Yeni yılla birlikte ülkemizde mazur kaldığımız terör olayları da devam ediyor. Biz dik durdukça, ülkemizde ve bölgemizde kendi politikalarımızı uyguladıkça üzerimize geliyorlar ve daha da gelmeye devam edecekler. Ne zamana kadar mı? Artık bileğimizi bükemeyeceklerini anlayacakları güne kadar. O günün geldiğini nasıl mı anlayacağız? Bizi masaya davet edip kartları yeniden karmak istediklerinde...

Son saldırılar

Malum yılbaşı gecesi yaşanan olay ortada. Ortada ama bir o kadar da gizemli. O gece yaşananlar hala muamma. Üzerinde şüphe olmayan tek nokta bu işin çok profesyonelce yapıldığı ve arkasında gelişmiş bir istihbarat servisinin olduğu. Bu bilgiler ışığında akla sadece bir kaç gizli servis geliyor ama siz yorulmayın ve ben direkt cevabı vereyim. Bu şer odakları, artık bazı izleri gizlemeden, özellikle vermek istedikleri mesaj açıkça anlaşılsın diye eylemlere imza atıyorlar. Son olayın arkasında da kapı gibi CIA imzası duruyor. Tabi görmek isteyenlere.

Yazımı kaleme aldığım saatlerde de İzmir'deki terör eylemi ekranlarda son dakika bilgisi olarak duruyordu. Terörün alanını genişletmek istiyorlar ve sanırım yaz tatili için erken rezervasyonların başladığı bugünlerde en büyük hedefleri turizm bölgeleri olacak.

Ekonomiyi hedef alıyorlar

Son gece kulübü baskını sonrası İstanbul'un turist sayısının düşeceği aşikar. Dün İzmir, korkarım yarın bir gün de Antalya, Bodrum gibi turizm kentlerini hedef alacaklar. Geçen yıl çok uğraşmalarına rağmen Antalya'da başarılı olamadılar.

Yılbaşı gecesi baskınıyla ilgili çok ilginç iddialar var. Görgü tanıklarına göre o gece, biri kadın olmak üzere iki teröristin daha olduğu ve özellikle Arap turistleri hedef aldıkları söyleniyor. Ölen insanların çoğunluğunun Arap olması da bu iddiaları destekliyor. İsrail vatandaşı olarak haber yapılan kızcağız da Arap asıllı çıktı. Yine bir iddiaya göre bunların çoğu Türkiye'ye yatırım yapan varlıklı ailelerin mensuplarıydı.

Olayların tamamı düşünüldüğünde gerçekten de bir türlü ele geçiremedikleri Türkiye'yi terör eylemleriyle yıkmaya çalışırken, ekonomik olarak da her yolu deniyorlar. Son aşmada ise, ekonomiyi (özellikle de turizm gelirlerini) hedef alan terör eylemlerine start verdiler. Turistleri bir ülkeden kaçırmanın en kolay yolu da, o ülkenin haftada 1-2 terörist saldırı haberiyle dünyada anılmasıdır.

Ne tesadüf!

Son yıllarda kim ABD ile ters düşse, hemen bir terör saldırısına maruz kalıyor.

Mesela Suudi Arabistan, Türkiye ile birlikte bölgede inisiyatif alıyor ve hemen Medine'deki saldırı oluyor. Fransa, ABD ile biraz ayrışan politikalara yönelince hemen Paris saldırılarıyla sesi kısılıyor. Almanya, Rusya ile yakınlaşınca pat diye pazara tır dalıyor. Rusya, Türkiye ile birlikte Suriye'de kontrolü ele alıp anlaşmalar imzalayınca Rus Büyükelçi suikasta kurban gidiyor. Bize zaten neredeyse her hafta ayar veriyorlar. Bölgede DAEŞ ile çatışan TSK'yı desteklemedikleri gibi her türlü puslu ortamı sağlıyorlar.

Evet, belki bizim eksiklerimiz var ve dış müdahalelere çok açık yapımız yüzünden çok kayıp veriyoruz. Her gün canımızı yakıyorlar ama her şeye rağmen sabretmeli, safları sıklaştırmalı ve yüreklerimizi toplu çarpmalıyız.

Gerçek teröristlerin ve terörist devletlerin artık ayak izleri çok daha iyi görülüyor. Cin şişeden çıktı bir kere. Biz diz çökmedikçe kazanacağız. Bir gün bizi yancı gördüklere masalara davet edip el sıkışmak ve uzlaşmak zorunda kalacaklar. İşte o gün hem bizim hem de tüm bölgenin kaderi değişecek.