Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

HDP kimin partisi?

Yazının Giriş Tarihi: 07.10.2015 00:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.10.2015 00:26

Aslında herkes her şeyi biliyor ancak hesaplar başka. En güzel bilenler de 'düşmanımın düşmanı dostumdur' çıkarcılığıyla hareket edenler. Hani şu yıllardır 'Beyaz Türkler' diye tanımladığımız, her daim fulü nesepleri tartışılan ama ülkenin kritik noktalarında hakim olan ve bugün dahi mücadelelerini azimle sürdüren grup. ABD versiyonuna bakarak yerli neoconlar da diyebiliriz. 

Kürtlerin hakları, kalkınmaları ve bölgenin refahı ise zaten hiç umurlarında değil. Zaten bugün HDP'nin yükselişi için çalışanlar dün Kürtlere en büyük zulümleri yapanlar ve onların işbirlikçileri değil miydi? Yıllarca yürütülen politikalar eliyle daha çok insanın dağa çıkmasına ve şehirde çok öfkeli yeni bir neslin oluşmasına zemin hazırlamadılar mı?

 

Terörün 'birleşmiş milletleri'

Bir önceki yazımda, başta PKK olmak üzere bölgedeki terörist grupların (HPG, YPG, YPJ, KCK, PYD, YDG-H, PJAK vb) lider kadrolarının önemli bir bölümünün hangi kökenden olduğunu belirtmiştim.

Yıllardır PKK'nın içindeki İranlıları, Suriyelileri ve mühimmat sağlayıp akıl veren batılı devletleri biliyorduk ancak son yıllarda durum iyice globalleşti. Günümüzde özellikle Türkiye'ye yönelik hamleleri için bu örgütleri başta Almanya olmak üzere; İsrail, İngiltere, İran, Suriye, ABD'nin bir kanadı (neoconlar) destekleyip yönlendiriyor. Yaklaşık iki aydır hava operasyonlarıyla TSK sürekli cephanelik havaya uçuruyor ama hala ellerinde mühimmat var. Bu kadar cephaneyi kim verdi? Sonuçta bu silahları marketlerde satmıyorlar.

 

Yeni hevaller

Öte yandan bu desteklerin yanı sıra son günlerde batılı devletlerin vatandaşları da bizzat teröristlerle birlikte kamplarda yaşıyorlar. Artık işin içine bire bir dahil oldular. Geçtiğimiz günlerde Alman ajanı Kevin Joachim'in TSK'nın Kandil bombardımanlarının birinde ölmesi örgüt içindeki yabancıların varlığını net bir biçimde ortaya koymuştu.

Özellikle son iki aydır şehirlerde yapılmaya çalışılan ayaklanmalar ve mahalle direnişlerinde! kullanılan teknikler (hendekler, el yapımı bombalar, bombalı araç saldırıları, bombalı tuzaklar vb) hep bu kürtsever! batılı ajanların verdiği eğitimlerle oldu.

Özellikle üretilmeye çalışılan Kobani efsanesi etrafında IŞİD'e karşı yürütülen mücadele bahanesiyle legal görünüm verilerek Suriye'de açıktan yürütülen bu çalışmalar sonrası bir sürü Hıristiyan hevallerimiz oldu. 'Heval Viyan' kod adlı ABD'li Samantha Jay, Kemal kod adlı 'eski' İngiliz askeri Erik Scurfield, şimdilik açığa çıkan isimlerden bazıları.

 

Hıristiyan şehitler ve manda zihniyeti

Marksist bir örgüt olan PKK bünyesindeki Hıristiyanların artık herkesçe kanıksandığı ortada. Sanırım bizim de artık 'Hıristiyan teröristler' ifadelerini batıya hatırlatmamız gerekiyor.

PYD lideri Salih Müslim, İngiliz Erik Scurfield'in Nottingham'daki defin töreninde, 'biz biriz' diyor ve İngiliz, Alman ve Avustralyalı 'Hıristiyan şehit' kardeşlerinden bahsediyor.

Nasıl bir kumpasın içerisinde olduğumuz gören gözler için çok net ortada duruyor. Hal böyleyken hala içerideki siyasi ikbal hesaplarıyla bir bütünlük sağlanamaması büyük sıkıntı.

 

Ana muhalefetin lideri Kılıçdaroğlu, son Avrupa ziyaretinde ne mesaj verdi? Yazılanlara göre Avrupa'ya; "PKK’nın düzenlediği saldırılar sarayın çıkarlarına hizmet ediyor" dedi ve ekledi; "Erdoğan'a ilk kez ben 'diktatör' dediğimde tepki gösterdiniz ama şimdi siz şikayet ediyorsunuz." Yani PKK'nın patronlarına 'politikanız yanlış, PKK saldırdıkça AK Parti oyunu yükseltiyor' diyor. Ülkesinin Cumhurbaşkanına 'diktatör' diyerek Avrupa'ya şikayet ediyor. Bu bir manda zihniyetidir!  

 

İnadına barış!

Biz yine HDP'yi yazalım derken PKK, HPG, YPG, YPJ, KCK, PYD, YDG-H gibi terörist unsurlardan sıra gelmedi. Şimdi HDP'liler kızacak, 'bizi terörle anıyorsun' diyecek ama ne yapayım bu terörist grupların hepsine sırtını dayayan eş başkanınız, 'PKK sizi tükrüğüyle boğar' diyen, çatışma sonrası terörist cenazesini almaya giden, terörist cenazelerinde ve taziyelerinde boy gösteren, intikam konuşmaları yapan milletvekilleriniz, devlete isyan edenlere kalkan olmak için çırpınan bakanlarınız olduğu sürece 'inadına barış' söylemleriniz hiç inandırıcı olmuyor.

 

Ne güzel cici çocuktunuz, bugün yıldönümünü yaşadığımız 50 kişinin ölümüne neden olan 6-7 Ekim olaylarından bile (bazı medya organlarının da desteğiyle) kolayca sıyrılmıştınız. Ardından cilalanıp parlatılmış, 7 Haziran'da 80 milletvekili kazanmıştınız.

'Taç giyen baş akıllanır' ilkesi gereği daha da olgunlaşmanızı beklerken neden Kandil'in güdümüne teslim oldunuz? Pardon, izin vermediler değil mi? O yüzden mi sürekli Avrupa başkentlerini arşınlıyorsunuz? Böyle olur işte, adamı boş bırakmazlar. 'Artık mecliste güçlüyüz davamızı buradan savunalım' deseniz de kabul görmez çünkü size destek verenlerin amacı demokratik bir Türkiye değil, onlar Suriye gibi bir Türkiye istiyorlar.

 

Bölgenin gerçek gücü

Son iki yazımda elimden geldiğince arka planını izah etmeye çalıştığım bu güçlerin artık daha fazla bizim kendi kardeşimiz olan Kürtleri manipüle etmesine izin verilmemeli. Bunun önüne geçebilecek en büyük güç de yine bölge halkıdır.  

Hıristiyan kardeşliğinden memnun olan tapınakçı zangoçlarına bir sözüm yok ama Müslüman Kürt kardeşlerimize bir çağrı yapmak istiyorum. Eğer bölgenin gerçek sahibi ve gücü olan sizler silkelenip kendinize gelir, birlik olup inisiyatifi ele alırsanız bu maşalar kaçacak delik arar. Gelin devletimizin içeride ve dışarıda çok yönlü yürüttüğü bu mücadeleye omuz verin. Emin olun yarınlarımız çok daha güzel olacak.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.