerlerinin beceremeyip kursaklarında kalmış heveslerini tamamlamak için görevli olarak atanmış.
Geldiği dakikadan beri ne dünya ne de ülkemiz bir soluk alabildi.
Çığ oldu üstümüze düştü.
2020 den söz ediyorum.
Tarihin belki de insanlık için en bahtsız yıllarından biri diye not düşeceği 2020 den.
Depremler, çığ felaketleri, çekirge istilası, Covid-19 ve dünya borsalarında yaşanan çöküşler yılın ilk altı ayına damgalarını vurdu.
180 küsur günde dünya’da yaşanılanlar bu yılın ne denli sinirli bir yıl olduğunun kanıtı gibi.
Önce Avusturalya da müthiş bir yangın çıktı,ABD ile İran sonuçları dünyayı etkileyecek şekilde bir kez daha papaz oldular, Elazığ ve Malatya da depremler oldu, Van’da çığ düştü, İdlip’te askerlerimiz şehit edildi, Orta doğuyu çekirgeler istila etti, Endonezya selden bitap düştü, petrol fiyatları dibe vurdu ama bize hiçbir faydası olmadı, Ukrayna yolcu uçağı düşürüldü, Filipinler de yanardağ patladı, Sabiha Gökçen Hava Alanında uçak kazası yaşandı, George Floyd’un Öldürülmesi ile ABD birbirine girdi ve protestolar Avrupa’ya sıçradı, Çin ile Hindistan kafa kafaya geldi, Kuzey-Güney kore birbirlerine iyiden iyiye racon kesmeye başladılar, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi geri döndü, Çocuklarda Covid-19 Kaynaklı Kawasaki Hastalığı saptandı,Corona yetmemiş gibi Çin’de Hantavirüs tespit edildi,Karantina sürecinde aile içi şiddet arttı,Bingöl ve Karlıova’da deprem oldu, Nasa ucundan kıyısından dünyaya meteor çarpması meselesi dillendirilmeye başladı…
Geçen gün Kestel’i sel vurdu,
Dün İstanbul’da hortum çıktı…
Ve bunların hepsi dünyanın bilmem kaçıncı küresel salgını Korona virüsün parantezinde gerçekleşti.
Ülkede yaşanılan siyasi, ekonomik ve sosyal krizleri hiç saymıyorum bile…
Onlar zaten çok önceki yıllardan bu yana bizim olmazsa olmazlarımızın arasında ki yerlerini epey öncelerden bu yana aldıkları için çoktan vaz geçilmezlerimiz oldular. Bu yıl da hız kesmeden gündemde kalmaları hiç birimizi şaşırtmaz.
Ancak bir önce ki paragrafın dışındakilere bakınca insan içinden,
‘Len daha bu yılın ilk yarısı; bir o kadarı daha var’’
Diye düşünüp hafif yollu paniklemiyor da değil hani.
Geçen yıl ‘’Ne Jenerasyon ama’’ diye bir yazı yazmış, benim yaş ortalamamdakilerin hayatlarına sığan ülke ve dünya gelişmelerini anlatmaya çalışmıştım da çok uzun olduğu için yazıyı da dörde bölerek yayınlamıştık.
Geçen yıl,2020 nin ilk yarısının bile bir köşe yazısını dolduracağından haberim yoktu tabii.
Bu Korona illetini ise hesaba katmak için ise medyum olmalıydım.
Dedim ya, bu 2020 nin
Henüz yarısı;
Gelecek yarısında Allah yar ve yardımcımız olsun.
Elbette izleyenlerinde de…