Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından açıklanan 28 milyar TL'lik paket toplumda adeta şok etkisine yol açtı. Paketin özellikle AK Parti'nin ağırlıklı seçmeninin oluşturduğu orta direğe getireceği yük, ciddi sıkıntılara yol açacak. Bu kararlarda eğer bir revizyon yapılmazsa, 2019'daki yerel seçimler ve başkanlık seçimi AK Parti açısından tam bir kabusa dönebilir...    

AK Parti'nin en başarısız olduğu konu

İktidarda bulunduğu son 15 yılda bir çok alanda başarılı çalışmalara imza attığı için tek başına iktidar olan ve halen de bu gücünü koruyabilen AK Parti'nin en başarısız olduğu konu ise maliye yönetimi. Kökeni Osmanlı'ya kadar uzanan maliye bürokrasisi ne yapıp ediyor ve sonunda 'kümesteki kazlar' formülüne siyasi iktidarları ikna ediyor. AK Parti pek çok alanda bu bürokratik oligarşiyle baş edebilirken ne yazık ki, aynı şeyi maliye bürokrasisi için söylemek mümkün değil.

Uzuuuun yıllardır beklenen; verginin tabana yayılması, zamanında vergisini ödeyenlere avantajlar sağlanması, kaçakların önlenip dolaylı vergilerin azaltılması, küçük esnafın desteklenmesi gibi maliye politikaları ne yazık ki AK Parti döneminde de gerçekleştirilemedi. Onun yerine maliye bürokratlarının rahatı bozulmasın diye her sıkışıldığında kümesteki kazlardan bir kaç tüy daha yolunmasıyla işin kolayına kaçıldı lakin bu kez toplumda ciddi bir infial söz konusu.

Maliyenin tedbir paketi

Yaklaşık 8 milyar TL'si Savunma Sanayi Fonu'na aktarılmak üzere oluşturulan yeni tedbir paketinden devlet toplamda 28 milyar TL'lik gelir toplamayı hedefliyor.

Pakette, finans sektöründen alınan kurumlar vergisi 2 puan artırılarak yüzde 22'ye çıkarılıyor. Yani bankalar 2 puan daha fazla vergi ödeyecek. Tabi bu artışın kredi faizlerine ve komisyon ücretlerine yansıyacağını tahmin etmek hiç de zor değil.

Gelir Vergisi tarifesinin üçüncü dilimindeki gelirler için uygulanan yüzde 27 oranı yüzde 30'a çıkıyor. Yani aylık 3000 TL brüt maaşı olan bir çalışandan yıl sonuna doğru 900 TL gibi bir rakam vergi olarak kesilecek.

Kolalı gazozlardan alınan yüzde 25 ÖTV enerji içeceklerini ve meyve sularını da kapsayacak.

Pahalı sigara fiyatlarından kaçıp tütün alan tiryakiler de, sarmalık tütün kağıdına (Makaron) getirilen ÖTV'den etkilenecek.

Bugüne kadar kira gelirlerinin yüzde 25'i muaf tutuluyordu. Bundan sonra bu oran yüzde 15 olarak uygulanacak.

Şans oyunları gelirinden alınan yüzde 10'luk vergi de yüzde 20'ye çıkarılacak.

Telekom sektöründeki operatörlerin aylık net hasılatları üzerinden yüzde 5 telsiz ücreti alınacak.

Cep telefonu görüşmelerinden yüzde 25, sabit telefon görüşmelerinden yüzde 15, internet hizmetlerinden yüzde 5 olarak alınan ÖTV yüzde 7.5'te sabitlenecek.

Paketin en büyük tepkiyi çeken maddesi ise MTV'deki yüzde 40'lık artış kararı oldu.

İhtiyaç var ama...

Coğrafyamızdaki mevcut şartlardan dolayı ülkemizin savunma ihtiyaçlarının arttığı ve yeni yerli silahların yapımı için kaynak gerektiği ortada ancak bu ihtiyaç için öngörülen çözümlerde sıkıntı var. Yıllık enflasyonun yüzde 9-10 seviyesinde olduğu Türkiye'de, asgari ücret yüzde 8, memur maaşları yüzde 7,5 artarken getirilen zamlar da haliyle tepki görüyor.

Bakın sosyal medyada zamlara tepki gösteren vatandaşların çoğu ülkenin bekası için bu istenilenlerden çok daha fazlasını vermeye hazır ancak toplumda iki konuda yaygın olan kanaatin hükümet tarafından açıklanmasına ihtiyaç var.

Vatandaş, kamuda ciddi bir israf olduğunu düşünüyor ve bu saltanatın sonlandırılmasını istiyor. Ayrıca verginin asıl alınması gereken kesimlerin (büyük şirketler, holdingler, kamu müteahhitleri, doktor ve avukat gibi çok kazanan serbest meslekler) yerine orta direkten (küçük esnaf, ücretli çalışanlar ve kobiler) alındığına inanıyor.

Eğer maliye yönetimi aldığı kararların doğru ve hakkaniyetli olduğuna inanıyorsa, sayın bakan basının karşısına çıkıp bu itiraz edilen hususlarla ilgili halkı ikna etmelidir. Eğer bu da başarılıp vatandaş ikna edilmeden uygulamaya geçilirse, bu tam bir harakiri paketi olarak tarihe geçecektir!